Ten rengine odaklanıldı ama: Biden'in Savunma Bakanı kim?

General Llyod Austin, milyar dolarlık silah imalatçısı Raytheon'un yönetim kurulu üyesi. Medyaysa dünyanın en büyük askeri gücünün başına bir şirket temsilcisinin geçmesindense ten rengine odaklandı.

Kaya Emre Uzmay

Llyod Austin'un Savunma Bakanlığı'na adaylığı Joe Biden Biden'in partisini ikiye bölmüş durumda: Bir taraf bir sivil makama eski bir askerin getiriliyor olmasından şikayetçiyken bir tarafsa müstakbel bakanın ten rengine odaklanmış durumda. Austin'in milyar dolarlık bir silah taciri firmanın yönetim kurulunda olmasıysa gündeme gelmiyor.

Austin'in müstakbel bakan olmasını kutlayan medyanın odaklandığı tek konuysa onun siyah olması oldu. Biden'sa kendi yazdığı(!) bir yazıda neden emeki general Austin'in savunma bakanı olması gerektiğine ilişkin üç ana sebep saydı: 1. Kendisini Irak İşgali'nden tanıyor olması, 2. Muharebe görmüş ilk üst düzey Siyahi Amerikalı general olması, 3. Kimlik manasında 'çeşitlilik gösteren' bir ulusal savunma politikası güdülmesi.

General Llyod Austin

Temel olarak Austin'in müstakbel bakanlığını destekleyen Demokrat Partililer, onun kabinede 'bir çeşitlilik' olmasından daha öte bir argüman sunmamış oldular. Bakanlığına biraz daha şüpheci yaklaşan Demokrat Partililerse onun bir sivil değil, askeri bir görevli olmuş olmasından şikayetçi.

Demokrat Parti'nin "sol" kanadından gelen eleştirilerse Austin'in adaylığının, makama bir sivilin atanması geleneğeninin rafa kaldırılması anlamına geldiği yönünde şekilleniyor. Auistin'in yakın dönemde (2016) emekli olmasıysa bakan olabilmesi için kendisini kongreden özel bir izne tabii kılıyor. Normal şartlar altında görevden ayrılmasının üstünden en az 7 yıl geçmiş olması gerekiyordu.

Tartışılmayan konu: Milyar dolarlık silah taciri

Ancak Biden'in müstakbel bakanının emekliliğini boş geçirmemiş olması anaakım medya ve sol tandansdaki Demokrat Partilileri rahatsız etmiş görünmüyor. Emekli General Llyod Austin 4 yıldır ABD'li en büyük silah firmalarından Raytheon'un yönetim kurulu üyesi.

Bu bir noktada dünyanın en büyük askeri gücünün başına milyar dolarlık silah firmalarıyla fiziksel bağlantılı bir kişinin geçmesi anlamına geliyor.

Askeri sicili: Irak İşgali, Suriyeli cihatçıların silahlandırılması

Biden'ın da aktardığı gibi, Austin Irak İşgali sırasında sadece bir komutan olarak yer almıyordu, aynı zamanda işgali temsil eden bir "devlet adamı" olarak da varlık gösterdi. Biden ABD'nin ülkeyi işgali ve nihayetinde 2011'de askerlerin bir kısmının geri çekilmesi sırasında Austin'in Irak'lı yetkililer ve ABD'nin bölgedeki partnerleriyle yürüttüğü diplomasinin Savunma Bakanı olacağı döneme örnek teşkil edeceğini belirtti.

Austin'in ABD'nin askeri diplomasini yürüttüğü örneklerden birisi de Suriye'deki cihatçıların eğitilmesi oldu.

2015 yılında o zamanlar Merkez Komutanlığı'ndan sorumlu olan Austin, o zamanki Senato Silahlı Hizmetler Komitesi Başkanı Cumhuriyetçi Senatör John McCain tarafından oradaki ABD çıkarlarını korumakta yeterli hareket etmediği için ifadesi alınırken yaptığı savunmada ABD'nin Ortadoğu komutanlığı Centcom’un Suriyeli muhaliflere yönelik 500 milyon dolarlık eğitim ve teçhizat programına dahil olup Suriye'yle ilk savaştan sağ kurtulan yalnızca “dört veya beş” eğitimli savaşçı ürettiğini itiraf etti.

McCain'se söz konusu olayı, "korkunç bir başarısızlık" olarak ifade etti.

Pentagon'daki ilk silah taciri olmayacak

Austin'in Raytheon yöneticiliğinden Pentagon'a geçecek olması ABD için çok yeni bir olgu sayılmaz. Yakın zamana kadar ABD Savunma Bakanları büyük silah satıcılarıyla bu kadar yüksek dirsek temasına sahip değildi, ancak bu geleneği Donald Trump bozmuş oldu.

Trump, hem bir eski asker hem de bir silah üreticisi lobicisi olan James Mattis'i Pentagon'un başına geçirerek ABD'nin Pentagon'da sivil ve "lobici olmayan" birini bulundurma geleneğini rafa kaldıdı. Mattis bir başka büyük silah firması General Dynamics'in yönetim kurulu üyesiydi, ardından gelen Mark Esper'se tıpkı Austin gibi Raytheon yönetim kurulu üyesiydi.