Taksim Meydanı projesi için çağrı: Aceleye getirilmemeli

Mimarlar Odası ve 19 kurum, Taksim Meydanı’na ilişkin seçilecek projenin meydanın kimliğine ve hafızasına zarar verme riski taşıdığı konusunda uyardı.

Haber Merkezi

TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Şubesi’nin de aralarında yer aldığı bir dizi kurum, Taksim Meydanı’na ilişkin projenin aceleye getirilmemesi ve bundan sonra atılacak tüm adımların birlikte tartışılması çağrısında bulundu.

“Taksim Meydanı Yarışma Sürecine ve Sonrasına İlişkin Zorunlu Açıklama” başlığıyla yapılan açıklamada Taksim Meydanı, Bakırköy Meydanı ve Salacak Sahil Şeridi Kentsel Tasarım Yarışmalarını kazanan eşdeğer projelerin 19 Ekim itibariyle halk oylamasına sunulduğu hatırlatıldı.

'Sağlıklı ve etkin katılım zemini sağlanamadı'

2020 yılının ilk aylarında başlayan yarışma süreçlerinin “kısa vadeli, aceleci bir takvim içine sıkışmış olması ve buna bağlı bir hızla yürütülüp sonuçlandırılması”nın kamuoyunun, meslek örgütlerinin ve ilgili sivil toplum kuruluşlarının sürece sağlıklı ve etkin bir şekilde katılımı için uygun bir zemin oluşmasına izin vermediği ifade edildi.

Taksim Meydanı yarışmasının ilan edildiği Mart ayında etkisini gösteren koronavirüs salgınının yarışma sürecini gölgede bıraktığı belirtilen açıklamada, sürecin yeterli ilgi ve tartışma zemininden yoksun kaldığına dikkat çekildi.

İstanbulluların yarışma sürecine ancak yarışma tamamlandıktan sonra dahil olabilmesinin Taksim Meydanı’yla ilgili demokratik taleplerin yarışmacılara aktarılması fırsatını da ortadan kaldırdığı vurgulanan açıklamada, Taksim Meydanı’nın bir park değil “emek, mücadele ve demokrasi meydanı” olduğu vurgulandı.

'Kimlik ve hafızaya zarar verme riski var'

Yapılan jüri değerlendirmeleri ve halk oylaması sonucunda elde edilecek herhangi bir projenin ve özellikle projenin uygulama sürecinin, Meydan’ın kimliğine ve hafızasına zarar verme riski taşıdığı belirtilen açıklamada "Hepimizin meydanı olan Taksim’in aceleye getirilemeyecek kadar değerli ve önemli bir meydan olduğu unutulmamalıdır” denildi.

Açıklamanın imzacısı olan kurumlar, İBB'ye ve ilgili kurumlara henüz çok geç olmadan "birlikte, etkin, şeffaf ve kapsayıcı bir diyalog zemini" oluşturma ve Taksim Meydanı için bundan sonra atılacak tüm adımları birlikte ele alma çağrısında bulundu.

20 kurum tarafından yapılan açıklamanın tam metni şöyle:

Taksim Meydanı Yarışma Sürecine ve Sonrasına İlişkin Zorunlu Açıklama

Kamuoyu ve yetkililere,

İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından İstanbul’un önemli meydan ve alanlarına ilişkin yarışmalarının bir bölümü tamamlanmış olup; Taksim Meydanı, Bakırköy Meydanı ve Salacak Sahil Şeridi Kentsel Tasarım Yarışmalarını kazanan eşdeğer projeler, 19 Ekim 2020 Pazartesi günü itibarıyla halk oylamasına sunulmuştur. Bugüne kadar izlenen yarışma yöntemlerinden farklı olarak uygulanan halk oylaması, 2020 yılının ilk aylarında başlayan yarışma süreçlerinin kamuoyundaki görünürlüğünü artırmakla birlikte, İstanbulluların takdirine sunulan eşdeğer projeler ve yarışmalara konu olan meydanlar hakkında farklı tartışmaları da beraberinde getirmiştir. Söz konusu meydanlar arasında simgesel ve tarihsel önemi sadece İstanbul için değil, tüm ülke için belirgin olan Taksim Meydanı’nın da yer alması, bu tartışmaları daha da anlamlı kılmaktadır.

Öncelikle ifade edilmelidir ki; İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından İstanbul’un önemli meydan ve alanları için yarışma projeleri düzenlenmesi ve ilgili kesimlerin sürece dahil edilmesi çok değerli ve yararlıdır. Bununla birlikte, yarışma süreçlerinin kısa vadeli, aceleci bir takvim içine sıkışmış olması ve buna bağlı bir hızla yürütülüp sonuçlandırılması, kamuoyunun oldukça önemli bir bölümünün, meslek örgütlerinin ve ilgili sivil toplum kuruluşlarının sürece sağlıklı ve etkin bir şekilde katılımı için uygun bir zemin oluşmasına izin vermemiştir. Taksim Meydanı yarışmasının ilan edildiği Mart ayıyla birlikte ülkemizi de etkisi altına alan koronavirüs salgını ve sonuçları, yarışma sürecini gölgede bırakmış, bu süreç hak ettiği ilgi düzeyinden ve tartışma zemininden yoksun kalmıştır. Bu ve benzeri nedenlerle İstanbulluların yarışma sürecine ancak yarışma tamamlandıktan sonra dahil olabilmesi, Taksim meydanı ile ilgili demokratik taleplerin yarışma aşamasında yarışmacılara aktarılması fırsatını da ortadan kaldırmıştır.

Oysaki, 1977 1 Mayıs’ından Gezi Direnişine toplumun demokrasi ve hak taleplerinin hafızasını taşıyan Taksim Meydanı yarışma sürecinde halkın, sivil toplum kuruluşlarının, meslek odalarının, kısacası Taksim’le bağı olan tüm kesimlerin ortak taleplerine, beklentilerine yer verilerek sürecin daha rasyonel, demokratik ve katılımcı bir yaklaşımla kurgulanması sağlanabilirdi.

Taksim Meydanı ve çevresi, son yıllarda birçok hukuk dışı müdahaleye maruz kalmış, Topçu Kışlası gibi ideolojik dayatmalarla tehdit edilmiş, yer altına yapılan battı çıktı yollarla meydan vasfı zedelenmiş, Meydan’ın tamamlayıcı ögeleri olan Gezi Parkı, AKM ve Maksem ile olan ilişkisi zayıflatılmıştır. Yarışma şartnamesinin, hem bu tespitleri, hem İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin politik kabul ve beklentilerini de içermesi sağlanabilir, ortaya konan projelerin olmazsa olmaz sınırlarının tanımlanmasına fırsat verebilirdi. Bu sınırların ve kabullerin ortaya konması, iktidarın ideolojisi doğrultusunda, özellikle de 2000’li yıllarla birlikte ardı ardına gerçekleşen ve Taksim bölgesi üzerinde telafisi imkânsız kent suçlarını ortaya çıkaran Galataport, Kabataş, Taksim Camisi, Tarlabaşı, Atatürk Kültür Merkezi ve Cumhuriyet Caddesi yıkımları gibi hukuksuz projelerin tam da orta yerinde yer alan Taksim Meydanı Proje Yarışmasının, İstanbul’u bu yeni kent siluetine mecbur etmesinin önüne geçebilirdi. Taksim Meydanı gibi çok katmanlı bir alanda çok disiplinli bir tartışma zemininin oluşturulması, yarışmanın içeriğini ve ortaya konan eserleri meslek disiplinleri açısından çok daha zenginleştirebilirdi.

Taksim Cumhuriyet Meydanı bir park değil; emek, mücadele ve demokrasi meydanıdır. Yapılan jüri değerlendirmeleri ve halk oylaması sonucunda elde edilecek herhangi bir projenin ve özellikle projenin uygulama sürecinin, Meydan’ın kimliğine ve hafızasına zarar verme riski, olası bir sorun olarak karşımızdadır. Hepimizin meydanı olan Taksim’in aceleye getirilemeyecek kadar değerli ve önemli bir meydan olduğu unutulmamalıdır.

Gelinen aşamada, henüz çok geç olmadan, tüm bu sorunları birlikte değerlendirmek ve Taksim’de yapılacak olası uygulamalara ilişkin taleplerimizi aktarmak üzere İstanbul Büyükşehir Belediyesi’yle, ilgili tüm kurumlarla ve sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte, etkin, şeffaf ve kapsayıcı bir diyalog zeminini oluşturmanın önemi bir kez daha anlaşılmıştır.

Biz aşağıda imzası bulunanlar, tüm kamuoyunu, duyarlı yurttaşları ve idarecileri kaygılarımıza kulak vermeye ve Taksim Meydanı için bundan sonra atılacak tüm adımları süreç boyunca, birlikte ele almaya ve tartışmaya, davet ediyoruz.

 İMZALAYAN KURUMLAR
(Alfabetik Sırayla)

  1. Arkeologlar Derneği İstanbul Şubesi

  2. Ayaspaşa Çevre Güzelleştirme ve Yaşatma Derneği

  3. Beyoğlu Eğlence Yerleri Derneği

  4. Devlet Tiyatroları Opera ve Balesi Çalışanları Vakfı

  5. DİSK İstanbul Bölge Temsilciği

  6. Emekliler Dayanışma Sendikası

  7. Heykeltıraşlar Derneği

  8. İstanbul Tabip Odası

  9. KESK İstanbul Şubeler Platformu

  10. Kültür Sanat ve Turizm Emekçileri Sendikası

  11. Nazım Hikmet Kültür Merkezi

  12. Sanatçılar Girişimi

  13. Sinema Emekçileri Sendikası

  14. Sosyal Haklar Derneği

  15. Sosyoloji Mezunları Derneği

  16. Taksim Gezi Parkı Güzelleştirme ve Koruma Derneği

  17. TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi

  18. Tüm Öğretim Elemanları Derneği İstanbul Şubesi

  19. Uluslararası Plastik Sanatçılar Derneği

  20. Validebağ Gönüllüleri Derneği