SSCB'nin ‘İlk nükleer silah kullanan olmama’ doktrini Putin tarafından kaldırıldı

ABD ve Rusya arasında 'Soğuk Savaş' döneminde SSCB’nin inisiyatifiyle uygulanmaya başlanan nükleer silahların kullanımı önlemeye yönelik girişimler ve anlaşmalar tarihe karışırken Rusya ilk nükleer kullanan devlet olmama kararını rafa kaldırdı.

Dış Haberler

SSCB tarafından alınan nükleer silah kullanımına yönelik silahları ilk kullanan devlet olmama kararı Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından kaldırılken Rusya artık nükleer bir saldırı olmadığı takdirde dahi nükleer silahlarla cevap verme kararı aldı.

Putin salı günü, ülkenin kritik yönetimsel ve askeri altyapısını hedef alan saldırılar karşısında nükleer silahların kullanmasına izin veren Rusya'nın yeni nükleer caydırıcı politikasını onayladı.

Karar, SSCB döneminde alınan "nükleer silahı ilk kullanan olmama" doktrinini resmen kaldırmış oldu.

Rus askeri doktrinine uygun olarak yeni karar ülkenin nükleer silahlara veya “devletin varlığını tehdit eden” geleneksel silahları içeren bir saldırganlığa tepki olarak nükleer silah kullanabileceğini teyit ediyor.

Karşılıklı artan gerilimler ve ‘kıyamet günü cihazları’

Rusya tarafından alınan bu karar iki emperyalist kamp arasında karşılıklı artan nükleer serbestleşmenin ve oluşan gerilimin bir parçası.

Soğuk Savaş döneminde Sovyetler Birliği’nin girişimeriye ve baskısıyla kurulan nükleer anlaşmalar ülkelerin nükleer silahları kullanmasını ve üretmesini sınırlama amacı güdüyordu ancak bunlar son dönemde ABD hükümeti tarafından hedef alınmaya başlandı.

Bunlar arasında Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması’nın (INF, Intermediate-Range Nuclear Forces Treaty) tarihe karışıması geçtiğimiz yıl gerçekleşti. Anlaşmaya göre, ABD ve SSCB’nin elinde bulunan kısa menzilli (500 ila 1000 km) ve orta menzilli (1000 ila 5500 km) karaya yerleştirilmiş nükleer başlıklı füzelerin kullanımı ve üretimi durdurulacaktı.

ABD yönetimi bu anlaşmadan çekileceğini 20 Ekim 2018 tarihinde ilan etmiş ve 1 Şubat 2019’da anlaşmayı feshettiğini açıklamıştı.

Bir diğer nükleer silahlanmayı sınırlandıran anlaşma olan Nükleer Silahların İndirimi Antlaşması’ysa (START) Soğuk Savaş döneminde ABD’yle SSCB arasında imzalanmış ve 2010’da Rusya ve ABD arasında yenilenmişti. Anlaşma 2021’de uzatılmadığı takdirde geçerliliğini kaybedecek. Trump yönetimiyse anlaşmaya yönelik hoşnutsuzluğunu daha önce birçok sefer dile getirmişti.

Halen ayakta kalan tek ABD-Rusya nükleer silah kontrol anlaşması, ABD Başkanı Barack Obama ve daha sonra Rusya Devlet Başkanı Dmitry Medvedev tarafından 2010 yılında imzalanan Yeni START anlaşması. Anlaşma her iki ülkeyi en fazla 1.550 konuşlu nükleer savaş başlığı ve 700 konuşlandırılmış füze ve bombardıman uçağı ile sınırlıyor ve uygunluğu doğrulamak için yerinde incelemelerin geçekleştirilmesini öngörüyor.

Rusya tarafından alınan son karar kapsamındaysa artık kendi topraklarını veya müttefiklerini hedefleyen balistik füzelerin kullanımı hakkında “güvenilir bilgi” alınırsa ve aynı zamanda “kritik öneme sahip hükümet veya askeriye noktaları hedef alınırsa” nükleer füzeler kullanılabilecek.

Putin, 2018'de ABD füze savunmasını işe yaramaz hale getirecek bir dizi yeni silah açıkladı. Ses hızından 27 kat daha hızlı uçabilen ve düşmanın füze kalkanını atlatmayı hedefleyen keskin manevralar yapabilen Avangard hipersonik aracıyla silahlanan ilk birim geçtiğimiz yıl Aralık ayında göreve başladı.

Rus diplomatlar, Avangard'ın uzatılmışsa Yeni START'a dahil edilebileceğini söyledi. Hafta sonu BM Güvenlik Konseyi üyelerine yaptığı bir çağrıda Putin, Yeni START anlaşmasının süresinin dolmak üzere olduğu konusunda uyardı.