Soma kararının ardından: 'Cezalar bizim çocuklarımızı geri getirmeyecek ama emsal teşkil edecekti'

Yargıtay'ın 301 maden işçisinin yaşamını yitirdiği Soma katliamıyla ilgili davada kararını açıklamasının ardından soL'a konuşan, katliamda oğlunu kaybeden Soma 301 Madenciler Sosyal Yardımlaşma Derneği Başkanı İsmail Çolak, 'Bunlara verilen cezalar bizim çocuklarımızı geri getirmeyecek. Ama bu kamuoyu vicdanı rahatlayacaktı, emsal teşkil edecekti' dedi.

Aslı İnanmışık

Manisa'nın Soma ilçesinde, 13 Mayıs 2014 tarihinde meydana gelen ve 301 madencinin yaşamını yitirdiği maden katliamıyla ilgili Yargıtay 12. Ceza dairesi kararını açıkladı. 

Yargıtay 37 sanık hakkında verilen beraat kararını onarken, Ramazan Doğru, Akın Çelik ve İsmail Adalı’nın beraat taleplerini ise reddetti. Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan’ın da aralarında bulunduğu 4 sanığın ise 301 kez “olası kastla adam öldürme” ve 162 kez “olası kastla adam yaralama” suçlarından ceza almaları gerektiği belirtildi.

Böylelikle, maden sahibi Can Gürkan’a “basit taksirle ölüme neden olma” suçundan verilen 15 yıl hapis cezası bozuldu.

Yargıtay'ın kararının ardından Soma 301 Madenciler Sosyal Yardımlaşma Derneği Başkanı İsmail Çolak'la görüştük. Çolak, yıllardır adil yargılanma talep ettiklerini anlattı. Yargıtay'ın kararını olumlu karşıladıklarını belirten Çolak, "Verilen cezalar bizim çocuklarımızı geri getirmeyecek" dedi. Çolak şöyle konuştu:

'Baştan düzgün yargılama yapılmalıydı'

"Yürütmenin ülkemizde olmadığı bir zamanda, Yargıtay'dan çıkan karar bize umut verdi, aslını konuşmak gerekirse. Umutluyuz. Bu 4 kişinin olası kasttan yargılanması gerektiğini söylüyoruz, en başından beri. Bu insanlar gerçekten sorumludur, suçludur. Bilirkişi raporları var. Onlar doğrultusunda ceza alacaklarını umut ediyorduk ama maalesef taksirden ceza almışlardı. Onu da yapmadılar biliyorsunuz çıkardıkları infaz yasasıyla. Yargıtay'ın bu kararının ardından umut ediyoruz ki, benzer bir heyet mahkememize baksın.

Aslında geç alınmış bir karar. 2018 Nisan ayında olayın bir numaralı sanığı Can Gürkan'ı ödüllendirerek tahliye etmişlerdi. Hepimiz karşı çıkmıştık, doğru bir karar değildi. Bu siyasi ve yanlı bir karardı. Aslında baştan düzgün yargılama yapılmalıydı. Öyle olsaydı şu anda bunları da konuşuyor olmayacaktık. "

'Şaibelerle dolu bir yargılama süreci geçti'

"Bunlara verilen cezalar bizim çocuklarımızı geri getirmeyecek. Ama bu kamuoyu vicdanı rahatlayacaktı, emsal teşkil edecekti. Biz her zaman bunun peşindeydik. Adil yargılama yapılsın, adil cezalar verilsin. Maden ocaklarında ve farklı iş kollarında alınmayan iş güvenliği tedbirlerinden dolayı insanların hayatlarını kaybetmemesi gerekir. Bunun için de yeterli cezalar almalarını istemiştik. Malesef yargının, yürütmenin talimatları sonucunda istediklerini alan, istediklerini serbest bırakan bir sistem var. Ayrıcaocağa girmiş, keşifler yapmış bir mahkeme başkanını bu dava karar aşamasındayken görevden almaları zaten şaibeliydi. Başka bir şaibeli mahkeme başkanı, Salih Pehlivan dosyaya atandı. Yani şaibelerle dolu bir yargılama süreci geçti."