soL TV | İstanbul'un birkaç aylık suyu kaldı

Uzmanlara göre bir iki aylık suyu kalan İstanbul'un su krizi soL Bakış'ta mercek altına alınıyor.

Haber Merkezi

İstanbulluların yılbaşı kutlamasınlar diye evlerine kapatıldığı karantina günlerinde su kaynaklarındaki doluluk oranı yüzde 20'nin altına geriledi. Uzmanlara göre şehrin bir iki aylık suyu kaldı. 16 milyon İstanbullu büyük bir su sorunuyla karşı karşıya. soL Bakış bu programda İstanbul'un su krizini mercek altına aldı.

Programı soLTV'nin YouTube kanalından izleyebilirsiniz:

İSKİ Genel Müdürlüğünün yaptığı açıklamaya göre 3 Ocak 2021 tarihi itibariyle İstanbul’un içme suyu kaynaklarının doluluk oranı yüzde 19,91. Bu oran 2 Ocak’ta yüzde 20,02, 1 Ocak’ta yüzde 20,13’tü.

İstanbul'a her gün ortalama 2,5 milyon metreküp su veriliyor. Uzun zamandır yağış yok, yakın zamanda olacağına değin işaret de yok. İstanbul her geçen gün su kaynaklarını biraz daha eksiltiyor. Şehir büyük bir susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya demek bu.

Uzmanlara göre 16 milyonluk nüfusuyla devasa bir metropol olan İstanbul’un 2-3 aylık suyu kaldı. Böylece susuzluk da yağmur ve kar yağışıyla çözülebilecek bir sorun olmaktan çıktı.

Sorunun temel kaynağı zannedildiği gibi sadece yağışların yetersizliği değil zaten.

Şehre verilen suyun yüzde 99’u yağışlardan kaynaklı yüzey sularının toplanması ile sağlanıyor. Yani su toplama havzaları ne kadar büyük olursa o kadar fazla yağış toplanıyor. Oysa son yıllarda bu havzaların yapılaşmaya açılması, kentin kuzeyinde bulunan ormanların yok edilmesi, yağışların akış ile barajları doldurmasını imkânsız hale getirdi.

Yani İstanbul Havalimanı inşaatının da susuzlukta katkısı var. Çünkü şehrin su havzası üzerine konduruldu. AKP’nin ısrarla yapmayacağı çalıştığı Kanal İstanbul ise doğrudan su kaynaklarının üzerinden geçecek.

Konuşulmayan etkenlerden biri de kentin su şebekesindeki kayıp-kaçak oranı. Bu oran yüzde 22.3. Yani arıtma tesisinden çıkan her 100 litre suyun 22 litresi İstanbullulara ulaşamadan şebekede kayboluyor.

Melen çözüm olacak mı? 

Bütün bu devasa sorunların tek çözümü ise iddiaya göre Melen Barajı.

Melen’de inşaat 2012’de başladı. 2016’da biteceği söyleniyordu ancak sonuç söylendiği gibi olmadı. Kaldı ki Melen’deki sorun sadece inşaatın yavaş ilerlemesi değil. Bölgenin kanalizasyon suları hâlâ Melen’e akıyor. Yani ortalıkta sağlıklı, içilebilir bir su kaynağı yok. Olsa bile 200 kilometre öteden getirilecek suyun maliyetinin artacağı, artan maliyetin de İstanbullulara yükleneceği açık.

Hal böyleyken AKP şehrin mevcut su kaynaklarını tamamen yok edecek “Kanalİstanbul” projesinde ısrar ediyor.

Proje gerçekleşirse kentin su ihtiyacını karşılayan Sazlıdere Barajı tamamıyla yok olacak. Terkos Barajı ise daralacak ve tuzlanma tehlikesiyle karşı karşıya kalacak.

Ayrıca bu kanal etrafında ortaya çıkacak yeni yapılaşma su toplama havzalarının da yok olmasına neden olacak.

İstanbul’un su kaynaklarındaki doluluk oranı yüzde 20’nin altında. Şehir bu çapta bir susuzlukla 1994 yılında karşı karşıya kalmıştı. Ama o tarihte şehrin nüfusu bugünkünün oldukça altındaydı.

Susuzluk kapıda. Çözümü ise yağmur duasına çıkmakta değil, şehrin sınırsızca yağmalanmasına engel olmakta. Ülkenin artık çılgın projelere değil, aklı başında yeni bir iktidara ihtiyacı var.