Skandal ifadelerle dolu ÇED kararına mahkemeden yürütmeyi durdurma çıktı!

Turistlerin mermeri tercih edeceği, hayvanların da başka yerlerde yaşayabileceğinin savunulduğu mermer ocağı projesi için verilen 'ÇED Gerekli Değildir' kararına mahkemeden yürütmeyi durdurma geldi.

Yusuf Yavuz

Mersin’in Anamur ilçesine bağlı Korucuk köyünde açılması planlanan mermer ocağıyla ilgili verilen "ÇED Gerekli Değildir" kararının yürütmesi durduruldu.

Mersin Çevre ve Doğa Derneği (MERÇED) ile Korucuk köylülerinin açtığı davaya bakan Mersin 2. İdare Mahkemesi, Mersin Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün 30 Aralık 2019 tarihli kararını hukuka aykırı bularak yürütmesini durdurdu. Mahkemenin oy birliği ile aldığı durdurma kararında itiraz yolunun kapalı olduğuna hükmedilerek, “dava konusu işlemin hukuka aykırılığı saptandıktan sonra hukuk âleminde varlığını sürdürmesi, tüm işlem ve eylemlerin hukuka uygun olduğu karinesine dayanan hukuk devleti ilkesine aykırı bir durum yaratacağından ve işlemin yürütülmesi durumunda dava konusu alanda madencilik faaliyetlerine başlanılacağından, anılan işlemin uygulanmasında telafisi güç zararlar doğabileceği açıktır” ifadelerine yer verildi.

Korucuk köyünde özel bir firma tarafından yaklaşık 100 hektarlık bir alanda açılmak istenen mermer ocağı için verilen "ÇED Gerekli Değildir" kararı 6 Ocak 2020 tarihinde duyuruldu. Tamamı orman arazisi olan bölgede açılmak istenen mermer ocağının doğal alanların yanı sıra iki köyün tarımsal üretimini ve su kaynaklarını olumsuz etkileyeceğini savunan yöre halkı, kararın iptali için dava açtı.

'ÇED Gerekli Değildir' kararı hukuka aykırı bulundu

Mersin Çevre Derneği (MERÇED) ile Korucuk ve Ovabaşı köylerinin muhtarlarının açtığı davaya bakan Mersin 2. İdare Mahkemesi, mermer ocağı için verilen "ÇED Gerekli Değildir" kararını hukuka aykırı bularak yürütmesini durdurdu.

Temmuz 2020’de mermer ocağı açılması planlanan bölgede yapılan bilirkişi incelemesinin ardından konuyla ilgili uzmanlar tarafından hazırlanan rapora dayanan mahkemenin yürütmeyi durdurma kararında, maden sahasının bulunduğu bölgenin yarı kurak bir iklime sahip olması ve eriyebilen kayaçların yaygın olmasından dolayı sınırlı bir yeraltı suyu dolaşımı söz konusu olduğuna dikkat çekilerek, madencilik faaliyetinin yeraltı sularını olumsuz etkileyeceği belirtildi. Mermer ocağı projesinin bölgede özel bir değere sahip olan tarımsal üretimi ve ormancılık faaliyetlerini de olumsuz yönde etkileyeceği vurgulandı. Proje için verilen "ÇED Gerekli Değildir" kararında hukuka uyarlık görülmediği belirtildi.

Karara itiraz yolu kapalı

Mahkemenin oy birliği ile aldığı yürütmeyi durdurma kararında itiraz yolunun kapalı olduğu da belirtilerek, “dava konusu işlemin hukuka aykırılığı saptandıktan sonra hukuk âleminde varlığını sürdürmesi, tüm işlem ve eylemlerin hukuka uygun olduğu karinesine dayanan hukuk devleti ilkesine aykırı bir durum yaratacağından ve işlemin yürütülmesi durumunda dava konusu alanda madencilik faaliyetlerine başlanılacağından, anılan işlemin uygulanmasında telafisi güç zararlar doğabileceği açıktır” ifadelerine yer verildi.

Proje hayata geçerse yılda 31 bin ton atık çıkacak

Mustafa Çetin tarafından açılmak istenen mermer ocağı için hazırlanan proje kapsamında ilk etapta 25 bin metrekarelik alanda yılda 52 bin ton blok mermer çıkarılacağı, 31 bin tonun üzerinde de "pasa" adı verilen atık malzeme üretileceği belirtilmişti.

ÇED raporunda skandal ifadelere yer verilmişti

“Faaliyet alanı içerisindeki fauna türleri geniş yayılımlı türler olup faaliyetin başlamasıyla beraber çevredeki arazilere doğru yöneleceklerdir” denilen ÇED raporunda turizm amaçlı otel, motel, site ve tatil köyleri gibi yatırımlarda doğal mermer kullanımında artış olduğu savunularak şöyle denilmişti:

“Bu gibi yatırımlarda doğal mermer kullanımı ile daha estetik bir görünüm verilmekle beraber turistlerin daha doğal ortamda tatil tercihlerine katkıda bulunulmaktadır. Turizm ülkesi olan ülkemizin bu yörelerinde doğal mermer kullanılmasına önem verilmelidir. Bu yörelerde hem doğallığı hem de modern yaşam tarzını ve çevreciliği doğal estetiklik ile birleştirerek harikulade projelerin geliştirilmesi turizme kesinlikle katkı sağlayacağı düşünülmelidir.”