Siverek’te bir imamın koruyucu elbise verilmediği için virüsten öldüğü iddia edildi

Siverek’te imamlık yapan Osman Çilenti'nin müftülükteki usulsüzlüklere karşı çıkınca hedef yapılarak koronadan ölenlerin cenazesini yıkamakla görevlendirildiği, koruyucu elbise verilmediği için de virüsten yaşamını yitirdiği iddia edildi.

Haber Merkezi

Urfa’nın Siverek ilçesine 35 kilometre uzaklıktaki Burçalık (Daralıx) köyünde iki yıldır cami imamı olarak görev yapan Osman Çilenti, bundan yaklaşık iki hafta önce Siverek Müftülüğü tarafından koronavirüsten yaşamını yitirenlerin cenazelerini yıkamakla görevlendirildi.

Yeni Yaşam'dan M. Ferhat Çelik'in haberine göre, ilçe merkezinde görevlendirilen tek personel 44 yaşındaki Çilenti'ye, virüsten ölenlerin cenazelerinin nasıl yıkanacağı konusunda eğitim ve koruyucu kıyafet verilmedi.

Çilenti, bir cenazeyi yıkadıktan sonra eve geldiğinde, ailesine kendisini iyi hissetmediğini ve virüs kapmış olabileceğini söyledi. İki gün kendisini ev içinde karantinaya alan, yüksek ateşi ve ağrısı olan Çilenti, eşinin ısrarları üzerine hastaneye gitti. Burada kendisine bir iğne yapıldıktan sonra eve gönderildi.

Pozitif çıktı, müftülük inanmadı

Eşi, doktorlara virüslü bir cenazeyi yıkadığını söylemesini ve test yapılması için ısrar etmesini istedi. Bunun üzerine sonraki gün tekrardan hastaneye giden Çilenti’ye test yapıldı, birkaç ilaç verilip tekrar evine gönderildi. İki gün sonra e-Nabız sistemi üzerinden test sonucunun pozitif çıktığını öğrendi. Sonraki gün habere göre, müftülükten aranıp, koronavirüsten kaynaklı ölen bir kişinin daha cenazesini yıkaması için çağrıldı.

Çilenti ise test sonucunun pozitif çıktığını ve kendini karantinaya aldığını söyledi. Ancak müftülükte görevli şef, buna inanmadı ve raporunu da alıp kuruma gelmesini istedi. Bunun üzerine Osman Çilenti, raporunu telefon üzerinden hem amirine hem de müftüye gönderdi. Sonraki gün ise Çilenti hakkında daha önce başlatılan iki soruşturma için savunması alınmak istendi.

Bir ayda üç denetleme

Rahime Çilenti, eşinin müftülükteki kimi usulsüzlüklere itiraz ettiği için hedef tahtasına oturtulduğu iddiasında. Çilenti’nin anlatımlarına göre, eşi daha önce görev yaptığı köyde lojmanlarına oturulamaz raporu verilince müftülükten ilçe merkezinde görevlendirilmesi yönünde talepte bulundu. Ancak bu talebi, “Şu an bu işlemleri yapamıyoruz” diye geri çevrildi.

Ardından müftülük ile ters düştüğü söylenen Osman Çilenti’ye Temmuz ayı içinde üç defa denetleme için müftülük görevlileri gönderildi. Habere göre Çilenti’nin testinin pozitif çıkmasından bir gün sonra kendisini arayan müftülük yetkilileri, prosedüre aykırı biçimde telefondan savunmasını aldı. Hastalık yüzünden halsizlik çeken ve ağrılar içinde yatan Çilenti, güçlükle savunmasını verdi. Bu savunmayı kağıda döken müftülük, bir şoförü evine gönderip, tutanağı asansöre koydu ve imzalaması için Çilenti’ye gönderdi. Evrakı imzalayan Çilenti, tekrardan asansörle görevliye ulaştırdı.

‘Telefonu tutacak hali yoktu’

Müftülüğün yaptıklarına tepki gösteren Çilenti, “Eşimin test sonucunun pozitif çıktığına bile inanmadılar. Onların beyinleri yalanla çalıştığı için herkesin yalanla çalıştığını sanıyorlar. Onların insanlık dışı muamelesine karşı ben artık onları insan sıfatında görmüyorum. Eşimin telefonu tutacak hali yokken savunmasını aldılar” dedi.

Çilenti, şunları söyledi: “Odasında son nefesini veriyordu. Gidip kalp masajı yapana kadar kaybettik onu. Ambulansa haber verdik, o da çok geç geldi. Onların da hatası vardı. Müftülük bu imamların gönüllü olarak koronalı cenazeleri yıkadığını söylüyor. Bu yalan. O görev verilen imamlardan biri gelip benimle görüştü, ‘Yenge biz kesinlikle gönüllü değiliz. Kimse bile bile ölüme gitmez’ dedi. Suç duyurusunda bulunmak için müftülükten hem görevlendirme kağıdını hem de savunma tutanağının fotokopilerini istedik, hâlâ bize dönüş yapmadılar. Ben burada art niyet ararım, yardımcı olmak istiyorlarsa bir haftadır verirlerdi. Müftülük veya Sağlık Bakanlığı kim sorumluysa cezasını çeksinler. Eşimin şehit muamelesi görmesini istiyorum.”

Habere göre Siverek Müftülüğü, konu hakkında açıklama yapabilecek hiçbir yetkili bulunmadığını öne sürerek, cevap vermekten kaçındı.