Salgında en büyük risk 'salgın kontrolümüz altında' demektir

Erdoğan Kalyon Güneş Teknolojileri Fabrikasının açılış konuşmasında “vaka sayılarında kısmi bir artış yaşansa da salgın halen kontrolümüz altındadır” dedi. Oysa salgının kontrol altında olduğunu söyleyebilmek için her şeyden önce günlük vaka sayısının 100’ün altına inmiş olması gerekiyordu.

İlker Belek

Erdoğan Kalyon Güneş Teknolojileri Fabrikasının açılış konuşmasında “vaka sayılarında kısmi bir artış yaşansa da salgın halen kontrolümüz altındadır” dedi.

Salgının hep kontrol altında olduğunu iddia ettiler

Salgının kontrol altında olduğunu kanıtlayan ne?

Sayının henüz 2.000’e ulaşmamış olması mı? Mesele değil, kısa süre içinde o da olacak nitekim.

Mayıs ayının 11’inde ilk “normalleşme” adımı olarak AVM’lerin açılmasına karar verildiğinde de salgın kontrol altında deniliyordu. 11 Mayıs’taki günlük vaka sayısı 1.114’dü.

Sonra 1 Haziran “normalleşme”si geldi. O tarihte vaka sayısı 827 idi, ama 29 Mayıs’a kadar 1.100 civarında seyretmişti ve salgın yine kontrol altındaydı.

Salgının kontrol altında olduğunu iddia etmenin koşulları

Oysa salgının kontrol altında olduğunu söyleyebilmek için her şeyden önce günlük vaka sayısının 100’ün altına inmiş olması gerekiyordu. Bilim Kurulu Ağustos ayı için bu beklentideydi.

Sonra, “normalleşme” adımları, turizm, havayolu, AVM patronlarının çıkarları doğrultusunda değil, bilimin gösterdiği yönde atılmalıydı. Tersine, her iki “normalleşme”de benimsenen tarz da yeni bir pikin çok geçmeden ülkemizi etkisi altına almasını sağlayacak yönde oldu. Kısa süre içinde yoğun bakım ve entübe hasta sayılarında önemli artışlar gerçekleşti.

Salgının kontrol altında olduğuna karar verebilmenin bir diğer koşulu da yeterli test yapılması ve risk gruplarının taranmasıydı. Türkiye bu bakımdan da hep gevşek davrandı. Son günlerde sırayla 60 binin, 70 binin üzerine çıkan test sayıları salgın kontrolü bakımından hiç bir şey ifade etmiyor.

Zira basına yansıdığı kadarıyla Cumhurbaşkanlığı personeline, AKP teşkilatına haftada birkaç kez test yapılıyor. Ayrıca verilen sayılar içinde yurt dışına çıkanlara yapılan testler de var. Bu grupların riskli grup tanımı içine kesinlikle girmedikleri ortada.

Riskli gruplar hala taranmıyor

“Normalleşme” kararını izleyen süreçte test bakımından önemli olan riskli grupların taranmasıdır.

Riskli grup örneğin sağlıkçılardır, ama onlar şimdiye AKP’nin teveccühüne mazhar olmayı bir türlü beceremediler.

Hal böyleyken, il valileri sürekli olarak vaka sayılarında dramatik artış olduğu açıklamasında bulunurken, zatürresi olup Covid-19 tedavisi verilen hastalar, sırf testleri negatif diye vaka sayılarına dahil edilmezken, yani istatistiklerin hiç bir güvenilirliği yokken, salgın kontrol altındadır demek salgını kontrol altına almak açısından en önemli risk faktörüdür.

Çünkü yalnızca toplumun daha da gevşemesine yol açar.

Gerçeğe gereken önem verilmediğinde gerçeklik öneminden bir şey yitirmiş olmaz.