Manisa OSB’deki Vestel’de “normalleşme” sürecinin ardından yüzlerce işçinin Covid-19 testinin pozitif çıktığı ve bugüne kadar 7 işçinin virüsten dolayı yaşamını yitirdiği öne sürülmüştü.
Vestel’de önceki gün de iki işçinin koronavirüs kaynaklı olarak yaşamını yitirdiği ifade edilmişti.
Kentteki vakalar hızla artarken, Manisa OSB Yönetim Kurulu Başkanı Sait Türek, tepki çekecek bir açıklama yaptı.
"1 Haziran’daki normalleşme sürecinin başlangıcıyla birlikte tüm ülke çapında gördüğümüz hareketlenme maalesef fabrikalara da yansıyor" diyen Türek, "Ama bu, fabrikaların kusurundan değil. Maalesef insanımız kendine olan saygısını değil, karşısındakine olan saygısını koruması lazım. Bu konuda biraz gevşeklik olduğunu gözlüyoruz. Şu anda bölgemizde 55 binin üzerinde çalışanımız var. Zaman zaman bu arkadaşlarımızı Manisa OSB bünyesinde bir pansiyon inşa edip de dışarıya bırakmasak mı diye düşünüyoruz" ifadesini kullanmıştı.
'Sait Türek Türkiye'nin neresinde yaşıyor?'
Türek'in bu açıklamasına ilişkin soL'a konuşan bir Vestel işçisi gerçek tabloyu anlattı.
“Virüsü dışardan taşıdığımızı söylüyorlar. Günde 12 saat çalışıyoruz. Günün yarısından fazlasını zaten fabrikada geçiriyoruz, kalan kısmı da yemeğe ve uyumaya ancak yetiyor. Bu çalışma temposunda zaten gezecek enerjiyi bulmamız mümkün değil. Sait Türek Türkiye’nin neresinde yaşıyor?" diyen Vestel işçisi, sözlerine şöyle devam etti:
'İşçiler ölüyor, üretim durmuyor'
İşçinin halinden haberi var mı? Asgari ücret alıyoruz 2300 lira, açlık sınırı olmuş 2400 lira. Açız, geçinemiyoruz. Değil tatil yapmak, bir kafede oturup ailemizle çay bile içemiyoruz. Fabrika dışında bir yer görmüyoruz. Sürekli bizi suçlayarak sorumluluklarından kaçıyorlar. Karantina ve filyasyon uygulanmıyor, fabrika dezenfekte edilmiyor. İşçiler ölüyor, üretim durmuyor. Patronlar paraya doymuyor!
Sait Türek, vakaları ve ölümleri yalanlamış, asparagas demiş. Manisa küçük yer, bütün ölümleri ve vakaları başta işçiler ve hastane çalışanları olmak üzere herkes biliyor. Kimden neyi gizliyorlar? Vestel mayın tarlası, yetkililerden yardım istiyoruz. Bir an önce sesimizi duyup daha fazla işçi ölmeden tedbir alsınlar!”
'Şikayetimiz olsa bile yok yazmamız isteniyor'
Tekstil fabrikasında çalışan bir başka işçi ise kentteki çalışma koşullarına ilişkin şunları söyledi:
“Fabrikalar hijyen olarak denetlenmiyor. Fabrikalarda vardiya değişiminde makineler dezenfekte edilmiyor, servisler dezenfekte edilmiyor. İşçiler mecbur bant sisteminde yan yana çalışıyorlar, aynı yerlere dokunuyorlar. Kronik hasta olanları izne ayırmıyorlar, ayırsalar da maaş yetersiz oluyor. Her gün işbaşı yapmadan önce öksürük, nefes darlığı vb şikayetler ile ilgili form dolduruyorlar. Ancak şikayetimiz olsa bile “Yok” yazmamız isteniyor. İş güvenliği patrona hizmet ediyor, patron revir doktoruna “İşler durmasın, üretim devam etsin, aman ha işçilere izin verme” diyor. Sait Türek’e soruyorum: Hijyenin olmadığı, dezenfekte edilmeyen bir ortamda ve bir sürü neden varken suçlu biz miyiz siz misiniz? Ama sadece patronlara daha çok üretmek için aç kalmayacak şekilde maaş alıyoruz ve aldığımız maaşlar karın bile doyurmuyor. Açız, geçinemiyoruz.”
Sait Türek, Dardanel’de uygulanan kapalı devre çalışma modelini hatırlatan açıklamasında “Zaman zaman bu arkadaşlarımızı Manisa OSB bünyesinde bir pansiyon inşa edip dışarı bırakmasak mı diye düşünüyoruz” ifadelerine yer vermişti. İşçiler buna verdikleri yanıtta ise, “Bu sistem sağlıklı olan arkadaşlarımızın da hızla virüsü kapmasından ve Organize Sanayinin artan bir şekilde virüs yuvası olmasından başka bir işe yaramayacak. Bizi köleleştirerek, bu toplama kampı benzeri yapılarda ölüme mahkum etmek istiyorlar. Patronlar daha fazla kar için, bizi gözden çıkardı. Kriz hepimizin belini büktü, işsiz kalmayı göze alamıyoruz, çaresiziz" ifadesini kullandı.