Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tedavideki 'başarı' ve hidroksiklorokin hakkında şimdi ne diyecek?

Sağlık Bakanlığı 'başarı'yı hidroksiklorokin kullanımıyla ilişkilendirdi. Dünya Sağlık Örgütü'nün Covid-19 tedavi araştırmasından bu ilacı çıkarmasının ardından, Türkiye'nin tedavideki başarısının hidroksiklorokin kullanımı ile ilgili olmadığı da görülmüş oldu.

İlker Belek

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca sürecin en başından beri Türkiye’nin tedavideki başarısından, bu bakımdan dünyaya örnek oluşturduğundan söz etti. 

Fatalite hızının (ölüm sayısı/vaka sayısı) düşüklüğünü ve yoğun bakımlık hasta sayısının azlığını ilişkilendirdiği önemli unsurlardan birisi hidroksiklorokindi.

15 Nisan tarihindeki basın toplantısında hidroksiklorokini dünyada en yaygın kullanan ülkenin Türkiye olduğunu, bütün vakalara ve şüpheli vakalara hidroksiklorokin başladıklarını, bu ilacın diğer ülkelerde ancak ciddi durumdaki hastalara verilmesine karşılık kendilerinin en erken aşamada kullandıklarını övünerek açıklamış ve tedavideki “başarı”larını da buna bağlamıştı.1

Hidroksiklorokin yan etkileri fazla ve Covid-19 tedavisinde etkinliği kanıtlanmamış bir ilaçtı

Oysa sıtma tedavisinde kullanılan hidroksiklorokinin Covid-19’daki etkisi kanıtlanmış değildi. Üstelik yaygın olarak ciddi yan etkilerinden de söz edilmekteydi. O nedenle kimi ülkeler hastaları gruplandırarak, farklı gruplara farklı ilaçları vererek, yani vaka-kontrol tipi araştırmalarla hidroksiklorokinin etkinliğini anlamaya çalıştılar.

Türkiye ise kulaktan dolma olarak nitelenebilecek bilgilere balıklama atlamayı ve hidroksiklorokinin güvenilirliğine ve etkinliğine tereddütsüz güvenmeyi tercih etti.

DSÖ Covid-19 tedavi araştırmasından hidroksiklorokini çıkardı

En nihayetinde 22 Mayıs tarihinde Lancet’te yayımlanan bir araştırmayla hem hidroksiklorokinin yan etkilerine hem de Covid-19 tedavisinde herhangi bir etkinliğinin olmadığına ilişkin sonuçlar duyuruldu. 

Araştırma kesitsel nitelikli olsa, bu nedenle de sonuçlarının güvenilirliği sorgulanmayı hak etse bile, yaklaşık 100.000 hastayı içeriyor olması dikkate alınmasını gerektirir.2

Zaten bu nedenle DSÖ de 26 Mayıs tarihinde, yürüttüğü ilaç araştırmalarında hidroksiklorokin kullanımını durdurma kararı aldı.3,4

Türkiye’de fatalite hızının düşüklüğünün tedaviyle ilgili olmadığı ortaya çıktı

Böylece sürecin bu aşamasında şu sonuçlar ortaya çıkmış oldu: 

1-Türkiye’nin tedavideki başarısı hidroksiklorokine bağlı değildir. 

2-Türkiye’deki fatalite hızının düşüklüğü tedavideki başarısına bağlı değildir. Türkiye’de fatalite hızının düşüklüğünü belirleyen en önemli faktör, en başından beri belirttiğimiz gibi, muhtemelen Türkiye’nin nüfusunun genç olmasıdır. 

3- Lancet’te yayımlanan makale ve DSÖ’nün açıklamaları Türkiye’nin tedavide herhangi bir başarısının değil, tersine ilacın yan etkileri nedeniyle başarısızlığının olduğunu ima eder.

4-Türkiye’de Bilim Kurulu’nun  salgın yönetimindeki performansı bu sonuçlarla birlikte bir kez daha sorgulanır hale gelmiştir. Hatırlanacağı üzere Bilim ve Aydınlanma Akademisi daha 23 Nisan’da Bilim Kurulu’nu iktidarın propaganda aygıtı olarak nitelemişti.5