Rusya Erdoğan konusunda temkinli ama gardını da aldı

Rusya bölgedeki kazanımlarını korumak için hızla askeri anlamda gardını alırken Türkiye söz konusu olduğunda temkinli bekleyişini sürdürüyor.

Gözde Kök

Türkiye’nin son zamanlarda Rusya aleyhine attığı dış politika adımlarının Kremlin tarafından serinkanlı bir tutumla takip edildiği görülüyor. Karadeniz’deki askeri hareketlilik ve Montrö’nün tartışmaya açılması karşısında Rusya tedirginliğini ve hassasiyetini dile getirse de Türkiye’yle ilgili ani kararlar vermekten ve bazı kozları öne sürmekten şimdilik kaçınıyor. Kremlin’dekiler için, AKP’nin hareket alanının daraldığını ve ABD’nin Rusya’yı gerileterek NATO’yu konsolide etme politikasını bir fırsat olarak gördüğünü anlamak zor olmasa gerek. Ancak beri yanda AKP’nin Rusya ile son yıllarda girdiği ekonomik angajmanlar ve enerji bağımlılığı gibi konular var. Ayrıca Rusya ile köprülerin tamamen atılması Türkiye için batıya karşı gerektiğinde kullanılacak bir kaldıraç olan bir partnerden vazgeçmek anlamına gelecek. Bütün bunlar hesaba katıldığında Rusya şimdilik “ne yaptığını görüyorum” mesajı vermekle yetiniyor. AKP hükümeti ise Rusya’nın sinir uçlarına dokunarak Putin yönetimini “sabrını sınamaya” devam ediyor. Bu sınama açısından yeni bir dönemeç 9 Nisan’da dönülmüş oldu.

Lavrov: Ukrayna’yı silahlandırmayın

Ukrayna devlet başkanı Zelenskiy’in Üst Düzey İşbirliği Konseyi Toplantısı için İstanbul ziyareti sonrası Erdoğan’ın yaptığı açıklamalar karşısında Kremlin yüksek perdeden bir yanıttan kaçındı. Ziyarete en üst düzeyde tepki bir basın toplantısı sırasında sorulan soru üzerine Dışişleri Bakanı Lavrov’dan geldi: Lavrov, Rusya’nın iletişim halinde olduğu Türkiye gibi sorumluluk sahibi devletlerin Ukrayna’nın militarist ruh halini teşvik etmemesini, bu devleti silahlandırmamasını tavsiye etmekle yetindi.

Türkiye Kırım ve Donbass sorunlarına dahil olma derdinde

Oysa Zelenskiy ile yaptığı görüşme sonrası Erdoğan Rusya’nın en koyu kırmızı çizgisi olan Kırım konusunda Ukrayna’nın girişimlerini desteklediğini kamuoyuna duyurmuş oldu. Görüşmede Donbass’la birlikte Kırım işgal edilmiş Ukrayna toprakları olarak anıldı. Erdoğan, Ukrayna’nın oluşturduğu ve Kırım’ı Ukrayna’ya geri döndürmeyi hedefleyen “Kırım Platformu”na Türkiye’nin dahil olabileceğini açıkladı. Böylece Rusya’nın 2014 Kırım operasyonunu ilhak olarak nitelendiren, 2017’den beri Kırım’ın mevcut statüsünü kabul etmediğini sık sık dile getiren Türkiye bu konudaki tutumunu bir adım öteye taşımış oldu.

Ruslar, Ukrayna’nın SSCB’den “bağımsızlık günü” olan 24 Ağustos’ta toplanması planlanan, Türkiye’yle birlikte, Almanya, Fransa, İngiltere, Kanada ve ABD’nin davet edildiği Kırım Platformu’nu ciddiye almıyorlar ve başarılı olacağını düşünmüyorlar. Yine de bugüne kadar Türkiye’nin NATO üyeliği ile ilişkilendirilen Kırım politikasında kuvvadan fiile geçmesinin anlamı büyük. Bir de üstüne Erdoğan’ın Türkiye’nin Kırım Tatarlarının hakları konusunda sorumluluğunu hatırlaması Türkiye’nin “Ukrayna sorununda” ana aktörlerden biri olmaya soyunduğunu göstermesi bakımından çarpıcıydı. Erdoğan’ın Donbass’ta “barışçıl çözüm” için Türkiye’nin elinden geleni yapmaya istekli olduğu yolundaki sözleri bu tabloyu tamamlıyor.

Rus basınında yazılıp çizilene bakılırsa Ukrayna Donbass’la ilgili Türkiye’nin arabuluculuğundan çok Türk İHA’ları ile ilgileniyor. Geçen yıl Dağlık Karabağ savaşında Türk İHA’larının Azerbaycan’a sağladığı avantajın benzerini Rus silahlarına karşı Donbass’ta yakalayabileceklerini düşündükleri için. Rusya basını ise Donbass’taki sivil kayıplar için Türk silahlarını sorumlu tutmaya şimdiden başladı.

AKP’den Ukrayna’ya NATO üyeliği için yardım önerisi

AKP yönetiminin 9 Nisan zirvesinde Türkiye’nin Ukrayna’nın NATO Üyelik Eylem Planı’nı bir an önce imzalaması ve NATO standartlarına ulaşması için yardım edeceğini taahhüt etmesi şunu gösteriyor: Önümüzdeki dönem iki ülke arasında silah alışverişinde ve ortak askeri projelerdeki artışın ötesinde AKP iktidarı NATO adına Ukrayna ordusunun hamiliğine soyunma hevesinde. ABD’nin Ukrayna-Türkiye yakınlaşmasına bu açıdan örtük destek vermiş olması olası. Öte yandan, Rusya’nın Ukrayna’nın NATO’ya giriş için aşırı istekli olması konusunda ne düşündüğü biliniyor; üyelik işinin ciddiye binmesi durumunda Donbass bölgesinin Ukrayna’dan kopacağını açık açık söylüyor Rus hükümeti. Gidişat bu yönde olursa, Türkiye AKP yüzünden oldukça tehlikeli bir gerilimin merkezine yerleşmiş olacak.

Başta söylendiği gibi Putin yönetimi Türkiye’nin Ukrayna hamleleri karşısında arada yapılan temkinli uyarıları saymazsak şimdilik takipte ve bir teyakkuz fotoğrafı vermiyor. O nedenle, Türkiye’nin hamlelerinin Rus yönetiminde ve kamuoyunda nasıl bir ruh hali yarattığını anlamak için Rus basınına bakmakta fayda var. RIA 9 Nisan sonrası Rusya parlamentosu üyelerinin Erdoğan-Zelenskiy zirvesiyle ilgili demeçlerini toparlamış. Bu demeçlere bakarak, Putin yönetiminin Türkiye’nin çıkışlarıyla ilgili tepkisini daha alt düzey yöneticilerle yansıtmayı tercih ettiğini söyleyebiliriz.

Rus siyasetçilerden Erdoğan’a Kırım tepkisi

Devlet Duması vekili Mihail Şeremet Erdoğan’a heveslerini dizginlemesini, zaten karışık olan kendi iç işleriyle meşgul olmasını tavsiye etti ve dostane olmayan adımların hak ettiği karşılığı bulacağını hatırlattı. Ayrıca Rus vatandaşlarının hiçbir şekilde can güvenliklerinin olmadığı Türkiye’ye gitmekten vazgeçirilmesi gerektiğini söyledi. Bu çağrı sebepsiz değildi: Daha Zelenskiy İstanbul’a gitmeden, Montrö tartışmalarının alevlendiği sıralarda hükümetin Türkiye’ye uçuşları durdurma konusunu gündemine aldığı konuşuluyordu. Putin’in telefon görüşmesinde Türkiye’de artan vakaları Erdoğan’a sorması da bu konuyla ilişkiliydi. Nihayet 12 Nisan’da beklenen karar geldi ve Rusya Türkiye’ye uçuşları pandemi önlemleri kapsamında 15 Nisan’dan 1 Haziran’a kadar durdurdu. Bu kararın siyasi bir karar olduğu, Türkiye’yi turizm gelirlerinden vurarak uyarma amacı taşıdığı konuşuluyor elbette. Eğer öyleyse de Rusya’nın bunu hiç tansiyonu yükseltmeden yaptığı ortada.

Bir başka Duma vekili Ruslan Balbek Erdoğan’ın biraz da Zelenskiy’in duymak istediklerini söylediğini, genç politikayı yüreklendirmeye çalıştığını ironik biçimde belirterek Türkiye’nin ortaya attıklarını hayata geçirecek durumda olmadığını ima ediyor. Federasyon Konseyi’nde Kırım yarımadasını temsil eden senatör Sergey Tsekov Erdoğan’ın tutumunu inatçı ve hayalci bulduğunu, Kırım’ın Ukrayna’ya dönüşünü milyonlarca kez dile getirseler de Kırım Rusya’nın parçası olarak kalacağını belirtti. Yine Kırım’dan Duma vekili Natalya Poklonskaya Erdoğan’ı Kırım Platformu’na dahil olmaya karar vermeden önce Kırım’a davet etti, kendi gözleriyle insanların Rusya’nın parçası olarak yaşamaktan mutlu olduğunu görmesini önerdi. Kırım Parlamentosu uluslararası ilişkiler komisyonu başkanı Yuri Gempel de “Erdoğan gerçekten akil ve cesur bir siyasetçiyse Kırım’a gelebilir, Kırım’ın kapıları açık” dedi. Vekile göre Türk liderlinin sözleri Kırımlılar için akılsızca ve rencide edici.

Rus basınından: Türkiye’nin niyeti ne?

Kommersant’ta 11 Nisan’da “Barış için Silahlar” başlığıyla çıkan yazıda Erdoğan’ın Donbass sorununun barışçıl yollardan çözümüne ve Ukrayna-Türkiye arasındaki kapsamlı askeri işbirliği planları ve Türkiye’nin Ukrayna’ya yoğun silah satışı arasındaki çelişkiye dikkat çekildi. Siyaset Bilimci Yuri Svetov Radyo Sputnik’e yaptığı açıklamada Erdoğan’ın Kırım açılımının iktidar partisinin Yeni Osmanlıcı dış politikasıyla ilgili olduğunu hatırlattı ve Türkiye’nin gelecek vaat eden bir müttefik olmadığını iddia etti. Rusya Türkiye’nin Kürt sorununu hiç bu ülkeye karşı kullanmaya yeltenmemişken, Erdoğan’ın Kırım’daki saldırgan Tatar hareketini desteklemesini bu iddiaya gerekçe olarak gösterdi. Hezavisimaya Gazeta’dan Gennadi Petrov’a göre Türkiye, Rusya ile arasındaki büyük oyunda Ukrayna’yı kullanıyor. Yoksa Ukrayna ile Türkiye’nin yakınlaşmasının önünde geniş ufuklar yok. Bunun yakın bir politik ve askeri ittifaka dönüşmesi mümkün değil. İki ülke arasında serbest bölge oluşturma gibi bir hedef olsa da 2000’lerin başından beri aynı şey söylenip duruyor ve ortada fazla bir ilerleme yok.

AKP hükümetinin Ukrayna’daki nüfuzunu ilerletme konusunda epey yol aldığı söylenebilir. Şu an Kiev’de AKP’nin işini bu konuda kolaylaştıran, Rusya karşısında tüm yabancı aktörlere ülkenin kapılarını sonuna kadar açmaya hevesli bir partneri var. AKP Türkiye’yi çoktandır ABD-Rusya kapışmasının merkezine yerleşmiş olan Ukrayna’ya çekerken tehlikeli bir oyun oynuyor. Rusya bölgedeki kazanımlarını korumak için hızla askeri anlamda gardını alırken Türkiye söz konusu olduğunda temkinli bekleyişini sürdürüyor. Geçen Cuma Erdoğan ve Zelenskiy’in karar altına aldığı başlıklardan özellikle Kırım konusunda somut adımlar atılmaya başlanırsa işin rengi değişecektir.