Rus aşısının faz 1-2 düzey araştırması yayımlandı

Basında çok tartışılan Rusya'nın geliştirdiği Covid-19 aşısına ilişkin araştırmanın sonuçları Lancet isimli dergide yayımlandı.

Haber Merkezi

Rusya’nın geliştirdiği aşı basında çok tartışıldı. Bunda aşının Putin tarafından duyurulmasının ve Putin’in kızına da aşının yapıldığı bilgisini paylaşmasının etkisi oldu.

Oysa o dönemde aşı henüz faz 2 aşamasındaydı ve ancak çok sınırlı sayıda insan üzerinde denenmişti. Anlaşılan bunlardan birisi de Putin’in kızıydı. Üstelik faz 1-2’ye ilişkin hiçbir sonuç uluslararası tıp dergilerinde yayımlanmamış, yani bilimsel ortamda tartışmaya açılmamıştı.

Aşının etkinliğinin kanıtlanabilmesi içinse faz 3 aşamadan başarıyla geçmesi gerekiyordu. Bu ise 10 binlerce gönüllü üzerinde denenmesini gerektiriyordu. Öte yandan Faz 3 araştırmasının en erken Eylül ayı başında başlayabileceği Rus yetkililer tarafından açıklanmıştı.

Çok sözü edilen Rus aşısının faz 1-2 aşamasına ilişkin sonuçlar nihayet Lancet dergisinde 4 Eylül tarihinde yayımlandı. 

Buna göre faz 1 çalışmaları Rusya’da iki hastanede 18-60 yaş arasındaki sağlıklı kadın ve erkek gönüllüler üzerinde yapıldı.

Faz 1’de aşı ilk gün uygulandıktan sonra gönüllüler 28 gün izleme alındı. Faz 2 aşamasında ise 21. günde ikinci doz uygulandı.

Hümoral bağışıklığı değerlendirmek için 0, 14, 21 ve 28. günlerde kanda ELISA yöntemiyle antikor bakılırken, hücresel bağışıklık için T hücre yanıtı, interferon gama konsantrasyonu ve nötralizan antikor düzeyleri ölçüldü. Ayrıca aşının güvenliğini değerlendirmek üzere de yan etkiler kaydedildi.

18 Haziran ile 3 Ağustos tarihleri arasında yürütülen faz 1 ve 2 araştırmalarının her birisine 38’er kişiden toplam 76 kişi dahil edildi. 

Araştırmada adenovirüsü vektör olarak içeren iki tür aşı kullanıldı. 

Araştırmanın sonuçlarına göre aşı iyi tolere ediliyor. En sık görülen yan etkileri enjeksiyon yerinde ağrı (%58), ısı artışı ((%50), baş ağrısı %42), halsizlik (%28) ve kas ve eklem ağrıları (%24). Ancak bu yan etkilerin tamamı orta derecede ve ciddi bir sıkıntı yaratmıyor. Tüm gönüllülerde yüksek düzeyde hücresel ve hümoral bağışıklık oluşturmuş olması koruyucu olacağına dair işaret veriyor.