Roscosmos: Venüs bir Rus gezegenidir

Rusya, Venüs'te yaşam belirtisinin ipuçlarını veren fosfin gazının bulunmasından bir gün sonra gezegeni keşfe hazırlandıklarını duyurdu.

Haber Merkezi

"Venüs'ün Rus bir gezegen olduğuna inanıyoruz" diyen Rus uzay ajansı Rocosmos'un başkanı Dmitry Rogozin gezegende incelemeler yapmak için ulusal bir proje başlatılacağını söyledi.

Roscosmos'tan yapılan açıklamada da Venüs'teki ilk misyonların Sovyetler Birliği tarafından yürütüldüğüne vurgu yapıldı. Açıklamada, "Venüs ile ilgili çalışmalarda, Sovyetler Birliği ile rakipleri arasındaki olağanüstü uçurum, ABD'nin Venüs'ü 'bir Sovyet gezegeni' olarak adlandırmasında katkısı olmuştur" denildi.

'Venüs misyonu bağımsız ulusal bir proje olacak'

Amerikan uzay dairesi NASA ile Venera-D adlı, Venüs'ün keşfi ile ilgili bir proje yürüten Rusya'nın daha önce bu misyondaki uluslararası bağlantılarını keseceği iddia edilmişti. Rus basınına yansıyan haberlere göreyse Roscosmos'un planladığı yeni proje hem Venera-D'den hem dış bağlantılardan bağımsız olacak. Rusya, bu misyonla gezegenin yüzeyinde ve atmosferinde yapılacak incelemelerin yanı sıra, Venüs'ün evrimsel sürecini de aydınlatmayı hedefliyor.

Henüz bir gün önce bilim insanları, Venüs gezegeninin atmosferinde bulunan asit yüklü bulutlarda mikropların yaşamlarını sürebileceği fosfin adlı bir gaz tespit ettiklerini ve bunun da Dünya'ya benzer bir yaşamın belirtisi olduğunu duyurmuştu.

NASA Başkanı'ndan Venüs’te yaşam belirtilerinin bulunmasına övgü

Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi (NASA) Başkanı Jim Bridenstine, Venüs’ün atmosferinde fosfin gazının bulunmasını övgüyle karşıladı.

Cardiff Üniversitesi (İngiltere) ile Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nden (ABD) bilimcilerin Venüs gezegeninin atmosferinde, olası yaşam belirtisine işaret eden muhtemelen biyolojik kökenli fosfin maddesini keşfetmelerini Twitter hesabından yaptığı bir paylaşımla değerlendiren Bridenstine, şu ifadeleri kullandı:

“Venüs’te yaşam? Anaerobik biyolojinin bir yan ürünü olan fosfinin keşfi, dünya dışı yaşamın var oluşunun lehine ikna edici gerekçelerin oluşturulmasındaki en önemli gelişmedir.”