Plazma uygulaması ve kök hücre tedavisi nedir?

Tedavideki olası olumlu etkilerine rağmen hem immün plazma uygulamasının hem de kök hücre tedavisinin COVİD-19’da kesin tedavi seçeneği olduğunu söylemek mümkün değil ama şu bir gerçek: Tüm dünyada bu konudaki bilimsel yayınların sayısı büyük bir hızla artıyor.

Haber Merkezi

Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) tedavi yollarından biri olarak ele alınabileceğini bildirmesi ve ABD'de plazma araştırmaları yapılabileceğine ilişkin açıklamanın Gıda ve İlaç Kurumu tarafından yapılmasının ardından ülkemizde de Sağlık Bakanlığı'nın "Covid-19 tedavisinde immün plazma uygulaması ve kök hücre tedavisi denenebilecek" kararı ilgililere iletildi.

COVİD-19 hastalığının seyri hiç belirti göstermeyen hafif hastalıktan yoğun bakımda solunumsal destek gerektiren ağır hastalığa kadar farklılıklar gösteriyor. Şimdiye kadar COVİD-19 tedavisinde herhangi bir antiviral ilacın etkinliği kanıtlanamasa da farklı ilaçlar ve tedavi uygulamaları hastalık seyrini iyileştirmek için kullanılıyor.

COVİD-19’a yönelik yapılmakta olan ilaç çalışmalarında asıl murat edilen doğrudan virüsü öldüren ve hasta kişiyi iyileştiren antiviral ilaçların bulunması. Ancak bu yönde etkinliği gösterilmiş bir ilaç henüz bildirilmedi. Virüsü öldürmeye yönelik olmasa da COVİD-19 hastasının vücuduna giren virüse karşı verdiği ve hastalığın ağırlaşmasında rol oynayan şiddetli bağışıklık yanıtını düzenleyecek ya da baskılayacak bazı ilaçların ve tedavi yöntemlerinin hastalığın şiddetini hafifletebileceğine dair çalışmalar ise yayınlanmaya devam ediyor. Bunlardan biri de geçtiğimiz hafta Türkiye’de de yürürlüğe giren uygun bazı hastalarda ilgili kurulların onayı ile İmmün Plazma Uygulaması.

Immün Plazma Uygulaması kısaca iyileşmiş olan kişinin kanından süzülen plazmanın hastalığı şiddetli olan hastaya nakil edilmesi demek. Bu şekilde iyileşmiş hastanın virüse karşı savaşmayı öğrenmiş hücresel yapılarının hasta olan kişiye aktarılarak aynı virüse karşı bağışıklık yanıtının güçlendirilmesi amaçlanıyor. COVİD-19 salgını sırasında Çin’de çok az sayıda hastaya uygulanan immün plazma uygulaması ile inatçı ateşlerin düştüğü, viral yükün azaldığı ve yoğun bakımda solunumsal desteğe ihtiyacın azaldığı saptanmıştı. Hastalığın seyrindeki bu olumlu gelişmelerin plazma transfüzyonu nedeni ile mi olduğu yoksa hastaların kullanmakta olduğu diğer tedavilerin mi etkili olduğunun anlaşılması için çok daha fazla hasta ile daha iyi dizayn edilmiş çalışmaların yapılmasına ihtiyaç var.

ESKİ BİR YÖNTEM

Plazma tedavisisi yeni keşfedilen bir yöntem değil aslında. 1918-1925 yılları arasında milyonlarca kişinin ölümüne neden olan İspanyol gribi pandemisi sırasında iyileşen kişilerin kan ürünleri hastalara nakledilmiş ve bunun hastalığın düzelmesinde etkili olduğu görülmüştü. 2003 SARS (koronavirüs), 2005 kuş gribi (H5N1), 2009 domuz gribi (H1N1) ve 2015 MERS (koronavirüs) salgınları sırasında da denenmiş olan bu yöntemle hastaların virüs yükünde azalma ve ölüm oranlarında düşme saptanmıştı. Olumsuz bir etkisi olmayan immün plazma transfüzyonunun yapılması, 2014 yılında Ebola salgını sırasında Dünya Sağlık Örgütü tarafından ampirik bir tedavi olarak önerilmişti.

KÖK HÜCRE TEDAVİSİ

COVİD-19 nedeniyle şiddetli hastalığı olan kişilerde ilgili kurulların izniyle denenebilecek bir diğer alternatif tedavi ise kök hücre tedavisi. Yine doğrudan virüslerin öldürülmesine yönelik değil hastanın bağışıklıktan sorumlu çeşitli hücrelerin aktivitelerini düzenleyerek etki gösteren bu yöntem kök hücrelerin damardan verilmesiyle uygulanıyor. Bu tedavi ile bağışıklık sisteminin organ hasarına neden olan aşırı aktivasyonu engellenerek, hücresel mikro onarımların gerçekleştiği düşünülüyor.

Tedavideki olası olumlu etkilerine rağmen hem immün plazma uygulamasının hem de kök hücre tedavisinin COVİD-19’da kesin tedavi seçeneği olduğunu söylemek mümkün değil. Ancak tüm dünyada sayısı milyonları aşan COVİD-19 hastalarının tedavisinde kullanılmakta olan ilaçların ve tedavi uygulamalarını değerlendirildiği bilimsel yayınların sayısı büyük bir hızla artıyor.