Yaptığı kadın düşmanı açıklamalarla daha önce de birçok kez gündem olan AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin, "Bir kadını çıplak arayacaksın, dakikasında bundan rahatsızlığını beyan eder, bir sene beklemez. Onurlu kadın, ahlaklı kadın bir sene beklemez" sözleri nedeniyle tepki çekmişti.
Zengin'in bu sözlerine ve göreve geldiği günden bu yana yaptığı kadın düşmanı açıklamalara ilişkin soL'a değerlendirmede bulunan Komünist Kadınlar'dan Serap Emir, "Şunun altını çizerek başlayalım, bu ülkede kadınların ahlakı Özlem Zengin’e kalmadı, kalmayacak da" dedi.
'Tıpkı partisi gibi kadın düşmanı'
Zengin'in bugüne kadar pek çok kez partisini allayıp pullamak adına kadınlarla ilgili gerçeğe aykırı açıklamalar yaptığına işaret eden Emir, "Özlem Zengin ve her seferinde de kendisini komik duruma düşürdü. Anlaşılan bu politik gaflara devam etmekte de, Türkiye siyasi tarihine adını kara harflerle yazdırmakta da kararlı, kendisi bilir. Bizse şunu çok iyi biliyoruz: Özlem Zengin açık bir kadın düşmanıdır, tıpkı partisi AKP gibi" ifadesini kullandı.
'AKP iktidarı, yapılan her çıplak aramada işlenen suça ortaktır'
Çıplak aramanın, bu ülkede özellikle 80 Darbesi’nden bu yana solculara, muhaliflere, politik “suçlu”lara karşı kullanılan bir işkence yöntemi olduğuna vurgu yapan Emir, şöyle devam etti:
"Temel amaç, adli işleme tabi tutulan kişinin onurunu zedelemektir, onu aşağılamaktır. Bu eylem, Anayasa’nın 17. maddesindeki işkence, eziyet ve kötü muamele yasağı kapsamındadır. Yine insan haklarıyla ilgili tüm uluslararası belgelerde çıplak arama; işkence, insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele kapsamında değerlendirilip hiçbir istisnası olmaksızın yasaklanmıştır. Hatta Birleşmiş Milletler bu yasağı, İşkencenin Önlenmesine Dair Sözleşme ile de ayrıca güvence altına almıştır. Türkiye’de uyuşmazlık mahkemesine şerh koyarak da olsa, 1988 yılında bu sözleşmeyi imzalamış ve onaylamıştır. Öte yandan çıplak arama TCK 94. maddedeki işkence yasağı anlamında da suç niteliğindedir. Bu istisnasız suç tanımında bir istisna yaratarak gedik açansa yine AKP hükümeti olmuştur. 2006 yılında Ceza İnfaz Tüzüğü’nün 46. maddesiyle, cezaevi idaresine belli şartlarda çıplak arama yapma konusunda yetki verilmiş, 28 Nisan 2020 tarihinde de bu hüküm Resmi Gazete’de yayınlanarak Ceza İnfaz yönetmeliğine girmiştir. O halde şunu çok net söyleyebiliriz: Evrensel hukukta insanlık suçu olarak kabul edilmiş bir normda istisna yaratan AKP iktidarı, yapılan her çıplak aramada işlenen suça ortaktır."
'Muhalif kesimlere karşı sopaya dönüştü'
Maalesef, tüm bu hukuki metinlere rağmen çıplak aramanın Türkiye'de sistematik olarak uygulandığını belirten Emir, "Üstelik bu insanlık dışı uygulama, adeta iktidarın kolluk güçleri eliyle, toplumun muhalif kesimlerine karşı kullandığı bir sopaya dönüşmüştür" değerlendirmesinde bulundu.
"Bugüne kadar neredeyse istisnasız her kadın eyleminde ve en son Boğaziçi eylemlerinde çıplak arama yapılmış, insanlık ayıbı işlenmiştir. Ve sanki bunlar olmamış gibi, şimdi AKP’li Zengin çıkıp bu sistematik vakaları görmezden gelerek münferitleştirmeye çalışıyor" diyen Emir, sözlerini şöyle sürdürdü: