Oyuncu Senan Kara'yla konuştuk: 'Bilmemek bir zorbalık hikayesi...'

'Bilmemek' adlı filmdeki rolüyle, festivalde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü kazanan Senan Kara'yla konuştuk.

Haber Merkezi

27. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali, 20 Eylül tarihlerinde kapalı olarak yapılan ödül töreniyle son buldu. Çok sayıda filmin iki kategoride yarıştığı festivalde, Leyla Yılmaz’ın yönettiği “Bilmemek” adlı film, pek çok ödülün de sahibi oldu. Filmdeki rolüyle, festivalde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü kazanan Senan Kara sorularımızı yanıtladı.

Geçtiğimiz hafta Altın Koza Film Festivali'nde Leyla Yılmaz'ın Bilmemek adlı filmindeki rolünüzle En İyi Kadın Oyuncu ödülünü aldınız. İsterseniz hemen aldığınız bu ödülle başlayalım konuşmaya. Ödülü kazandığınızdan nasıl haberdar oldunuz; bekliyor muydunuz böyle bir ödül?

Filmin yönetmeni, senaristi ve aynı zamanda yapımcılarından biri olan sevgili Leyla Yılmaz, Adana Altın Koza Film Festivali seçkisine kabul edildiğimizi söylemişti zaten. Fakat en iyi kadın oyuncu ödülü haberi verilmemişti. Ekipçe orda olmamızı rica ettiler. Pek çok aday gibi ben de salonda öğrendim. Çekimler ve filmin tamamlanma süreci bittikten sonra Leyla filmi izlemek için şirkete çağırdı bizi. Filmi izledim; huzurlu ve iyi bir iş çıkardığımıza inanarak oradan ayrıldım. Ödüller teşvik edicidir tabi ama bir oyuncu olarak, “bu işten ödül bekliyorum” diye yola çıkmanın işin doğasına ve sürecine sekte vuracağına inananlardanım. Filmde yönetmen, görüntü yönetmeni, ışık- ses teknisyeni, oyuncu arkadaşlarım, tüm ekip hedeflerimizden son derece emin; ne anlatacağımızı bilerek ama aynı zamanda kendimize ve işimize ait keşiflerde bulunduğumuz bir alanda birlikte üretmenin mutluluğunu yaşadığımız bir serüvenin içinde bulduk kendimizi. Bence bu, zaten bir başarı. Ama bu başarının ödülle onaylanması, görünür olması sevincimizi daha da artırdı.

Size bu ödülü getiren Bilmemek filminden söz edelim biraz da. Bize filmi ve bu filmdeki rolünüzü anlatabilir misiniz biraz?

Bilmemek bir zorbalık hikayesi. Dünyanın artık zorbalıkla yönetildiği bir çağda bizden olmayanı dışladığımız, ona yaşam hakkı tanımadığımız gerçeğiyle yüzleştiriyor bizi. Bilmediğimiz çok şey var hayatta. Bilgi sahibi olmak yerine fikir sahibi olmayı tercih ettiğimiz, önyargılarımızla yaşamı çekilmez hale getirdiğimiz, bir arada yaşamanın güzelliğini kabul etmediğimiz gerçeği... Selma sıkışmış, eşiyle mutsuz ve çok sevdiği oğlu için evliliğine katlanan idealist bir doktor. Bir gün birdenbire oğlunun ortadan kaybolmasıyla hayatı tepetaklak oluyor. Oğlunu bulmak için verdiği mücadelede gerçekten güçlü durarak kendisi, geçmişi ve tüm çevresiyle yüzleşiyor.

Türkiye'de sanat alanı, pek çok açıdan zor bir dönem yaşıyor. Şu an içinde olduğumuz salgın sürecinde de tüm bu zorluklar katmerlendi. Bugünün Türkiye’sinde oyuncu olmak nasıl bir şey?

Bugünün Türkiyesi'nde oyuncu olmak kadar doktor, öğretmen, işçi, öğrenci olmak da zor bence. Emeğin, bilginin, iş gücünün değer görmediği bir zamandan geçiyoruz. Salgın daha da zorladı hepimizi. Kalabalık set ortamlarında bulaş riski, bölümü kanala zamanında yetiştirme çabası ile salgın kurallarını atlama, yoğun çalışma saatlerinin bağışıklık sistemini kötü etkilemesi gibi durumlar çalışanı zorlayan koşullar. Öte yandan özel tiyatroların uzun süre perde kapatmaları, pek çoğunu telafisi uzun zaman alacak zarara soktu. Devlet desteği, vergi indirimi ya da belli bir süre için affı, seyirci desteği ile özel tiyatrolara soluk aldırmak gerekli. Mesela oyuncusu olduğum İstanbul Şehir Tiyatrosu özel tiyatrolara sahnesini açıp imkanlarını sunarak destek verdi ki bu da tarihinde ilktir. Hem 16 oyunun prömiyerini yapacak hem de konuk ettiği özel tiyatroların oyunlarıyla onlara destek sağlayacak.

Sizi çeşitli rollerden tanıyor pek çok izleyici. Fakat biraz sanat geçmişinizden söz edelim; bize kendinizden söz eder misiniz biraz?

Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Oyunculuk Bölümü mezunuyum. 2000 yılından bu yana şehir tiyatrosunda oyunculuk yapıyorum. En son Serdar Biliş’in yönettiği “On İkinci Gece” oyununda oynuyordum ki Mart'ta tüm oyunlarımız iptal oldu haliyle. Tiyatro dışında “Vatanım Sensin”, “Atiye”
gibi çeşitli televizyon dizilerinde oynadım. Halen “Atiye” ve “Doğduğun Ev Kaderindir” dizilerinin çekimleri devam ediyor.