Ölüm orucundaki avukat Aytaç Ünsal'ın babası: Tahliye etseler biz çocuklarımızı yaşatırız

Anayasa Mahkemesi ölüm orucundaki avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal'ın tahliyesi için yapılan başvuruyu reddetti. Aytaç Ünsal'ın babası Nihat Ünsal, 'Buraya gelmeden önce sağlık durumu daha iyiydi. Cezaevinden çok daha ağır şartlarda kalıyor. Tahliye etseler biz çocuklarımızı yaşatırız' dedi.

Aslı İnanmışık

Adil yargılanma talebiyle ölüm orucundaki avukatlar Aytaç Ünsal ile Ebru Timtik’in tahliye talepli tedbir başvurusunda bulunduğu Anayasa Mahkemesi (AYM) ret yanıtı verdi. AYM’nin kararında, avukatların tutulduğu hastane koşullarının, “Covid-19 salgını veya başka bir tıbbi nedenden kaynaklanan vakalara dayanılarak koşullarının yetersiz olduğunun iddia edilmediği” belirtildi.

AYM'nin kararında “Hastanelerde tedavi altında tutulmakta olan başvurucuların sağlık hizmetlerine erişim imkânına sahip oldukları anlaşılmıştır” denilirken, kararın devamında "Sadece tahliyelerine karar verilmemiş olması nedeniyle yaşamlarına ya da maddi veya manevi bütünlüklerine yönelik ciddi bir tehlikenin ortaya çıktığına dair bilgi ya da bulgunun olmadığı anlaşılmıştır” ifadesine yer verildi.

'Cezaevinden çok daha ağır şartlarda kalıyor'

AYM kararını soL'a değerlendiren Aytaç Ünsal'ın babası Nihat Ünsal, "Cezaevinden çok daha ağır şartlarda, havalandırması olmayan küçücük bir yerde kalıyoruz" dedi. Yargıtay'ın 3 aydır karar vermediğini, adli tatilin bitmesini beklediğini belirten Ünsal, "Tamamen siyasi bir karar" diye konuştu. 

Ünsal şunları söyledi:

"Biz hastanede refakatçi olarak kalıyoruz. Şimdi eşim içeride, ben de 1 hafta kaldım. Herhangi bir tedavi kabul etmiyor zaten, doktorlar geliyor sadece tutanak tutuyorlar. Aytaç bu tutanağa imza atıyor.

Bugün 16. gün resmen işkence yapıyorlar. Cezaevinden çok daha ağır şartlarda, havalandırması olmayan küçücük bir yerde kalıyoruz. Dışarıya açılan bir penceresi yok. Klima var ama bağışıklık sistemi zayıf. Açınca donduruyor, açmasa boğulacak gibi oluyorsunuz. Normalde cezaevinde olsa istediği kadar avukatla görüşebiliyor. Burada avukat görüşü 20 dakika, o da savcılık izniyle. Düşünebiliyor musunuz, 24 saat oda jandarma tarafından gözetliyor. Yani yatmanız da dahil olmak üzere. Bu insanlığa aykırı."

'Adalet, hukuk diye bir şey kalmadı'

"Buraya gelmeden önce sağlık durumu daha iyiydi. Kanuni Sultan Süleyman Hastanesi Dahiliye bölümündeyiz. Burası hastanenin cezaevi koğuşu. Adli Tıp Kurumu'nun raporuna da o bakımdan aykırı, kaldığımız yer. Raporda, 'cezaevi şartlarında kalamaz' deniyordu. Cezaevinden daha ağır şartlar var. Hastane değil aslında burası. Kapıda 15 tane jandarma bekliyor. Gürültü patırtı, sabaha kadar ışık yanıyor. Refakatçi olarak biz de yanında yatıyoruz, sabaha kadar gözetleniyoruz maalesef. 

Aslında tahliye etseler biz çocuklarımızı yaşatırız. Tahliyenin reddine gerekçesinde 'hastanede yattıkları ve tedavi edildikleri' yazmış. Tedavi falan yok, kimse bir dosya istemiyor burdan. Tamamen siyasi bir karar. Anayasa Mahkemesi de maalesef işin içine girmiş durumda. Baro başkanlarına, bize söylenen Yargıtay'ın en geç 1 ay içerisinde karar vereceğiydi. Ne olduysa, birileri bir şey söyledi herhalde, kararı adli tatil sonrasına bıraktılar. Adalet, hukuk diye bir şey kalmadı ülkede gerçekten. Her şey giderilir ama bu adaletsizlik nasıl giderilecek, bilmiyorum."