Okullar böyle açılıyor: Hazırlıklı olunmazsa çok ciddi riskler ortaya çıkar

MEB okulların 31 Ağustos 2020'de açılacağını duyururken, veliler ve eğitim emekçileri salgının yaratabileceği etkiler nedeniyle endişeli. soL'a konuşan Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, 'Var olan bütçenin yetersizliği devam ederken, okulların öncesinde hazırlıklı olma durumu da söz konusu olamaz, devamında da çok ciddi riskler ortaya çıkar' dedi.

Haber Merkezi

Salgın sürecinde yaşananlar Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) krizi yönetmekte ne kadar hazırlıksız olduğunu gösterdi. Uzaktan eğitim öğrenciler için adeta bir kabusa, kamusal bir hakkın engellenmesine dönüştü. Dezavantajlı gruplar, yoksul yerleşim yerlerinde yaşayanlar eğitim alamadı. Ertelenmeyen sınavlar virüsün daha hızlı yayılmasına neden oldu.

Tüm bu yaşananlarla ilgili doyurucu bir açıklama yapılmamışken bir de okulların açılacağı tarih henüz alınan önlemlerle ilgili bilgi de verilmeden duyuruldu. MEB, 2020-2021 Eğitim Öğretim Yılı'na dair 81 ile gönderilen genelgeye göre, okulların 31 Ağustos 2020'de açılacağını ve 18 Haziran 2021'de kapanacağını açıkladı.

Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan konuyla ilgili soL'a önemli bilgiler verdi. Okulların açılması için yeterli hazırlık yapılmadığını söyleyen Aydoğan, gerekli önlemler alınmadığı takdirde çok ciddi riskler ortaya çıkabileceğini belirtti. 

Eğitim Sen Genel Başkanı'nın altını çizdiği önemli başlıklar

MEB okulların açılma ve hazırlık sürecini ilgili tüm kesimlerle birlikte yürütmelidir. Öğretmenler, eğitim ve bilim emekçileri tüm söz, karar süreçlerine dahil edilmelidir.

Salgın uzaktan eğitimin kalıcılaşmasının gerekçesi olmamalıdır.Alınan kararlar tüm okullarda uygulanabilir olmalıdır.

Tüm plânlamalarda ve karar süreçlerinde öğrencilerin, öğretmenlerin sağlığı esas alınmalıdır.

Dezavantajlı gruplar desteklenmelidir.Eğitime yeterli bütçe ayrılmalı, kamu kaynakları halkın kaynaklarıdır, öğrencilerimiz için, eğitim ve bilim emekçileri için kullanılmalıdır.

Okulların açılması kararında ve tüm plânlamalarda, siyasal iktidarın veya sermayenin ihtiyaçları değil, öğrencilerin eğitim emekçilerinin ihtiyaçları esas alınmalı, bilimsel verilerle, bilimsel ölçülerle süreç işletilmelidir.

Feray Aytekin Aydoğan şunları söyledi:

"Okulların yeni dönemde hangi koşullarda açılacağı, ne gibi önlemler alınacağı ve eğitimin nasıl olacağını tartışmadan okulların açılış tarihlerinin belirlenmesi salgının ciddiyetinin kavranılmadığını, sürecin öğrencilerimizin eğitim, sağlık hakkına, eğitim ve bilim emekçilerinin hem sağlık hem de eğitim alanında söz, karar hakkına rağmen işletildiğinin kanıtıdır. Sonuçta salgın yayılımı ve vakalar devam ediyor. Belli yerellerde ve illerde de artış gösteriyor üstelik. Başından itibaren eğitim alanında da tüm bu sürecin, öğretmenlerle, eğitim sendikalarıyla, sağlık örgütleriyle, TTB'yle, SES'le yani tüm kesimlerden oluşturulan bir eğitim bilim kuruluyla sürdürülmesi gerekirdi. Buna rağmen çok hızlı ve ortak akıl olmadan yönetilen bir süreç var. Özel öğretim kurumlarının açılış kararları alındı. Şu anda bir çok rehabilitasyon merkezinde vakalar görülüyor. Bu karar da hızlı ve hazırlıksız alındı."

'Eğitime ayrılan bütçe yeterli değil'

"İllerdeki vaka sayıları sadece rakamlardan ibaret, kişilerin hikâyelerini bilmiyoruz. İl üzerinden olan sapmaya ilişkin net bir açıklama yok. Özellikle MEB de öncelikle hem bu uzaktan eğitim sürecinde yaşananları hem de illerdeki durumu, bilimsel verilerle oluşturulmuş bir tablo olarak ortaya koymalıdır. Bu da birlikte bir kurul oluşturularak yapılmalıdır. Dünyada da bu konuda tartışmalar var, bazı sınıfların uzaktan, bazılarının yüz yüze şekilde eğitimle devam etmesi gerektiğine ilişkin. Bu tartışmaları MEB de sürdürüyor ancak yalnızca bakanlık üzerinden ve alandakilerle konuşmadan. Hâlâ çok sayıda okulda öğrenci sayısı artmasına rağmen eğitim yatırımları her yıl azaltılıyor. Bu yıl da son 17-18 yılın en düşük rakamlarıydı, eğitim yatırımlarına ayrılan bütçe. Örneğin eğitim yatırımlarına mutlaka bütçe ayrılmalı. Başından beri söylüyoruz, halkın kaynaklarının halk için, öğrenciler için, eğitim ve bilim emekçileri için kullanılması gerekiyor.

Büyük kentler başta olmak üzere, okul binalarının sayısı yetersiz. Sınıf mevcudu yoğunluğu devam ediyor. Temizlik, dezenfektan ve benzeri malzemelere çok daha ciddi şekilde ihtiyaç olacak. Temizlik görevlilerine de daha fazla ihtiyaç olacak ki, uzun süredir güvencesiz çalıştırılıyorlar ve yeterli sayıda çalışan da yok bu konuda okullarda. Okul aile birliği ve velilerden toplanan paralar üzerinden bu süreçler işletilmeye çalışılıyor. Dolayısıyla okullarda sosyo ekonomik açıdan öğrencilerin velilerin yaşadığı tablo da son derece eşitsiz bir tablo. Özellikle yoksul yerleşim yerlerinde, kırsal kesimde yer alan okullar bu konuda en dezavantajlı okullar. Buradan kaynaklı da çok ciddi bir sorun var. En başta tartışılması gereken şey eğitim yatırımlarına daha fazla bütçe ayrılması. Buradan başlamak gerekiyor.

'Ciddi riskler ortaya çıkabilir'

"Okul yapımıyla ilgili süreçler salgın yayılımı devam ettiği sürece ne kadar yapılabilir ayrı ama öğretmen atamasından temizlik çalışanı arkadaşların atamasının yapılmasına, dezenfektan temizlik malzemesi başta olmak üzere okulların tüm dezenfekte işlemlerine bütçe ayrılmasına kadar ciddi bir hazırlık gerekiyor. Sağlık görevlisi olup olamayacağına dair bilgi verilip, bu konuda gerekiyorsa öğrencilere, velilere eğitim verme konusunda çalışmalar planlanması ve tüm bunlara ilişkin de bir tartışma yürütülmesi gerekiyor. Aslında başlık çok ancak en temel olanlar tekrar etmek lazım ki, süreç öğretmenlere rağmen yürütülmemeli, her yerelde çıkan farklı tabloya, okulların ihtiyaçlarına en hakim olan öğretmenler, eğitim sendikaları ve ilgili kesimlerle birlikte çalışma yapılmalı. Var olan bütçenin yetersizliği devam ederken, okulların öncesinde hazırlıklı olma durumu da söz konusu olamaz, devamında da çok ciddi riskler ortaya çıkar.

Özel öğretim kurumlarında ortaya çıkan tablo da, bu sürecin hızlı işletilmesinin ne kadar olumsuz sonuçları olacağını bize gösterdi. Başta rehabilitasyon merkezleri olmak üzere açılan özel öğretim kurumlarında da koronavirüs vakaları ortaya çıkmaya başladı. Bu konuya ilişkin örneğin, bakanlık tüm eğitim kurumlarından sorumlu olmasına rağmen hâlâ hiçbir açıklama yapmamış durumda."