Okullar başlayacak mı?

Açıklamalar, genelgeler, twitler havalarda uçuşuyor. Okul yöneticileri ve öğretmenlerse hiçbir şeyin kesin olmadığı bir ortamda yeni yıl için öğretmenler kurulu toplantıları yapmaya hazırlanıyor. İşte takvimin belli olanları, tahmin edilenleri ve beklenenleri...

Mehmet Kuzulugil

Yeni öğretim yılı yaklaşırken, Milli Eğitim Bakanlığı'ndan açıklama üstüne açıklama geliyor, bakanlık genelge üstüne genelge yayınlıyor.

Öte yandan görülmemiş bir belirsizlik varlığını sürdürüyor.

Konuyla ilgili görüştüğümüz okul yöneticileri ve öğretmenler 24 Ağustos günü yapılacak seminerlerle bu yılki eğitim faaliyetlerinin başlamış olacağını ama hiçbir şeyin kesinlik kazanmadığını söylüyor. Öte yandan bu durumun kendisinden de çeşitli sonuçlar çıkarılabiliyor.

Seminer programı

24 Ağustos Pazartesi sabahı Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürü Adnan Boyacı EBA üzerinden öğretmenlere mesleki gelişim programları hakkında bilgi vererek seminer haftasını açmış olacak.

Ardından Milli Eğitim Bakanı'nın EBA'dan canlı olarak yayınlanacak konuşması hep birlikte dinlenecek.

Sonra tüm öğretmenlerin katılımıyla Öğretmenler Kurulu toplanacak. Bakanlık tarafından yollanmış olan gündeme göre Covıd-19 salgını koruma ve önleme tedbirleri kapsamında okul ortamında alınacak önleyici tedbirler ve uyulması gereken kurallarla bu yıl salgın koşullarında öğrenme kazanımlarına ilişkin eksiklerin giderilmesine yönelik planlanan “Tamamlayıcı Eğitim Programı” uygulama süreçleri hakkında bilgilendirme yapılacak.

26 Ağustos Çarşamba günü yapılacak toplantının gündemiyse bakanlık tarafından şöyle tarif edilmiş:

Covıd-19 salgını kontrollü normalleşme sürecinde koruma tedbirleri kapsamında okul ortamlarında alınacak önlemlerin, yapılacak iş ve işlemlerin belirlenmesi.

Öğrenci,öğretmen ve veli ile ilgili süreçlerin planlanması

2020-2021 Eğitim ve Öğretim yılından itibaren 9. sınıftan başlamak üzere güncellenen mesleki ve teknik ortaöğretim programlarının (Haftalık ders çizelgesi, uygulamaya ilişkin açıklamalar, dersler, ders kazanımları, ders süreleri, sertifika programları ve seçmeli meslek dersleri) atölye, laboratuvar ve genel bilgi dersi öğretmenleri tarafından değerlendirilmesi (Mesleki ve teknik liseprogramı uygulayan okul/kurumlarda) 

Her yeni öğretim yılında öğretmenler arasında kısaca "seminerler" olarak adlandırılan bir dizi toplantıyla planlama ve hazırlıklar yapılıyor.

Bu toplantılar okullarda yapılan öğretmenler kurulu toplantılarıyla başlıyor, ilçe ve giderek ilde sınıf/branş öğretmenlerinin zümre toplantılarıyla devam ediyor.

Olağan koşullarda öğretmenler kurulu toplantılarıyla başlayan bu seminer döneminde açılacak şubeler, okuldaki yerleşimleri, ders programları planlanıyor. Öte yandan bu sene bunun yapılması mümkün görünmüyor.

Daha önceki yıllardaki uygulama 1 hafta süren bir seminer döneminin ardından (4+4+4'ten önce bu süre 2 haftaydı) okulun başlaması yönündeydi. Bu 1 hafta içinde okul yönetimlerinin yapmaları gereken hazırlıklar da tamamlanıyordu. Dönem başladıktan sonra değişiklikler yine yapılsa da, sınıflar, dersler, şubeler bu arada belli oluyordu.

Bu yıl, bir haftalık bir seminer döneminin sonunda 3 haftalık bir boşluk var. Öğretmenlerin bu 3 hafta boyunca okulda hazır bulunmalarının isteneceği söyleniyor. Bu son güne kadar hazırlıkların devam etmesinin isteneceğini gösteriyor.

Kesin olan şeyler var ama onların da altı boş

Görüştüğümüz bir okul yöneticisine göre, bakanlıktan şimdiye kadar gelen talimatlar içinde kesin olan iki şey var: 31 Ağustos'ta çevrimiçi eğitimler, 21 Eylül'de de kademeli ve seyreltilmiş olarak yüzyüze eğitim başlayacak.

Öte yandan her iki "kesin talimat" için de uygulamayı mümkün kılacak eksikler var. 31 Ağustos'ta başlayacak olan çevrimiçi eğitimler merkezi olarak yapılacak televizyon yayını ve EBA platformundan videolarla da yapılabilir, geçen dönem uygulandığı şekilde video konferans sistemleri kullanılarak, internet üzerinden öğrencilerle öğretmenler birlikte de yapabilirler. 

Hangisinin yapılacağı bir hafta içinde bakanlık tarafından açıklanacak. Öğretmenlerin ve yöneticilerin hiçbir tahmini yok bu konuda.

İkinci kesin talimatsa 21 Eylül tarihini içeriyor. Bu tarihte okullarda eğitim "kademeli ve seyreltilmiş" olarak başlayacak. Bunun anlamı da henüz açıklığa kavuşmuş değil. Şimdilik ortaokul ve liselerde sadece son sınıf öğrencilerinin okula geleceği tahmin ediliyor. Bu durum da yine bakanlıktan gelecek bir yeni talimatla kesinlik kazanacak.

Öte yandan "kesin" gibi görünen bu tarihler aslında hiç de kesin değil.

Birincisi, okulların bu tarihlerde belirlenen çalışmalara başlayabilmesi için bir planlama yapması, hazırlanması gerekiyor ve bunun için detayların netleştirilmesi şart.

İkincisi, biraz da bakanlığın hala karnından konuşması nedeniyle herkes okulların "açılmayabileceğini" düşünüyor.

Pandemi koşullarında ortaokul ve liselerde eğitim nasıl yapılacak? Bu soru önemli bir soru. "Okullar açılsın" demekle iş bitmiyor. Açılan okullarda eğitim nasıl yapılacak? Hangi sıhhi önlemler alınacak? Okul düzeni buna göre nasıl oluşturacak? Teneffüsler nasıl düzenlenecek? Sınıfların havalandırılmasında buna göre alınması gereken önlemler neler? Bunlarla ilgili çalışmalar yapılması ve bu çalışmalar sonucunda okulların yönlendirilmesi lazım.

Bakan, "sosyal mesafeli elim sende oyunu" üzerinde çalışıldığını müjdeledi ama okullar şu anda sadece bekliyor.

Okulların pandemi koşullarında eğitim için fiziki koşullarıyla ilgili nasıl bir hazırlık yapıldığını sorduğumuz bir okul yöneticisi, "Bakanlıktan bu konuda şimdiye kadar gelen tek şey, kendi mahalli imkanlarımızla önlemlerimizi almamız yönündeki talimat. Pazartesi günü seminerlerimiz başlıyor. Öğretmenler Kurulu toplantısı için gelecek arkadaşlarımızın ateşinin ölçülmesi gerekiyor, bunun için ateşölçer alacağız. Herkesten maske takmasını isteyeceğiz, bunların alınması gerekir, okul içine dezenfektanlar konulması gerekecek. Bunların hiçbiri için bir ödenek sağlanmış değil."

Eğitim dönemi başlamadan yapılması gereken hazırlıklar için ihtiyaç duyulan bir kesinlik sınıf sayıları, mevcutları, açılacak sınıf ve şubelerle ilgili. Bu konuda da şimdilik sadece bir tahmin var: Son sınıflarla başlanacak. Diğerleri daha sonra katılacak. Burada bile bir karışıklık sözkonusu, zira MEB genelgesinde lise ve ortaokulların ilk sınıflarının da yüzyüze eğitimin başında bir intibak süreci için okullara gelmesi öngörülüyor.

Özel okullar da bir alem ama başka bir alem

Tüm bunlar olurken özel okullarda da farklı görüntüler oluştu. Kendisi de bir okul patronu olan bakanın bütün kararlarında öncelikli olarak gözettiği özel öğretim kurumları, geçen yıl öğrenci velileri ve öğretmenlerle karşı karşıya gelmişti. Yüzyüze eğitime ara verildiğinde servis ve yemek paralarını iade etmeyenler, fiilen eğitimin niteliği değiştiği halde taksitleri aynı şekilde tahsil etmeye devam edenler.

Eğitimde birlik tüm anlamlarıyla tasfiye edildi

İmam hatipler, meslek liseleri, din ağırlıklı seçmeli ders müfredatı vs. derken darmadağın olan ulusal eğitim, özel okullara tanınan alanın sürekli genişlemesiyle tam bir keşmekeşe büründü.

Pandemiyle birlikte dağınıklık ve keyfilik sistemin temel unsuru haline geldi.

Uzaktan eğitimde tutarlı ve işler bir standardın olmaması, özel okulların farklı yöntemleri uygulamaya alması eğitimdeki eşitsizliği ve farklılıkları iyice artırırken, bazı özel okulların büyük bir keyfilikle kendi uygulamalarını yarattıkları görüldü.

Pandemi döneminde, "gizli" yüzyüze eğitim yapan okullar, bu konuda bozukluğu zirveye taşıdı.

Bu yıl özel okullar, "pandemiye daha hazırlıklı oldukları" iddialarıyla kendilerini pazarlıyor. "Çevrimiçi eğitimi çok iyi yaptıklarını, bu konuda gerekli tüm altyapıyı geliştirdiklerini" söyleyen özel okullar buna ek olarak maliyetlerini pandemiyi gözeterek azaltıp, fiyat indirimleri sağlama yoluna da gidiyorlar.

Özel okullarla ilgili ilginç bir durum, bakanlığın tüm açıklama hatta tehditlerine rağmen bazılarının 31 Ağustos'u beklemeden eğitime başlamış olmaları.

Örneğin Adana'da Final Okulları'nın bunu yaptığı, son sınıf öğrencileriyle yüzyüze eğitime başladığı biliniyor. Bu hafta 5. sınıfları da (ortaokulun ilk sınıfı) derslere alacakları söyleniyor. Bu sadece teyid ettiğimiz bir örnek. Özel okulların çok büyük bir bölümünün bu keyfilikle hareket ettiği söyleniyor.

Bu okulların pandemi döneminde velilerle ve öğrencilerle anlaşarak "gizli" bir biçimde yüzyüze eğitim yaptıkları da eğitimcilerden aldığımız bilgiler arasında.