'Okula gitmeyen çocuklar merdiven altı atölyelere, kuran kurslarına gitti'

TTB bünyesinde oluşturulan çalışma grubu farklı alanlardan uzmanların da katıldığı bir çevrimiçi basın toplantısıyla çalışmalarının sonuçlarını paylaştı.

Haber Merkezi

Pandemide temel eğitim düzeyindeki kurumların en son kapatılan ve ilk açılan yerler olması gerektiği görüşü dünya genelinde kabul görmüş durumda. Öte yandan alınması gereken önlemler, eğitimin nitelikli ve sağlıklı bir biçimde sürdürülmesi için atılması gereken adımlar var. Bir süredir bu konuda farklı uzmanlık alanlarından ve akademik çevrelerden uyarılar, değerlendirmeler yapılıyor.

Bugün saat 12.30'da başlayan basın toplantısı, TTB tarafından "Önlemler alınsın, okullar açılsın" başlığıyla duyurulmuştur. TTB, Halk Sağlığı Uzmanları Derneği, Türk Toraks Derneği, Türkiye Milli Pediatri Derneği ve Türkiye Psikiyatri Derneği'nin imzalarıyla duyurulan toplantı TTB'nin youtube kanalından izlenebiliyor.

TTB Merkez Konseyi üyesi Vedat Bulut'un açılışını yaptığı basın toplantısında çalışma grubunun raporunu sunmak üzere Tomris Cesuroğlu söz aldı.
Cesuroğlu, ülkemizde salgın yönetiminin önemli bir çarpıklığının eğitim kurumlarıyla ilgili olduğunu hatırlattı. "Dünya üzerinde AVM'leri, fabrikaları açık tutup okulları kapatan tek ülke olduk. Türkiye OECD ülkeleri arasında ilkokulları açık ara ile en uzun süre kapatan ülke olmuştur" diye konuşan Cesuroğlu ülkemizde ve dünyada yapılan çalışmaların sonucu olarak ortaya konulan değerlendirmeleri paylaştı.

Cesuroğlu'nun sunumunun ardından Halk Sağlığı Uzmanları Derneği'nden Burcu Cantürk Tokuç söz alarak, konuyla ilgili değerlendirmelerini paylaştı. Salgınla ilgili bilinenlerin, salgının başlangıcından bu yana çok genişlediğini söyleyen Tokuç, halk sağlığı uzmanları olarak salgınla mücadele politikaları hakkında ilk başından itibaren uyarılarını yaptıklarını belirtti. Tokuç, salgının yayılması açısından çocuklarda bulaşıcılık ve okulların etkisi gibi konularda ulaşılmış verilerin okulların kapatılmasına öncelik verilmesine dönük yaklaşımları yanlışladığını hatırlattı.

Türkiye Psikiyatri Derneği adına toplantıya katılan Koray Başar da okullardan mahrum olmanın çocukların fiziksel ve psikolojik gelişiminde yarattığı sorunlara işaret etti ve kendi yaptıkları çalışmalarda ulaştıkları sonuçları paylaştı.

Toplantıda Türk Toraks Derneği de katkıda bulundu. Dernek adına konuşan Haluk Çalışır, okulların açılmasına öncelik verilmesiyle birlikte okullarda alınan önlemleri de değerlendirdi. Hijyen konusunda pek çok uyarı yapıldığını hatırlatan Çalışır, MEB'in "okulum temiz sertifikası" gibi adımlarda da görülen önemli bir eksikliğe dikkat çekti. Salgının ilk günlerinden farklı olarak artık yayılma açısından yüzeylere değil, solunan havaya öncelik verildiğini hatırlatan Çalışır, mutlaka alınması gereken önlemlerin okulların havalandırmasıyla ilgili olacağını söyledi. 

Çocuk Romatoloji alanından Profesör Özgür Kasapçopur, toplantıya katkısını TTB MK üyesi Vedat Bulut'un "çocuklarımızın fiziksel hareketliliğinin kısıtlandığı böyle bir dönemde görüşleriniz nelerdi" sorusu üzerine yaptı. Kasapçopur, pandemi döneminde fiziksel hareketlilikleri ve sosyallikleri kısıtlanan çocukların büyük sıkıntılar yaşadığını hatırlattı. Kasapçopur, "Çocukların tekrar eğitim ortamlarına, özellikle fiziksel hareketliliklerini sağlayabilecekleri, yaşamın içinde olabilecekleri ortamlara dönmesi gerekiyor" dedi.

Halk sağlığı uzmanı Profesör Türkan Günay, okulların kapatılması sırasında gündeme gelen hijyen sorununun yeni bir şey olmadığını belirtti. Günay, "okulların yıllardır devam eden hijyen sorunları açılmaya bir engel olamaz" diye konuştu. "Okullar çocukların toplumsallaştığı, toplumu tanıdığı en önemli mekan. Özellikle okul öncesi ve ilkokul öğrencisi çocuklarımızı bir yıldır bundan mahrum bıraktık. Hijyenle ilgili problemler okulların önünde bir engel değildir." diyen Günay, yaz döneminin okulların pencerelerinin açık olabileceği bir zaman olduğunu söyledi. Bayramdan hemen sonra okulların açılarak bu zamanın değerlendirilmesini isteyen Günay, "hepimiz çocuklar için okulların açılmasını istiyoruz" diye konuştu.

TED Ankara Koleji hekimi Gülgün Kıran da okulların koşullarıyla ilgili görüşlerini paylaştı.

Konuya ilişkin siyaset bilimi penceresinden katkılarını sunması istenen geçtiğimiz aylarda "Okulları Açalım" raporunda Tomris Cesuroğlu ile birlikte imzası olan Aysuda Kölemen, pandemi önlemleri içinde okulların kapatılması konusunu tartışmak için dünyadaki uygulamalara ve sonuçlarına bakmak gerektiğini hatırlattı. Kölemen ülkemizdeki uygulamanın gerçek sonuçlarını ise şu şekilde hatırlattı:

Şunu da gördük. Okula gitmeyen çocuklar evde oturdu ve üzerlerine anneleri, babaları kapıyı kilitleyip işe gitmek zorunda kaldı. Bu çok ağır bir şeydi. Fakat herkes bunu yapmadı, merdiven altı kurumlara, yasal olan ve olmayan dini eğitim kurumlarına gönderdiler çocuklarını. Ya da en çok risk altındaki yaşlı dedelere anneannelere çocuklarını bıraktılar. Okullar gibi yapılandırılmış daha güvenli yerler yerine hiçbir şekilde denetim altında olmayan dini eğitim kurumlarına çok çocuğun gönderildiğini biliyoruz.

Kölemen'in ardından söz alan TTB Merkez Konseyi üyesi Ali İhsan Öktem, salgın döneminde tutarsız açıklamalarıyla öne çıkan Fahrettin Koca'dan daha başarısız olan bir bakanın milli eğitim bakanı olduğunu söyledi.

Toplantıda son olarak TTB Merkez Konseyi'nden Çiğdem Arslan alandan bir gözlem olarak, uzaktan eğitim döneminde eğitimden kopan, okulu bırakan ya da çalışmaya başlayan çocukların varlığına işaret etti. Ev içi aile içi şiddetin, çocuk istismarı ve çocuğa karşı aile içi şiddetin son bir yılda arttığını söyleyen Arslan özellikle kız çocukları için bunun geçerli olduğunu belirtti. Arslan bir gözlemini şöyle ifade etti:

Çalıştıkları için yaralanarak gelen çocuklar da görüyoruz. Evde oturduğundan, sokakta oynadığından değil. İşyerinde sigortasız, küçük yaşta çalıştığı için görüyoruz.

Basın toplantısının tamamına aşağıdaki youtube bağlantısından erişilebiliyor.