Öğretmenlere ‘rahata alıştılar’ diyen Dal’a büyük tepki: Milyonlarca insanın canı kasalarınızdan daha önemli

Eğitim-İş ve Eğitim-Sen, öğretmenlerin amacının işe gitmeden maaş almak olduğunu öne süren ve sendikaları hedef alan Türkiye Özel Okullar Derneği Başkanı Nurullah Dal’a tepki gösterdi.

Haber Merkezi

Öğretmenleri çalışmadan para kazanmak istemekle suçlayan ve sendikaları hedef alan Türkiye Özel Okullar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Nurullah Dal’a Eğitim-Sen ve Eğitim-İş tepki gösterdi.

Eğitim-İş Sendikası’ndan yapılan açıklamada “Hükümetin pandemi kabusuna karşı yurttaşa kol kanat germeyen, sosyal ve ekonomik olarak gerekli hamleleri yapmayıp tüm yükü yurttaşın omzuna bindiren tavrı, ne yazık ki insan hayatını kârdan daha değersiz gören tüccar zihniyetlileri de cesaretlendirmektedir” denildi.

Bunun son örneğinin Türkiye Özel Okullar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Nurullah Dal olduğu ifade edilen açıklamada “Parasız verilmesi gereken kamusal bir hizmet olan eğitimin piyasalaştırılmasının tilkiye kümes emanet etmekten farkı olmadığının vücut bulmuş hali olan Dal, okulların açılmasına dair tartışmada bilimsellikten ve empatiden uzak biçimde eğitimcileri, eğitim sendikalarını suçlamıştır” diye belirtildi.

Dal eğitim emekçilerini hedef alan açıklamasında şöyle demişti:

Dünyanın her yerinde okulların açılması birinci gündemken burada tek muhalefet var, o da öğretmen sendikaları. İşe gitmeden maaşlarını alıyorlar. Sanırım rahata da alıştılar. Peki diğerleri? DSÖ ‘okulları açmak esastır’ dedi. Bazıları ise hâlâ ‘sendika ağzı’ ile hareket ediyor. ‘Hastalanır mıyız?’, ‘Korkuyoruz’ diyerek sosyal medyada gerçek kimliğini gizleyip, yazıp çizenlerle bu iş olmaz. Mesele eğitim.”

Dal’ın bu sözleriyle cahilliğini gözler önüne serdiğini belirten Eğitim-İş’ten yapılan açıklamada şöyle denildi:

1- Açıklamadaki iddianın aksine dünyanın birçok ülkesinde, pandemiye rağmen okulların açılıp açılmayacağı, açılacaksa tedbirlerin nasıl olacağı hararetli bir konudur. Öyle ki bazı ülkelerde okullar önce açılmış, ardından riskin tırmandığı görülerek tekrar kapatılmıştır.

2- Özel öğretim kurumlarının sözcüsü olan Dal, ‘patron ağzıyla’ yaptığı açıklamada, ‘sendika ağzı’ ile yapılan itirazlara değinmiştir çünkü kendisi, eğitimciye sömürülecek bir meta aracı, velilere müşteri, öğrencilere de kâr gözüyle bakmaktadır. Eğitimi ve eğitim emekçilerinin haklarını gözeten her kesimin, şahsın canını sıkması tam da bu yüzdendir.

3- Açıklamaya göre eğitimcilerin bazılarının hayatlarından endişe duyduklarını sosyal medyada anonim hesaplarla duyurması da Nurullah Dal'ın ve dolayısıyla birçok özel eğitim kurumu sahibinin canını sıkmıştır. Bu can sıkıntısının nedeninin hesapların anonim olması nedeniyle fişleme yapılamaması olduğu açıktır.

4- İnsanların canlarından endişe etmesini dahi rahatsız edici bulan özel okullar sözcüsü, utanmadan ‘mesele eğitim’ demektedir. Pandemi ilk başladığında velilerin ödediği servis paralarını bile iade etmeyen, velilerden eğitim için alınan parayı inşaata yatırıp öğretmenleri eylem yapacak hale getiren özel okullara dair ağzını dahi açmayan Dal, belli ki eğitimi değil, sadece bindiği dalı umursamaktadır.

5- Nurullah Dal'ın çirkin üslubu, zihniyetinin çarpıklığını da ele vermektedir. Öğretmenleri ‘yattıkları yerden para kazanmakla’ itham eden Dal, özel okullarda eğitimcileri AVM'lerde tanıtım yapmaya zorlayan, bin bir angaryayı dayatan zihniyetin ta kendisi olduğunu göstermiştir.

Canından endişe eden öğretmenleri, çocuğu için kaygı duyan velileri küçümseyen bu zat, koronavirüsün sabit bir kabus olduğunu ileri sürerek de cehaletini gözler önüne sermiştir. Dal'ın ‘Salgın İstanbul’da var ama Artvin’de, Edirne’de yok. Buralarda okulları niye kapatıyoruz?’ sözleri, işte bu cehaletin dışa vurumudur.

Kurulduğu günden bu yana eğitim emekçilerinin hakkı, eğitim kalitesi için mücadele eden Eğitim-İş olarak ‘sendika ağzı’ ile uyarıyoruz:

Esnaf zihniyetiyle, dükkan gözüyle baktığınız o kurumların pandemi koşullarında açılıp açılmayacağı, bilimin konusudur. Normali, tartışmanın taraflarının (birçok ülkede olduğu gibi) verilerle, dayanaklarla konuşup en makul kararın alınmasını sağlamasıdır. Öğretmenin, öğrencinin ve bulaşı ihtimali nedeniyle velilerin canını küçümseyen bu anlayışa hiçbir zaman cevapsız kalmayacağız. Üyemiz olsun olmasın, her eğitimcinin haklı kavgasında her zaman var olacağız!

Parlak bir geleceğin en önemli hammaddesi olan eğitimi, sizin gibi tüccar zihniyetli insanların pençesinden kurtarmak için verdiğimiz mücadeleyi ilk gün azmiyle sürdüreceğiz. Canınızı sıkmaya devam edeceğiz. Verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı gayet memnunuz."

Eğitim-Sen: Açıklamayı geri alıp özür dilemeli

Eğitim-Sen’den yapılan açıklamada da öğretmenlerin acil özür beklediği belirtilerek şöyle denildi:

Türkiye Özel Okullar Derneği Başkanı tarafından okulların açılması ile ilgili bir gazeteye yapılan açıklamada öğretmenlere ve sendikalara dönük kullanılan ifadeleri kabul etmemiz mümkün değildir. Öğretmenleri çalışmadan para kazanmak istemekle, sendikaları da suyu bulandırmakla suçlayan bu zihniyetin önceliği çocukların üstün yararı veya toplumsal fayda değil elde edeceği kazançtır.

Bizim önceliğimiz öğrencilerimizin, eğitim emekçilerinin ve halkımızın sağlıdır. Özel Okullar Derneği adına konuşan bu kişinin önceliği ise elde edeceği kazançtır. Bizim önceliğimiz öğrencilerimizin eşit ve ulaşılabilir kamusal eğitim hakkıdır. Bunların önceliği ise kendi gereksinimlerinin karşılanmasıdır.

Eğitim Sen, okulların açılması da dâhil olmak üzere, eğitim alanı ile ilgili tüm tartışmaların eğitim ve sağlık hakkını temel alan bir yaklaşımla, bilim insanları ve alanın tüm öznelerinin demokratik katılımının esas alarak sürdürülmesinden yanadır. Siyasi iktidarın ve sermaye çevrelerinin gereksinimlerinden hareketle tepeden alınan kararların bizim açımızdan kabul edilmesi mümkün değildir.

Tarihsel ve toplumsal sorumluluğumuz gereği, salgın başladığı günden bu yana eğitim alanı ile ilgili tüm konularda görüşlerimizi ifade ettik, eleştirilerimizi yüksek sesle söyledik, önerilerimizi kamuoyu ile paylaştık. Özel okul sahipleri veya siyasi iktidarın temsilcileri ne kadar rahatsız olursa olsun tüm bunları önümüzdeki dönemde de yapmaya devam etmekte kararlıyız.

En ağır koşullar altında çalışan, ülkenin her köşesinde fedakârca görev yapan öğretmenleri çalışmadan para kazanmak isteyen bir kesim olarak gösteren bu açıklamanın derhal düzeltilmesi gerekmektedir. Hiç kimse öğretmenlere dönük bu şekilde suçlayıcı ifadeler kullanamaz. Milli Eğitim Bakanı başta olmak üzere, tüm MEB bürokrasisini bu haddini aşan açıklamaya karşı ses çıkarmaya davet ediyoruz. Bu açıklamanın sahibi olan zat, tüm öğretmenlerden kamuoyu önünde özür dilemeli ve acilen yaptığı bu açıklamayı geri almalıdır. Eğitim Sen, mesleğimizi ve tüm eğitim ve bilim emekçilerinin haklarını korumaya devam edecek.”