Nâzım Hikmet Kültür Merkezi her yıl 23 Nisan'da bir çocuk şenliği düzenliyor. Ne zaman başladınız?
Nâzım Hikmet Kültür Merkezi, 2013 yılından bu yana, her 23 Nisan’da çocuklarla birlikte şenlik düzenliyor. Birçok eğitmen, sanatçı dostumuzun katkılarıyla, bir arada, hem eğleniliyor, hem öğreniliyor. Birlikte bir şeyler kotarmanın tadı ve geliştiriciliği pekiştiriliyor.
23 Nisan, sadece çocuk bayramı değil tabii, güzel olan, ulusal egemenliğin uzun yıllardır yerinde yeller esse de, yeni kuşakların, belki tarihlenmiş bir gün olarak değil ama kavram olarak buna uçurtmalarla, şenliklerle katılmasının, burada üzerinde duramayacağımız kadar ilginç bir özellik olduğu da açık.
Bu nedenle, çocuk bayramı, NHKM’nin gündemine dolaylı ve dolaysız olarak giriyor.
Bu yıl farklı koşullarda farklı bir şey yapıyorsunuz. Kısaca anlatır mısınız, yarın çocukların şenliğe katılmak için ne yapması gerekiyor?
Bu yıl, covid-19 pandemisi nedeniyle yazık ki birlikte uçurtma uçurup, el ele tutuşup şarkılar söyleyemeyeceğiz ama koşullar ne olursa olsun, bir araya gelmenin yolunu bulmamamız düşünülemezdi. Sokağa çıkamayacağız, ama buluşacağız. Hatta bu kez daha geniş bir çeperde, çünkü nerede olurlarsa olsunlar, çocuklar aynı yerde toplanabilecek.
Şimdilik, internet üzerinden, NHKM siteleri ve YouTube kanalından izlenebilecek şenliğimiz. Dolayısıyla, saat 12:00’den itibaren, hepimiz bilgisayar ya da mobil telefon başında olacağız.
Programlar şimdiden Youtube kanalınızda "Planlanmış" olarak görülüyor. Ebeveyn Okulu hariç. O canlı yayınlanacak galiba?
Ağırlıklı olarak bant yayın olacak şenliğimizde, “Ebeveyn Okulu”nu canlı sunacağız. “Çocuklar Anne Baba Olduğunda” başlıklı bu söyleşiye, anne babalar anında sorularla, görüşlerle, katkıda bulunabilecekler. Bu canlı etkileşimin özellikle bu konuda önemli olduğunu düşünüyoruz.
"Güzel günler göreceğiz" Çocuk şenliğinin yıllardır adı bu galiba. Güzel günler görecek miyiz?
Güzel günler göreceğimizden kimin kuşkusu olabilir ki! İçinden geçmekte olduğumuz sürecin, genel olarak sermaye sisteminin insan ve doğa üzerindeki yıkıcı etkilerine, bu sistemin ölümcüllüğüne eklenen bir virüsle, karamsarlığı, umutsuzluğu, yalnızlaşmayı katmerlemiş olması, geçicidir. Çünkü yine bu süreç, yalnızca sonuçların değil, aslolarak nedenlerin açığa çıktığı, bu sistemin insan yaşamına sıfır değer biçtiğinin görüldüğü bir süreç oldu. Ve bunların alternatifinin ne olduğu da ayan beyan ortada. Kamucu sosyal ve kurumsal düzenlemelere ihtiyacı kalıcı olarak karşılayabilmek; sermayenin kârını değil insanı ve yaşamı gözetmek, kapitalizmin doğası gereği karşılık veremeyeceği bir talep. Sağlık sisteminin ve sosyal güvencenin, sağlık hizmetlerinden yararlanma koşullarının, en anlı şanlı kapitalist ülkede bile ne halde olduğu açık. Bu bütün alanlar için böyle. Bütün kuşatılmışlığı altında bile Küba örneği, ya da sosyalizm deneyiminin toplumsal genetiğe işlediği ülkelerin sunduğu örnekler, herkes tarafından görülüyor şimdi. İnsanlık, doğayla birlikte canlılığını sürdürmek için bile sosyalizme mecbur. Ve elbette, bu olacak, güzel günler göreceğiz…
Yani etkinliğimizin başlığı, “güzel günler göreceğiz çocuklar”, aslında tarihin akışı durdurulamayacak anlamı da taşıyor ve bu bilimsel bir yasadır. O yüzden, eminiz!