Nâzım hâlâ haklı!

Nâzım Hikmet Kültür Merkezi 3 Haziran’da yayınlacağı program ile usta şair Nâzım Hikmet’i anacak. Program yayını NHKM internet siteleri ve NHKM YouTube kanalı üzerinden izlenebilecek.

Haber Merkezi

NHKM'nin yayın programına da yer verdiği açıklama metni şöyle: 

2020 yılında dünya ölçeğinde etkili olan bir salgın hastalık sermaye düzeninin gerçek yüzünü açığa çıkardı. “Normalleşiyoruz” deniyor, unutmaya meylediyoruz, neler yaşadık, hatırlayalım:

Öyle bir düzende yaşıyoruz ki, sermaye düzenin hüküm sürdüğü tüm ülkelerde, üretim kesilmesin, sermayedarlar para kazanmaya devam etsin diye, emekçi halkın canı rahatlıkla hiçe sayıldı (buna devam ediliyor). İşçi sınıfı “evde kal”mayacaksa kalmasın, kime ne?! Ne 65 yaş üstü, ne 20 yaş altı, ne de ikisinin arası, işçi olduktan sonra, evde oturmamalı, canı pahasına, çalışmaya devam etmelidir… Yeter ki çarklar dönsün… (İsteyenler aç kalma özgürlüklerini kullanmakta serbestti her zamanki gibi!)
Öyle bir düzen ki bu, toplumlar, en temel sağlık gereksinimlerinden yararlanamadılar. Yeterli test yapılmadı (ve yapılmıyor), temel önlemler alınmadı (ve alınmıyor); değil toplum geneli, bu hastalıkla mücadelede ön saflarda sorumluluk üstlenen sağlık emekçilerinin dahi maske gibi, dezenfektan gibi, önlük gibi en temel gereksinimlerini karşılamak, bir sorun başlığı haline geldi…
Bu öyle bir düzen ki, yıllarca posasını çıkartana kadar sömürdüğü insanlara onurlu bir emeklilik sağlamak şöyle dursun, onları ölüme terk edecek kadar alçakça bir ufka sahipmiş, gözümüzle gördük…
Bu öyle bir düzen ki, sosyalist Küba dışında hemen tüm ülkeler, birbirinin kuyusunu kazmaktaymış; dayanışmak şöyle dursun, bir diğerine ulaştırılmaya çalışılan sağlık malzemelerine bile el konduğunu gördük.
Sözün kısası, bu öyle bir düzen ki… Hiç kimse ona sahip çıkmıyor, herkes değişmesini istiyor: Hiçbir şey eskisi gibi olmamalı, her şey değişmeliydi… Zaten aynı kalamazdı… Bunları söyleyip durdular… İyi ama yerine ne gelmeli peki? Her şeyin değişmesi ne anlama geliyor? Derhal sona erdirilmesi gereken bu düzenden nasıl kurtulmalı?

İşte 2020 yılında, Nâzım’ı, bu ve benzeri ölüm kalım meselelerine verebildiği esaslı karşılık ve yanıtlarla anıyoruz:
Nâzım, bu düzenin, yani sermaye düzeninin, yani insanın insana kulluk etmesinin karşısına dikilmişti. Nâzım, bahtiyarlığın yurttaşlık ödevi sayıldığı sosyalizm için mücadeleye çağırıyordu. Nâzım, örgütlü mücadeleye katılmayan halkımıza, karanlığın sürmesindeki “kabahatin çoğu senin canım kardeşim” diyordu.

Nâzım, bütün üretimiyle, bu aslında açıkça köhnemiş düzenden kurtulmakta rol üstlenecek en önemli gücü, yobazın karanlığını, yabancının roketini, paranın padişahlığını yenecek asıl toplumsal gücü selamlıyordu:
“Türkiye işçi sınıfına selam! Selâm yaratana!”
Ve Nâzım, ömrünce sadece bir tek şeyle, Türkiye Komünist Partisi saflarında olmakla övündüğünü söylüyordu. 15 – 16 Haziran 1970’te gerçekleşen görkemli işçi eylemlerinin ellinci; 10 Eylül 1920’de kurulan Türkiye Komünist Partisi’nin de yüzüncü yaşını selamladığımız 2020 yılında, Nâzım’ı, işte bu düşüncelerle anıyoruz.

Nâzım’ın seslenişi 2020 yılında hâlâ günceldir, Nâzım, sözlerinde hâlâ haklıdır:
Sermaye düzeninin tüm insanlığı ve tüm dünyayı sömürdüğü artık yeter.
Artık sosyalizmin bayrağı yeniden yükselmelidir. 
İnsanlığı ve dünyayı kurtaracak olan işçi sınıfımıza ve Nâzım’ın partisi, TKP’ye selâm olsun!

Yayın Programı:

*Nâzım Hikmet’in kendi sesinden Budapeşte Radyosu 60. yaş günü konuşması

*Sunum ve Şiirler: Senan Kara

*Yürüyen Merdiven

*Söyleşi: “Nâzım’ın Memleketi ve Mücadelesi” Çağrı Kınıkoğlu, Kaya Tokmakçıoğlu, Cangül Örnek, Fatih Yaşlı

*Emin İgüs 

*Orhan Aydın 

*Yapıcılar 

*“Geleneğe Akan Nehirler” (NHKM Sinema Topluluğu’ndan)

*Dengin Ceyhan

*Türkiye İşçi Sınıfına Selam