MUÇEV’e Bakanlık kalkanı: ‘Sahilleri halka açtık, temiz değildi, artık ücretsiz’ yalanı…

Edirne, Çanakkale, Muğla ve Antalya’da birçok kıyı şeridinin işletme hakkının verildiği MUÇEV’e yönelik tepkiler artarken, sahil vurgununa Bakanlık koruması geldi. Bakanlık bir şirketi korumak için yaptığı açıklamada belediyeleri suçladı, şirketin gelir elde ettiği sahillere ilişkin 'ücretsiz, halk plajları oldu' iddiasında bulundu.

Haber Merkezi

Akyaka, Kadınazma, Akbük Koyu, Ölüdeniz Belcekız, Kumburnu, Çalış, Şat Burnu, Sarıgerme Plajı, Kız Kumu, Datça İskele Plajı, Datça Kargı Koyu, Bodrum Gümüşlük Plajı, Bodrum Bitez, Datça Korubük, Karaincir, Marmaris Karacasöğüt İskelesi, Fethiye Kayaköy Gemiler Koyu, Datça Selimiye İskelesi ile Göcek Fethiye Belediyesi Yat Bağlama İskelesi ihalesiz biçimde, Edirne’nin Keşan ilçesine bağlı Erikli, Yayla, Danişment ve Mecidiye köylerindeki kumsal ve kıyılarda bulunan 11 adet alan da 10 yıllığına MUÇEV’e verildi.

Bu tahsislerin ve Datça’da neredeyse parasız denize girebilecek yer kalmamasının ardından ülke gündemine giren MUÇEV’e ilişkin tartışmalar sürerken, sahillerin teslim edildiği kurumun yönetimi de dikkat çekmişti.

Eski AKP milletvekili Cengiz Kaptanoğlu’nun kızı Şadan Kaptanoğlu Dikici, yolsuzluk soruşturmaları sürecinde Milli Gemi ihalesine yönelik tapelerle tartışma yaratan Deniz Ticaret Odası Başkanı Metin Kalkavan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Halim Mete (Muğla AKP İl Başkanı Kadem Mete'nin amcası) ve Hürriyet Gazetesi Yazarı Yusuf Fatih Çekirge'nin şirketin yönetiminde yer aldığı ifade edilmişti.

Bakanlık koruması gecikmedi

Sahillerin teker teker teslim edildiği MUÇEV, gelen yoğun tepkilerin ardından hızlı bir biçimde bakanlık korumasına alındı.

Türkiye Çevre Vakfının 2001 yılında Bakanlık bünyesinde kurulduğu, MUÇEV'in ise TUÇEV'in alt kuruluşu olduğu, yüzde 50 hissesinin TUÇEV'e, yüze 50 hissesinin Muğla Valiliğine ait olduğunu belirten Bakanlık, “MUÇEV'in, bugüne kadar yaptığı faaliyetlerle kıyı ve sahillerdeki işgallere son verdiği, çevre ve deniz temizliğini gerçekleştirdiği, plajları vatandaşların ücretsiz olarak kullanmasını sağladığını” öne sürdü.

Bakanlığın bu iddiasına rağmen ilgili kuruluş, kimi yerlerde ihaleyle kimi yerlerde ise ihalesiz biçimde birçok kıyı şeridini işletmeye başlarken, üstelik bu işlerden şirket adına büyük kârlar da elde ediyor.

MUÇEV savunması

Muğla Çevre Platformu Sözcüsü Avukat Güngör Erçil, Bakanlığın iddiasının aksine konuya ilişkin yaptığı açıklamada MUÇEV’in herhangi bir turizm şirketinden farkı olmadığını, sözleşmelerinde  ‘Kamu mallarını tahsis ettirmek' diye bir madde bulunduğunu, böyle bir maddenin bir şirketin ana sözleşmesine yazılamayacağını vurgulamıştı.

Bakanlık açıklamasında MUÇEV'e tam destek verilirken, “ihale ile verilen bazı sahil ve plajlarda önceden işletmeci olarak bulunan belediyelerin, başta temizlik olmak üzere vatandaşların sağlığını, can ve mal güvenliğini koruyacak tedbirleri almadıkları, gerekli bakım ve tadilatları yapmadıklarının denetim ve incelemeler sonucu tespit edildiği, fotoğraf ve görüntülerle kayıt altına alındığı” belirtildi, ihalelerin bu kriterleri karşıladığı öne sürülen MUÇEV’e verildiği söylendi.

Ücretsiz yalanı

“MUÇEV'in idaresindeki sahil ve plajlar, halk plajı olarak kullanılmakta, giriş ücreti alınmamaktadır. Bu plajlarda sunulan yiyecek içecek hizmetleri de özel plajlara kıyasla çok daha uygun fiyatlarla temin edilmektedir. Ayrıca şemsiye ve şezlonglar plajı kullanmak isteyen vatandaşlarımızın rahatça hareket edebilecekleri şekilde düzenlenmektedir” denilerek şirkete verilen ihaleler Bakanlık tarafından savunulurken, konuya ilişkin soL’a konuşan Datça Belediyesi yetkilisi Belediye’nin bütün plajlarının yönetim yetkisinin kendilerinden alındığını MUÇEV’e verildiğini, işletmelerin giriş parası almadığını ancak şezlong ve şemsiye parası aldığını, dolayısıyla plajların ücretli olduğunu söylemişti.

'MUÇEV'i tanımıyoruz, alakamız yok'

Şirket yönetiminde yer aldığı belirtilen isimlerden Halim Mete, söz konusu şirketi tanımadığını ileri sürdü. Cumhuriyet’ten Jale Özgentürk’e konuşan Mete, “Dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Muğla kıyıları ve sahillerini korumak için bir şirket kurulmasını istedi. DTO’nun öncü olmasını önerdi. Çünkü odamız Türkiye’nin tüm kıyı ve iç sularında örgütlü bir oda. Biz de o dönem Deniz Ticaret Odası yönetimi olarak Deniz Temiz Derneği (TURMEPA) Başkanı Tezcan Yaramancı gibi isimleri de alarak Deniz Kıyı Koruma Şirketi’ni kurduk. Amacımız sahilleri işletmek değil sadece korumaktı. Ancak o tarihten sonra hiçbir işlem yapmadık, hiçbir karara imza atmadık. Şirket üç senedir faaliyet dışı. Bizim hiçbir ilgimiz yok. MUÇEV’i tanımıyoruz, alakamız yok, ne yaptığını bilmiyoruz” dedi.