Lübnan'da Hariri kararı öncesi tedirgin bekleyiş

Eski Lübnan Başbakanı Refik el-Hariri'nin 2005'te Beyrut'ta öldürülmesine ilişkin dört Hizbullah üyesinin yargılandığı davada mahkeme cuma günü kararını açıklayacak. Hizbullah üyelerinin suçlu bulunmasının ülkede kaosa neden olabileceğinden endişe ediliyor.

Dış Haberler

Eski Lübnan lideri Refik el-Hariri'nin 15 yıl önce Beyrut'ta öldürülmesine ilişkin dört Hizbullah üyesini suçlayan Birleşmiş Milletler destekli mahkemenin cuma günü vereceği kararın ülkede kargaşa yaratmasından endişe ediliyor.

Dört Hizbullah üyesi, Hariri'nin 2005 yılında öldürüldüğü bombalı saldırıyı planlamak ve ayarlamakla suçlanıyor.

Hariri'nin öldürülmesi Beyrut'ta protestolara neden olmuş, Suriye uluslararası baskılar sonucunda ülkedeki 29 yıllık askeri varlığını geri çekmişti.

Suikast, Lübnan'da ve Ortadoğu'da siyasi ve mezhepsel gerginliklere yol açmıştı. Suikaste ilişkin suçlamaları reddeden Hizbullah, Hollanda merkezli mahkemeyi olayı siyasileştirmekle suçluyor.

Reuters'ta yer alan haberde, mahkemenin Hizbullah üyelerini suçlu bulması durumunda, ülkede 1975-1990 yılları arasında yaşanan iç savaştan bu yana var olan anlaşmazlıkların derinleşecebileceği yorumunda bulunuluyor. Ülkenin, son yılların en büyük ekonomik krizde olduğuna ve Covid-19 salgınının büyüdüğüne dikkat çekiliyor.

Hariri'nin oğlu Saad Hariri, geçen hafta yaptığı açıklamada, "7 Ağustos'un Lübnan için gerçek ve adalet günü, suçlular içinse ceza günü olmasını dört gözle bekliyoruz" dedi.

Saad Hariri, geçtiğimiz Ekim ayında ekonomik kriz nedeniyle ülke çapında gerçekleşen protestolarda halkın taleplerini karşılayamadığı gerekçesiyle istifa etmişti. 

Saad Hariri'nin yerine göreve gelen Hizbullah destekli Hassan Diab da, konuya ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, ülkenin mahkeme kararının ardından çatışmalardan kaçınması gerektiğini söylemişti.

Mahkemenin 4 Hizbullah üyesini suçlu bulması durumunda, Hizbullah'tan bu kişileri teslim etmesini talep edecek. Hizbullah'ın üyelerini teslim etmese de, olası suçlu bulunma durumunun ülkede siyasi karışıklığa yol açmasından endişe ediliyor.