Komünist Kadınlar’dan 'Omuz ver, kadına yönelik şiddet son bulsun' etkinlikleri: İstanbul Sözleşmesi'nden çok daha fazlasını istiyoruz

İzmir’de Komünist Kadınlar Bornova, Evka-2 ve Hatay'da düzenledikleri 'Omuz ver, kadına yönelik şiddet son bulsun' başlıklı etkinliklerde İstanbul Sözleşmesi'nden çok daha fazlasını istediklerini dile getirdi.

Haber Merkezi

Türkiye Komünist Partisi’nin (TKP) "Omuz ver, kadına yönelik şiddet son bulsun" çağrısı kapsamında çalışma yürüten Komünist Kadınlar, İzmir’de hafta boyunca aynı başlıkla gerçekleştirilecek etkinliklerin ilkini önceki gün Bornova'da düzenledi. Etkinlikte, artan kadın cinayetlerinin münferit olaylar olarak değerlendirilemeyeceğini söyleyen Avukat Serap Emir, katilleri cesaretlendiren dinci-gerici düzenin AKP tarafından ne amaçla ve nasıl beslendiğini anlattı.

Kadın işçiliğin sermaye sınıfına sunduğu olanaklara dikkat çeken Emir, "Kadınlar bugün daha az ücretle kayıt dışı çalıştırılarak, kriz anlarında patronları çok da zarara uğratmadan en kolay vazgeçilebilecek işgücü olarak patronların gözden çıkaramayacağı bir kesim. Bu hâliyle kadınları daha kolay yönetilebilir kılmak için en kullanışlı araç, kadınlara toplumsal roller biçmenin de en büyük aracı olan dinci gericilik" dedi.

İstanbul Sözleşmesi’nin imzalanma sürecinden bahseden Emir, sözleşmeyi imzalayanın da, sonrasında itibarsızlaştırmaya çalışanın da AKP ve onun temsil ettiği sermaye düzeni olduğunu belirterek, “Katillerin fotoğraflarını her yerde görüyoruz ama o fotoğraflar aynı zamanda kadınları öldüren düzenin de fotoğrafıdır. Tek başına ‘İstanbul Sözleşmesi yaşatır’ demek kadınlara yalan söylemek olur, İstanbul Sözleşmesi’nin hakkının verileceği bambaşka bir düzen kurmak zorundayız, o da sosyalizm" diye konuştu.

'İstanbul Sözleşmesinden çok daha fazlasını istiyoruz'

İzmir'in Konak ilçesine bağlı Hatay Semt Evi'nde de dün akşam bir etkinlik yapıldı. Etkinlikte Avukat Serap Emir şöyle konuştu: 

"Sözleşmeye bir sihirli değnek muamelesi de yapamayız. İstanbul Sözleşmesi uygulansaydı da bu ülkede kadınlar ölmeye devam edecekti. Belki daha az... Ama biz neden elimizde bu sorunu tümden ortadan kaldırabilecek bir anahtar varken, daha azıyla yetinelim, az da olsa kadınların ölmesine katlanalım? Kadına yönelik şiddet kapitalizmin sorunu ve toplumda çok kökleşmiş bir sorun. Böylesi bir sorunu çözmek için sadece bir hukuki metin yetmez. Kadına şiddet sorunu ancak bu düzen kökten değiştirildiğinde ve mutlaka örgütlü bir toplumla ancak sosyalizmle çözülebilir. Kesinlikle İstanbul Sözleşmesinden çok daha fazlasını istiyoruz; biz en başta eşit ve özgür bir ülke istiyoruz; biz bu düzenin bizi sıkıştırdığı gibi kadınları şiddet ve işsizlik verileri ile konuşmak istemiyoruz artık, aksine kadınları bilimde, sanatta, edebiyattaki katkılarıyla, toplumda öncü rolleriyle konuşmak istiyoruz. Ve bu sosyalizm mücadelesine, herkesin elinden geldiği kadar katkı koymasıyla, olacak.”

'Kadınlar aynı zamanda ucuz işgücü'

Çiğli ilçesindeki Evka-2 Semt Evi'nde de Komünist Kadınlar adına Psikiyatrist Gülperi Putgül Köybaşı sunum yaptı. Köybaşı, AKP'yi İstanbul Sözleşmesini imzalamaya mecbur bırakan süreci ve o günden bu yana kadına yönelik şiddet ve cinayetlerde gelinen noktayı anlattı.

İstanbul Sözleşmesi'ni imzalarken prestijini koruma derdindeki hükümetin bugün çekilme tartışmalarını sürdürürken de yine kendi çıkarına hesaplar yaptığını, kadınların maruz kaldıkları baskı ve şiddetle mücadelenin hiç bir zaman temel hedef olmadığını aktardı. Bugün AKP'nin saldırılarına karşı koyarken, eşitsizliği ve şiddeti üretenin kapitalist düzenin kendisi olduğu gerçeğinin sıklıkla atlandığına işaret etti.

Kadınların aynı zamanda ucuz işgücü olduklarını, güvencesiz ve esnek çalıştırıldıklarını, ev işleri ve çocuk bakımını tek başına yüklendikleri yani ağır bir sömürüye maruz kaldıkları hatırlatan Köybaşı, kapitalizmin kadınlara reva gördüğü bu yaşama mahkum olmadığını geçmiş ve güncel sosyalizm deneyimlerinden örneklerle anlattı.