Komünist Kadınlar'dan Küba'ya mektup

Komünist Kadınlar 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü dolayısıyla Küba elçiliğine ilettikleri mektupla Küba'nın kadının kurtuluşu yolunda verdiği büyük mücadeleyi selamladı.

Haber Merkezi

Komünist Kadınlar 25 Kasım kadına yönelik şiddetle mücadele günü vesilesiyle Küba elçiliğine bir mektup iletti.

Türkiye Komünist Partili Kadınlar imzasıyla iletilen mektupta, Kübalı kadınların kapitalist dünyanın kanayan yarası kadına yönelik baskı ve şiddeti tarihin derinliklerine gömdüğüne işaret edildi.

"Devrimin ayrılmaz birer parçası olmayı başaran Kübalı kadınların devrimi korumak ve yaşatmak için sürdürdükleri mücadele yolumuzu aydınlatıyor" denilen mektupta "Kadına yönelik şiddete karşı mücadelemizi ülkemizde dayanışma içinde büyütürken, dört yıl önce, yine bir 25 Kasım günü kaybettiğimiz Küba Devrimi'nin eşsiz lideri Fidel Castro'yu saygı ve minnetle anıyoruz" ifadelerine yer verildi.

Küba elçiliğine iletilen mektupta şöyle denildi:

"Değerli yoldaşlarımız, 

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü vesilesiyle kadının kurtuluşu yolunda vermiş olduğunuz büyük mücadelenizi gururla selamlıyoruz.

Devrim, yıllarca baskı altında tutulan, eğitimsiz ve yoksul Kübalı kadınların yaşamında köklü değişiklikler yarattı. Devrimden sonra, yaşamın her alanına örgütlü olarak müdahale eden Kübalı kadınlar, toplumun dönüştürülmesinde çok önemli görevler üstlendi. Bugün artık Küba denilince aklımıza evlerinden çoktan çıkmış, toplumsal, siyasal ve kültürel alandaki eşitlik mücadelelerinde en gelişkin kapitalist ülkeleri uzun zaman önce geride bırakmış kadınlar geliyor. Bilim ve sanattaki başarıları ile, özgüvenleri ve pırıltılı bakışları ile bizlere umut veren Kübalı kadınlar, kapitalist dünyanın kanayan yarası kadına yönelik baskı ve şiddeti tarihin derinliklerine gömüyor.

Ülkemizde ise kadına yönelik baskı ve şiddet her geçen gün kadınları daha fazla köşeye sıkıştırıyor. Pandemi süreci her krizde ilk işten atılanların, daha az ücretle ve güvencesiz çalıştırılanların, sadece ev işleri ve çocuk bakımını değil, çocukların eğitimini bile üstlenmesi gerekenlerin hep kadınlar olduğu gerçeğini daha görünür kıldı. Uzun yıllar alan kız çocuklarının okullaşmasında pandemi ile birlikte hızlı bir geriye düşüş gerçekleşiyor. Her gün en az bir kadın cinayeti işlenmeye devam ediyor ve kadınlar evde, işte, sokakta şiddetin her türlüsüne maruz kalıyor.

Biz komünist kadınlar, bu karanlık tablonun içinden Küba'ya baktığımızda insanlığın bugün en çok ihtiyacı olan şeyi; umudu ve kararlılığı görüyoruz. Devrimin ayrılmaz birer parçası olmayı başaran Kübalı kadınların devrimi korumak ve yaşatmak için sürdürdükleri mücadele yolumuzu aydınlatıyor.

Kadına yönelik şiddete karşı mücadelemizi ülkemizde dayanışma içinde büyütürken, dört yıl önce, yine bir 25 Kasım günü kaybettiğimiz Küba Devrimi'nin eşsiz lideri Fidel Castro'yu saygı ve minnetle anıyoruz. Bilmenizi isteriz ki, hep daha gelişkin ve iyi olana işaret eden Fidel, sadece Kübalı kadınlar için değil, eşitlik ve özgürlük mücadelesi veren Türkiyeli kadınlar için de çok şey ifade etmektedir. Fidel ve süregiden Küba Devrimi, eşitlik ve özgürlüğün imkansız, mücadelenin anlamsız olduğu yalanlarına karşın işçi sınıfının ve kadınların kurtuluşunun sosyalizmde olduğunu ve sosyalizmin kapitalizmin tüm zorbalık ve akıldışı varlığına inat nasıl gerçek olabileceğinin kanıtıdır. Ne mutlu ki bugün, çocukların topyekün mutlu olabildiği tek ülke olan Küba’da, Fidel milyonlarca Kübalıda hala yaşamaktadır.

Kadınların baskı ve ayrımcılığa maruz kalmadığı, her türlü şiddetin ve sömürünün son bulduğu sosyalist bir ülke için mücadelemiz, varlığınızla güç kazanmaktadır.

Yaşasın Küba!

Hepimiz Fidel’iz!

Türkiye Komünist Partili Kadınlar"