Kar Fırtınası, Puşkin ve Georgi Sviridov

Levent Özübek, Puşkin'in "Metel"ini ve Rus edebiyatının en temel eserlerinden olan kitabın diğer sanatlara etkisini yazdı.

Levent Özübek

Rusça bir sözcük olan Metel, “kar fırtınası” anlamına gelir ve Aleksandr Puşkin'in 1830 yılında yazdığı, yayınlandıktan sonra  büyük bir ilgiyle karşılanarak kısa sürede Rus edebiyatının temel eserlerinden biri durumuna gelen, Rus kültürüne âdeta damgasını vurmuş ve diğer sanat dallarında da başka sanatçılara eserler yarattırmış olan kısa öyküsü tüm dünyada  özgün adıyla, Metel olarak ünlenmiş olduğundan, sözcük kültür dünyasına iyice yerleşmiştir.

Şair, bu öyküyü yaşamının “Boldino Sonbaharı” adıyla anılan döneminde yazmıştı. Puşkin 1830 yılında Nijni-Novgorod kentinde bulunduğu bir sırada ortaya çıkan kolera salgını sebebiyle civardaki Boldino mülküne çekilmişti, o karantina dönemi kendisinin çok güzel eserler verdiği altın çağı olmuştu. Bir gecede yazdığı Kar Fırtınası öyküsü, evden kaçmaya karar vermiş olan Marya Gavrilovna adlı  aristokratik bir genç kızın ironik -aynı zamanda dramatik- macerasını anlatır. Genç kızın evden kaçma nedeni çok haklıdır, çünkü âşık olduğu genç bir subayla evlenmek istemektedir ama ailesi, genç subayın yoksul olması sebebiyle, bu evliliği onaylamamaktadır. Marya Gavrilovna bir gece evden kaçar. Sevdiği gençle kilisede buluşup evleneceklerdir. Ama tam o sırada kader işe karışır, yolda aniden çıkan bir kar fırtınası her şeyi karıştırır, olayları tamamen değiştirir. Marya Gavrilovna o gece, kar fırtınasında yolunu kaybetmiş olan başka bir subayla yanlışlıkla evlenmiştir ama bu evlilik yıllar sonra mutluluğa ulaşacaktır.

Aleksandr Puşkin, Boldino'da Sonbahar

Bir asırdan fazla bir zaman sonra, Kar Fırtınası bu kez dünyanın karşısına bambaşka bir tarzda çıktı ve büyük bir beğeniyle karşılandı. Öyle ki, o güne kadar pek tanınmamış bir Sovyet bestecisi, müziğiyle tüm dünyanın gündemine girdi. Bu, Kar Fırtınası'nın müziğiydi. Yapıtta romantik devrin ruhu okşayan melodileri gerçek Rus folkloruyla birleşmiş, yanına o edebiyat başyapıtını da alarak, canlı bir sentez yapmıştı. 

Bu eser Sovyet bestecisi Georgi Sviridov'un Metel Süiti adlı senfonik çalışmasıdır ve eserin besteleniş öyküsü, ünlü film yönetmeni Vladimir Basov'un, Puşkin'in Kar Fırtınası adlı öyküsünü Mosfilm kuruluşu adına filme almak istediğinde, beraber çalışmak arzusuyla besteci Sviridov'a başvurmasıyla başlamıştır. 

Georgi Sviridiov

Georgi Sviridov kendisine yapılan teklifi büyük bir memnuniyetle kabul eder, çünkü kendisi de Kar Fırtınası'na önceden beri çok ilgi duymaktadır. Kısacık bir öykü, Puşkin'in yaşadığı zamanlardaki taşra yaşamını, o zamanki insanların dünyalarını, toplumsal ilişkileri çarpıcı bir üslupla gözler önüne sermektedir çünkü. Şu da var ki, besteci tüm mevsimler içinde en çok kışı sevmektedir; kış, Rusya'nın ifadesidir ona göre. Böylece çalışmaya başlar ve kısa sürede, 1964 yılında müzikleri besteler. 

Sonuç olarak, müzik büyük bir ilgi görmüş, filmi biraz gölgede bırakmıştır. Öyküde açıkça duyulan ironiden müziklerde hiç eser yoktur. Şimdi her yerde o müzikler duyulmaktadır, hep ondan bahsedilmektedir. Besteci bir on yıl sonra, o müzik parçalarını toparlayarak bir düzene sokmayı, bundan bir Orkestra Süiti yapmayı arzu eder. Klasik müzik repertuarı böylece yeni bir eser kazanacaktır. Aslında bu fikri besteciye eşi vermiştir. Sonunda, dokuz bölümlü Metel Süiti tüm dünyadaki dinleyicilere ulaşır.

Süit, öyküdeki olayların sırasıyla gitmez; Orkestra Süiti formunun gerektirdiği kurallara uyar. Besteci bu çalışmasını “Metel'in Müzikal İllüstrasyonu” diye tanımlamıştır. Böylece, yeni bir kavram, “müzikal illüstrasyon” kavramı doğmuş olur. Daha sonra bu süitin icra edildiği bir bale eseri de sahnelenmiştir.

Bölüm 1. Troyka: Karlar altındaki dümdüz ovada ritmik bir koşuyla ilerleyen üç atlı troyka, dinleyenleri doğunun esrarengiz diyarlarına götürür. Müziği dinlerken, atların koşumlarına asılmış zillerin şıngırtısı, atların toynaklarının karları ezişi sadece duyulmakla kalmaz, sahne gözler önünde de canlanır âdeta.

Bölüm 2. Vals: Harikulade melodi ilk dinleyişte kulağa muhteşem bir sarayda verilen baloda dans eden asilzadeleri hatırlatsa da, aslında öyle değildir. Bu vals küçük bir taşra şehrinde, veya belki küçük bir malikânede kutlanan bir festival akşamında, sıradan insanların valsidir.

Bölüm 3. İlkbahar ve Sonbahar: İki minyatür melodi, doğanın güzelliğini duyumsatır dinleyenlerin zihninde. İlk minyatür yaylılar eşliğinde yumuşak bir flüt sesi, bize ilkbaharı yaşatır, ikinci minyatürde aynı ezgi, ama bu kez başka çalgılarla, sonbaharın hüznünü duyumsatır.

Bölüm 4. Romans: Kuşkusuz aşkı anlatır. Öykünün baş kişileri olan Marya Gavrilovna ve Burmin, birbirlerine “seni seviyorum” derler belli ki...

Bölüm 5. Pastoral: Sakin bir kırsal bölgede geçmiş bir aşk öyküsünün idili...

Bölüm 6. Askeri Marş: Duyulan, gençliğin atılganlığı ve neşesidir. Küçük bir kasabada karşılanan genç bir subay yerel halkta hangi duyguları uyandırır? Oraya gelişi gerçek bir kutlamadır her zaman.

Bölüm 7. Düğün: Bu müzik, dinleyenleri küçük bir kiliseye götürür. Orada iki genç insanın evlilik töreni vardır. Vakit gecedir ve birkaç mumla aydınlanmış kilisenin içi epeyce loştur. Kaderin oyununa devam etmesine uygundur.

Melodinin sonlardaki güçlü çıkış âdeta kaderin darbesidir. Gelin Marya Gavrilovna'nın zayıf nidası da kulağa gelir: “Bu, o değil ki... O değil ki...”

Bölüm 8. Bir Valsin Yankıları: Boğuk fakat kulağa aşina gelen bir vals müziği. Geçmiştekini, ilk aşkı hatırlatır, içte hâlâ yaşayan...

Bölüm 9. Kış Yolu: Yine bir troyka, hızla atılmış ileriye... Ancak sakin müzik, kazayla oluveren nikâhın mutlu sonunu haber verir dinleyicilere.

Eseri Tüm-Sovyetler Radyo Televizyon Senfoni Orkestrası seslendiriyor.

Neo-romantik ekolün önemli temsilcilerinden besteci Georgi Sviridov 1915 yılında Rusya'nın Kursk vilayetinde dünyaya geldi. Dört yaşındayken, Kızıl Muhafız olarak iç savaşta çarpışan babası Vasili Sviridov'u kaybetti. Sonrasında aile ilkin kent merkezine, sonra Leningrad'a yerleşti. 1932 yılında Leningrad Müzik Koleji'ni bitiren besteci, 1936-1941 yılları arasında Leningrad Konservatuvarı'nda Pyotr Ryazanov ve Dmitri  Şostakoviç'in öğrencisi olarak eğitim gördü. Sağlık sorunları yüzünden askerlikten muaf tutuldu. Çeşitli eserlerinin yanı sıra Lermontov'un, Aleksandr Blok'un ve Shakespeare'in bazı şiirlerini de şarkı formunda besteledi. 1946 yılında Piyano Trio'su ile Stalin Ödülü, 1960 yılında Lenin Ödülü, 1968 yılında SSCB Devlet Ödülü ve iki kez Lenin Nişanı kazandı. Kendisine SSCB Halk Sanatçısı ve Sosyalist Emek Kahramanı unvanları verildi. Besteci 1998 yılında, uzun yıllar yaşadığı Moskova'da yaşamını noktaladı. 1982 yılında Sovyet astronomları tarafından keşfedilen yeni bir asteroide Sviridov'un adı verildi.