Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Kanal İstanbul’da ihale sürecini hızlandırmak için düğmeye basarken, kanalın iki yakasında kurulacak şehirler için de Arnavutköy ve Başakşehir belediyeleriyle yapılan görüşmelerde son aşamaya gelindi.
Temmuz ayı içerisinde de imar planlarının askıya çıkması bekleniyor. Eski bakan Cahit Turhan’dan görevi devraldığı andan itibaren Kanal İstanbul’la ilgili yoğun bir mesai içerisine girdiği öğrenilen Bakan Adil Karaismailoğlu’nun, ihalenin bu yılın ikinci yarısında yapılmak üzere, ilgili birimlerle hazırlık içinde olduğu ifade edildi.
Planlar tamamlanıyor
Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü’nün, 45 kilometre uzunluğunda 275 metre genişliğindeki kanalın yapım işlerine ait ihale dökümanlarını hazırladığı da öğrenilirken, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da 1/100 bin ölçekli imar planını tamamladığı projede bin ve 5 binlik uygulama imar planlarında son aşamaya geldi. Öte yandan kanalın her iki yakasında kurulacak şehirler için de Arnavutköy ve Başakşehir belediyeleri ile bazı alanlarda başlayan yer tahsisine ilişkin görüşmelerde son detaylara gelindi.
Toplam kanal inşaatının süresinin 5 yılı aşması öngörülürken, projenin tamamlanma süresi 7 yıl olarak planlandı.
Salgın günlerinde bu ısrarın sürmesi, Kanal İstanbul saldırısında ısrar edilmesini, yeni konut alanları için çalışmalara hız verilmesini TMMOB İKK sekreteri Cevahir Efe Akçelik ile konuştuk.
'Davaları yok sayıp, ihaleleri hızlandırmaları hoş değil'
Akçelik, ''Pandemi süresince özellikle bu işin yapılması, AKP'nin Türkiye gündemi ne olursa olsun ranttan vazgeçmeyeceğini gösterdi. İlk başta ihaleler gerçekleştirildi. Onlarada itiraz etmiştik, hatırlarsınız, sonrasında yeni bakan geldi. Yeni bakan gelince de bir şey değişmedi. Yeni bakan ihalelerde sona gelindiğini açıkladı.
'Kanal İstanbul ulaşım değil, rant ve emlak projesidir'
Hem planların 1/1000'den değiştirilmesine, hem Kanal İstanbul projesine açtığımız davalar var. Bu davalar sürerken, ihalelerle ilgili açıklamaların doğru olmadığını düşünüyoruz. Davalar hiçe sayılıp süreç hızlandırıldı. Pandemi süreciyle tekrar gündeme geldi. Temel sorun, Kanal İstanbul'un gerekçleriyle ilgili. Kanal İstanbul bir ulaştırma projesi değil. Emlak ve gayrimenkul projesi. Bu dönemde bile projenin hızlandırılması, bunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Bu proje AKP'nin yeni bir ekonomik düzelme projesi. Beral Albayrak'ın arsa alması, TOKİ'nin arsa alması, Arap şirketlerin arsa alması, kanal güzergahı açılması... Kanal İstanbul projesinin finansal ve ekonomik krize karşı bir çözüm olarak tasarladığı belli.
Dava süreçlerimizi takip ediyoruz, bu emlak ve rant projesine karşı elimizden geleni yapacağız.''
'Telafisi mümkün olmayan zarara yol açacak'
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Kanal İstanbul projesi için hazırlanan Çevre Düzeni Planı Değişikliği'nin yürütmesinin durdurulması ve iptali için davası açmıştı.
TMMOB ve bağlı odalar tarafından “Yürütmenin Durdurulması ve İptali” istemiyle açılan davada Kanal İstanbul projesi için hazırlanan plan değişikliğinin ve projenin kamu yararı içermediği belirtildi.
Dava konusu plan değişikliğinin ve plan değişikliğine konu Kanal İstanbul Projesi'nin kamu yararı içermediği vurgulanarak doğal ve yapay çevreye büyük yükler bindirerek, İstanbul Metropoliten Alanının ve Trakya bölgesini tüm ekosistemlerini baskılayan, su havzaları, tarım ve mera alanları, orman alanları, doğal, tarihi ve arkeolojik sit alanları üzerinde önemli tahribatlara yol açacağı vurgulanmıştı. Adeta bir ekolojik yıkım öngören İstanbul İli Avrupa Yakası Rezerv Yapı Alanı 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği”nin ekolojik sürdürülebilirlik, şehircilik ve planlama teknik, ilke ve esasları ve kamu yararına aykırılığı taşıması, plan değişikliği ile öngörülen kararların ve işlemlerin açıkça hukuka aykırı olması ve uygulanması halinde telafisi mümkün olmayan zararlara neden olacağından yürütmenin durdurulmasına ve iptaline karar verilmesi talep edilmişti.