Yüz yüze eğitimin 4. haftasındayken ve öğretmenler aşı beklerken Bakan Ziya Selçuk uzaktan eğitimin kalıcı olacağı açıklamasını yaptı. Bir yıldır okullarından ve öğretmenlerinden uzak olan öğrencilerin ağzı uzaktan eğitimden yanmışken ve okulların açık kalması konusunda yeterli önlemlerin alınmasını beklerken Bakan Selçuk, milyonlarca çocuğun fiilen eğitimden kopmasına neden olacak uygulamayı kalıcı hale getireceklerini açıklıyor.
Bilindik yol: Uzaktan eğitimsizlik
Banka ve yazılım sektöründekiler başta olmak üzere birçok şirketin uzaktan çalışmayı kalıcı hale getireceğini açıkladığı şu günlerde Bakan Selçuk'un açıklaması akla "acaba MEB de maliyet hesabıyla mı hareket ediyor?" sorusunu getirdi. Ne de olsa bakan önceki açıklamalarından birinde bakanlığın üzerindeki en büyük yükün öğretmen maaşı olduğunu ifade etmişti. Pandemi sürecinde uzaktan eğitimde öğretmenlere ne dijital araç ne de internet desteği sağlanmamıştı. Artan ev içi masraflara da bakanlığın hiçbir desteği olmamıştı. Pandemi sürecinde öğretmenlerin evden çalışması, okullardaki giderlerin (fatura, hizmetliler vs...) maliyetini düşürmüştü. Hafta içi, hafta sonu, akşam geç saatlere kadar da dersler devam etmekteydi.
Eğitime erişemeyen öğrenciler
Pandemi döneminde "zorunlu" olarak yapılan uzaktan eğitimin ortaya çıkardığı en büyük sorun ise eğitime erişemeyen öğrenciler oldu. Milyonlarca öğrencinin eğitim hakkının ortadan kalktığı, geri kalan emekçi çocuklarının ise EBA’ya ne sıklıkla girdiği bilinmeyen bir tablo yaşanıyor. Uzaktan eğitimin hibrit bir sistemde olsa dahi emekçi çocuklarını kamusal eğitimin dışına iteceği ortadayken bakanın son açıklaması sadece kan kaybeden özel okullara bir müjde gibi görünmüş olabilir.
Öğretmenler meslek hayatlarının en kolay sınavlarını hazırlıyor
Bakan uzaktan eğitimi oldukça başarılı bulmuş olacak ki uzaktan eğitimi kalıcı hale getirmeyi düşünüyor. Ama uzaktan eğitimin başarısını bugünlerde ortaokullarda ve liselerde öğrencilerinin düşük not almaması için belki de meslek hayatlarının en kolay sınavlarını hazırlamaya çalışan öğretmenlere sormak gerekiyor. MEB’in kendi hazırladığı Küresel Salgın Döneminde Uzaktan Eğitim İzleme ve Değerlendirme Raporu’nda dahi öğrencilerin yarısından fazlası yeni konuları konu anlatım videolarından öğrenemediğini, videoların ilgilerini çekmediğini ve yine yarısından fazlası uzaktan eğitimi istemediğini ifade ederken, öğretmenler uzaktan eğitimi yüz yüze eğitim kadar etkili bulmadığını belirtiyor. İçerik açısından oldukça zayıf olduğu değerlendirilen ve kaplumbağa adımlarıyla altyapısının ilerletildiği EBA sistemiyle uzaktan eğitimi kalıcı hale nasıl getirileceği başka bir soru olarak akıllara geliyor.
Eğitimin daha da özelleştirilmesi anlamına geliyor
Pandemi öncesinde de sertifika sistemine dayanan uzaktan eğitim süreçlerinin sonrasında da artarak devam etmesi ise sadece eğitimin daha da özelleştirilmesi ve piyasanın ihtiyaçlarına göre şekillendirilmesi anlamına geliyor.
Uzaktan eğitimin pandemi sonrasında da kalıcı hale getirmesiyle bakanın geleceği düşündüğü ve ortada eğitimde belli planlamalar olduğu işaret edilmesi "olumlu" olarak sunulsa da, bakana, okullarda yüz yüze eğitimin sürdürülebilmesi için okulların güvenli hale getirilmesi, önlemlerin alınması ve öğretmenleri hızlıca aşılamak için gerekli planlamaları yapılmasının yeterli olduğunu hatırlatmak gerekiyor.
