Kadirova'nın avukatı: Adli Tıp Kurumu'ndan talep edilen psikolojik rapor dosyada yok

Dosyası kapatılan Nadira Kadirova davasıyla ilgili konuşan avukat İlyas Doğan, intihar iddialarına karşılık İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan talep edilen psikolojik raporun dosyada olmadığını söyledi. Doğan, 'AYM’ye gitmek dışında bir seçenek yok' dedi.

Haber Merkezi

AKP İstanbul Milletvekili Şirin Ünal’ın Ankara’daki evinde ölü bulunan ve dava dosyası kapatılan Nadira Kadirova’nın avukatı Prof. Dr. İlyas Doğan, dava dosyasında yer alan soru işaretleri ve araştırılmayan delilleri anlattı. 

Mezopotamya Ajansı'ndan Berivan Altan'ın haberine göre, Doğan, intihar ettiği ileri sürülmesine rağmen Kadirova’nın psikolojik durumuna dair dosyada herhangi somut sonucun olmadığına dikkat çekti. Doğan, dosyayla ilgili şu bilgileri paylaştı:

"Savcı, Gazi Üniversite’sinden adli tıp uzmanlarına, Nadira’nın kendisini öldürme meyilli olup, olmadığına ilişkin, günlüklerinden ve notlarından hareketle bir inceleme yapılmasını istemiş. Ama Gazi Üniversitesi’nde böyle bir psikolojik rapor yazacak kimsenin olmadığı söylenmiş. Savcı, bu kez İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan (ATK) aynı talepte bulunmuş. Fakat bu yazıya geri dönüş yok. Savcılığın talebi var, ancak cevaba ilişkin yanıt dosyada yok. Ya cevap verilmiş dosyaya eklenmemiş ya da cevap verilmediyse de savcılık takip etmeye gerek görmemiş. Usulen bir yazı yazılmış, ancak gereği yapılıp, yapılmadığının izlerini dosyada görmek mümkün değil."

PSA araştırılmamış

Doğan, ATK tarafından hazırlanan otopsi raporunun detaylarına dair, “Ölen kişiyle ilgili dış muayene ve görüntüleri dosyada mevcut ama operasyon başladıktan sonra iç muayene ile ilgili görüntüler ve fotoğraflar dosyaya konulmamış. Bu da sağlıklı değerlendirme yapılmasını engelliyor” dedi. 
 
Doğan, dosyadaki şu noktaya da dikkat çekti:

"Bir de Kadirova’da Prostat Spesifik Antijen (PSA) bulunuyor. Bu anlamda bir DNA incelemesi yapılmamış. Bir inceleme yapılsa dahi, kime ait olduğunun ortaya çıkarılması pek mümkün olmuyor gibi birtakım gerekçelerle DNA tespitleri yapılmamış. Halbuki ben itiraz dilekçemde 3 makale sundum. Her 3 makalede de PSA’dan hareketle, failin büyük oranda bulunduğunu işleyen makalelerdi. ‘PSA zaten tam bir DNA sayılmaz, araştırılmasına gerek yok’ demek, araştırmanın önemsenmemesi anlamına geliyor."

Kadınlarda milyonda bir görülüyor

"Bununla birlikte PSA’da, DNA bulgusuna teknik olarak rastlanmıyor ancak spermin sıvılaşmasını sağlayan bir enzim olarak tanımlanıyor. Kadınlarda milyonda bir görülen bu enzim, anal bölgede en geç 13 ila 48 saat süre içinde tespit edilebiliyor. Bu durum da Kadirova’nın ölümünden hemen önce bir erkekle temas etmiş olma ihtimalinin yüksek olduğu anlamına geliyor."
 
İntihar olduğu savunulan ancak cinayet ve cinsel saldırı olduğu anlaşılan Şule Çet dosyasında da maddi gerçeğe anal bölgede tespit edilen PSA üzerinden ulaşılmıştı. Çet davasında uzmanlar tarafından hazırlana raporda şu ifadeler yer almıştı: “Adli Tıp literatüründe, cinsel saldırı olgularından alınan örneklerde, 13 farklı araştırmada sperm saptanma oranı yüzde 13 ile yüzde 63 arasında (ortalama yüzde 38) değişmektedir. Görüldüğü üzere cinsel saldırı olgularının sadece yaklaşık üçte birinde sperm tespit edilebilmekte olup, sperm tespit edilmemesi cinsel saldırı olmadığını göstermemektedir. Anal frotti örneklerinde PSA tespit edilmesinin anal bölgeye penis penetrasyonunu (duhulünü) gösterdiği…”

'İlaç etkenleri araştırılmadı'

Habere göre, soruşturmada eksik kalan bir diğer nokta ise Kadirova’nın kanında “prilokain, ketamin ve lidokain” ile mesane yıkama suyunda “prilokain ve lidokain” tespit edilen ilaç etken maddelerine dair bir araştırılma yapılmaması. Doğan bu noktada, lokal ve genel anestezi de kullanılan ilaç etken maddelerine ilişkin, “Narkoz etkisi gösteren ve tecavüz olaylarında kullanıldığı görülen bir ilaç izinden bahsediliyor. Bu ilaç insana verildiğinde kişi hemen kendini kaybediyor ve solunumsuz hale gelmesine neden oluyor. Böyle bir ilacın olduğu da raporda var. Ancak bu da savcılığın dikkatini çekmemiş” ifadelerini kullandı.

'Kalem araştırılmadı'

Kadirova’nın yazdığı veda mektubunda kullanılan kalemde parmak izi incelemesi yapılmadığını belirten Doğan, “Savcının en önemli tezi intihar ettiği yönünde ama intihar mektubu için kullanılan kalemi kimin kullandığına dair tespit konusunda merak duyulmamış” dedi.

Kadirova’nın kendisini kilitlediği öne sürülen odanın kapısını kırarak içeri giren emniyet görevlilerin ve müdahaleyi yapan sağlık çalışanlarının ifadelerinin alınmadığını söyleyen Doğan, “Bu durumlar olayın ortaya çıkarılması açısından önemli detaylardı” diye belirtti.

'AYM’ye gitmek dışında bir seçenek yok'

Dosyadaki soru işaretlerinin soruşturma savcısı tarafından aydınlatılmadığını belirten Doğan, “Bu durum soruşturmanın eksik yürütüldüğü anlamına gelmektedir. Yaşama hakkına saygı anlamında ciddi anayasal eksiklik vardır. Çok ayrıntılı ve kapsamlı bir dilekçe hazırlamıştık ve saydığım eksikliklere işaret etmiştik. Ancak Sulh Ceza Hakimliği bunları dikkate almadı. AYM’ye gitmek dışında bir seçenek yok. Teorik olarak kapanmış değil. Ancak Sulh Ceza Hakimliği’nin itirazı reddetmesi, negatif bir gelişme. Kabul edilseydi, saydığımız eksiklikler giderilebilecekti” şeklinde konuştu.