'Kaça sattınız bu halkı alçaklar?' duruşması yarın

TKP Samsun İl Başkanı Belma Nur Kartal’a Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin AKP’li ve MHP’li iki meclis üyesinin şikayeti üzerine 'hakaret' suçlamasıyla dava açıldı. İlk duruşma yarın görülecek.

Yavuz Karamahmutoğlu

Samsun Büyükşehir Belediyesi'nin AKP’li Meclis Üyesi Ahmet Avcı ve MHP’li Meclis Üyesi İsmail Sevindik’in şikayeti üzerine 15 Aralık 2020’de karakolda ifade veren TKP Samsun İl Başkanı Belma Nur Kartal’a dava açıldı.

AKP’li Avcı ve MHP’li Sevindik’in “Alçaklar, alçaksınız! Kaça sattınız bu memleketi? Halka ihanet ediyorsunuz” diyerek Kartal’ın kendilerine hakaret ettiği iddiasıyla şikayetçi olduğu davanın duruşması 14 Nisan 2021 tarihinde (yarın) Samsun 11. Asliye Ceza Mahkemesinde görülecek.

Kartal bu davanın her gün şirkete karşı haykıran yöre halkına, ovasına ve geleceğine sahip çıkan tüm yurttaşlara açıldığını belirtiyor, "Bu dava, ‘hakaret’ davası değil ‘hakikat’ davasıdır" sözleriyle tüm halkı yarın adliyeye davet ediyor. 

Kartal'la davayı konuştuk.  

'Çarşamba Ovası’nı siyaseten kimler, nasıl satmıştır;  yarın sabah duruşmamda kanıtlayacağım'

Samsun Büyükşehir Belediyesi'nin AKP’li Meclis Üyesi Ahmet Avcı ve MHP’li Meclis Üyesi İsmail Sevindik’in şikayeti üzerine dava açıldı. Meclis toplantına katılmış ve halkın taleplerini dile getirmiştiniz. Ne oldu o gün? Davaya gerekçe olan konu ne? Davayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Çarşamba Ovası’nı santral şirketinin yağmasına açtıklarını duyduğum günden bugüne kaç haber yaptım hatırlamıyorum. 28 Eylül 2019 tarihli ‘Oltan ve Köleoğlu Enerji, Samsun Büyükşehir Belediye Meclisini de kandırmış’ başlıklı haberim bana göre en sarsıcı olanıydı.

2018 yılı son çeyreğinden itibaren Samsun B.B. tarafından imar planı değişiklikleri için çalışma başlatılmış, 2019 yerel seçimlerinden önce tüm izinler alınmış, 27 Mart 2019’da şirket tapu işlemlerini halletmiş, 8 Temmuz 2019’da Büyükşehir Belediye Meclisi oybirliğiyle şirket için imar plan değişikliğine “evet” demiş, Valilik 'ÇED Gerekli Değildir' demiş, karar Çevre İl Müdürlüğü internet sayfasında yayınlanmış. Tam bu günlerde bir de baktık ki, CHP’li Meclis üyeleri parti il binasında “Şirket bizi kandırdı. 9 Ekim’de İYİP ve Saadet’le önerge vereceğiz” açıklaması yapıyor. Çünkü, 204 sayfalık olan proje tanıtım dosyasıyla değil şirketin yolladığı birkaç sayfalık başvuruyla verilmiş o ‘evet’ler…

9 Ekim Meclis toplantısına önerge sahiplerini izleyip haber yapmak için gittim. Sadece ben değil yöre halkı, çevre ve kitle örgütleri temsilcileri de izledi toplantıyı… Kürsü önünde muhabir arkadaşlarla Çarşamba BES nazım imar planı görüşmelerini izledik. İtiraz önergesi verenler, özetle “Bize gelen başvuru dosyasıyla proje tanıtım dosyası aynı değil, kandırıldık.” derken, Meclis başkanvekili de “Okusaydınız efendim, dosya Meclisteydi. Bir yatırımcının önünü açacağız hep birlikte...” mealinde konuşurken oturumu kapattığını söyledi. 

O sırada yöreden gelenlerin konuşma girişimini gördüm. Başkanvekilinden dinlemesini rica edip söz almaya çalışınca güvenliği çağırdı. “Çarşambalılar burada, dinleyin. Santral istemiyor halk” dediğim için bana müdahale edilince tepki gösterdim. 

O Meclis toplantısından tam 14 ay sonra biri AKP’li, diğeri MHP’li iki Meclis üyesinin şikayeti üzerine hakkımda dava açıldı. “Kaça sattınız bu halkı alçaklar?” diye sorduğum için hakaret ettiğimi düşünmüşler. Oysa ben malumu ilan ettiğim siyasi bir satıştan söz etmiştim. Bu hakaret değil gerçektir; belgeleriyle kanıtlıdır. Seçilmişleri ve atanmışlarıyla Çarşamba Ovası’nı siyaseten kimler, nasıl satmıştır;  yarın sabah duruşmamda kanıtlayacağım.
 
Ve o Meclis üyelerine şikayetçi olmak için neden 2-3 ay beklediklerini de soracağım. Aylar sonra ne olmuştur da bu davanın müştekisi olmaya karar vermişlerdir, kim ya da kimler tarafından şikayetçi olmaya ikna edilmişlerdir? Sayıştay raporlarına giren onlarca usulsüzlüklerle ve rüşvetten tutuklanan Mali İşler Daire Başkanıyla gündem olmuş bir belediyenin Meclis üyesi olmak, bence kendilerine yapılmış en büyük hakaret…
  
“Müvekkillerimiz toplumda ve çevresinde saygı gören siyasetçilerdir” diyor avukatları… Ben de bu ülkenin onuru Türkiye Komünist Partisi’nin saygın bir siyasetçisi ve gazetecisiyken başkanlığına aday olduğum Büyükşehir Belediye Meclisi’nden zorla çıkarıldım. Toplumda gerçekten kim daha çok saygı görüyor; müştekilerin avukatları değil Çarşamba köylüleri bilir!

'Çarşamba köylerinde de, o santral şirketinin kapılarında da bir hayalet dolaşıyor'

Sürecin en başından beri Çarşambalı çiftçilerin eylemlerinin içindesiniz, süreç nasıl devam ediyor?

Yöre halkına ‘Patronlar kaybedecek, Çarşamba halkı kazanacak!’ sözü vererek başladık mücadele sürecine… Sözümüzün gerçekleşmesi için sonuna dek mücadele etme kararlılığındayız.
  
Bu sözü verirken, yaşam hakkına ve geleceğine sahip çıkma iradesi ve cesareti gösterebilen yöre insanına hem güvenmeyi hem de güven vermeyi en başa yazdık. Bunu boşa düşürecek adımlar atmamaya özen gösteriyoruz.
 
Ve biliyoruz ki; Çarşamba köylerinde de, o santral şirketinin kapılarında da bir hayalet dolaşıyor: Türkiye Komünist Partisi… O hayalet, Çarşamba’nın köylerinde bahçesindeki ekmek ocağına orak çekiç kazımış yoldaşlarıyla buluşup yolunu bir ediyor. O hayalet, Oltan Köleoğlu’nun Badem’ine halüsinasyon gördürüp korkuyla “TKP kapımızı yumrukladı!” dedirtiyor. O Badem, yöre çiftçisinin yüzlerce üyesi arasında TKP’yi bulup “Derneğinizde var değil mi TKP? Bitti!..” deyiveriyor. Şirket, halkın gerçek dostlarından korkuyor.

Davalar devam ediyor, şirket de faaliyetine devam ediyor, santralin atık su boruları AKP’li vekil Fuat Köktaş’ın arazisinden geçip atık suyunu Abdal Deresi’ne deşarj ediyor, verdiği taahhüdü çiğneyen şirkete hiçbir yaptırım uygulanmıyor. O da yetmiyor, Ova’nın orta yerine santral kurup tarımı yok edecek onlar değilmiş gibi kaymakam, belediye başkanı, il tarım müdürü, ziraat odası başkanı şirketle beraber 437 çiftçiye fasulye, mısır tohumu dağıtıyor. O tohumları alanlar var, protesto edenler daha çok ama… Öte yandan 2. Bilirkişi raporu ‘ÇED Gereklidir’ dedi. Sonuca itiraz eden şirketin itirazı da reddedildi. Bir yandan pandemide en yüksek riskli kent olmayı başaran Samsun koşullarında mücadele de zor ama umutsuz değil insanlar…

'Hakaret’ davası değil ‘hakikat’ davasıdır'

Geçtiğimiz aylarda yapılan bir başka eylemin ardından bir Sol Parti üyesi de yine santral sahipleri adına hareket eden kişilerce hedef gösterildi. Sizin yarın davanız var. Kentin gündeminde olan bu mücadele için çağrınız var mı?

Gökhan yörenin insanı ve bu mücadelede çok emeği var, ki belki de hepimizden çok… Kürsülerde görünmeyenlerimizden, dolayısıyla yerel basın tarafından “Siz ne düşünürsünüz?” diye sormaya layık görülmeyenlerimizden… Gökhan ilk kez ‘bazı’ yerel gazetelerde haber oldu: O da şirketin hedef göstermesiyle… İki patronun ricasıyla Ovası için mücadele eden bu toprakların onurlu bir gencinin sosyal medya profilini teşhir ettiler, yetmedi, yayınladıkları fotoğraflarıyla sanki yüz kızartıcı bir suçtan aranıyormuş gibi çember içine alıp açık hedef yaptılar. Sol Parti konuyla ilgili suç duyurusu yaparken biz de oradaydık. Bu provokatif saldırılardan başka bir şey gelmiyor elinden şirketin… Ve bunu TKP’ye yönelik de yapıyor. Onun deyimiyle “Ovasını, toprağını satanlara karşı çıktığı ve kaça sattınız dediği için hakkında dava açılan Türkiye Komünist Partisi İl Başkanı”nın tanıklarından biri olacak yarınki duruşmada Gökhan…
  
Meclis toplantısında “Kaça sattınız bu halkı alçaklar?” diye sordum ama onlara oy veren yöre halkı iki yıldır her gün soruyor bu soruyu… Yöre halkı, bu şirkete atanmış ve seçilmişleriyle onay veren herkes tarafından hayatları, geleceklerine ve kendilerine hakaret edildiğini, ihanet edildiğini düşünüyor. Şikayetçi oldukları sesim, halkın sesiydi; bu sesin hakaret olduğunu düşünüyorlarsa sadece benden değil yüzlerce Çarşambalı köylüden şikayetçi olmaları gerekiyor bütün atanmış ve seçilmişleriyle santrale onay verenlerin...
   
Bu dava, her gün şirkete karşı haykıran yöre halkına, ovasına ve geleceğine sahip çıkan tüm yurttaşlara açılmıştır. Bu dava, ‘hakaret’ davası değil ‘hakikat’ davasıdır; halkın oylarıyla seçilenlerin halkın yaşam hakkıyla nasıl oynayabileceklerinin, itiraz hakkını kullandığında ise neler yapabileceklerinin davasıdır. Ben o duruşmaya yalnız girmeyeceğimi biliyorum, dostlara çağrı yaparken bunu gördüm. 14 Nisan saat 09.00’da Adalet Sarayı’na…  

Platformlardan çağrı

Samsun Çevre Platformu (SAMÇEP) ve Çarşamba Çevre ve Çiftçiler Derneği'nden (ÇARÇED) duruşmaya çağrı yapıldı. 

Açıklamada "Kamu yararı bulunmayan, sadece bir şirketin ve işbirlikçilerinin yarar sağlayacağı bu kirlilik kaynağı projeye karşı çıkıp suyumuzu, toprağımızı, havamızı savunmak suç ise hodri meydan! Bizler gücümüzü haklılığımızdan alarak, hukuka bağlı bir çevre mücadelesi veriyoruz. Şurası kesinlikle bilinmelidir ki asılsız suçlamalara maruz bırakılan ve hedef gösterilen hiçbir arkadaşımız yalnız değildir. Kendilerine her türlü hukuki ve insani desteği vererek yalnız bırakmayacağız" denildi. 

Bizler, SAMÇEP ve ÇARÇED üyeleri olarak bugüne dek idari mahkemelerde devam eden hukuk mücadelemizin yanı sıra, sebep oldukları ağır çevre ihlali ve içinde yer aldıkları hukuk dışı ilişkiler nedeniyle, ceza hukukunun ve anayasanın bizlere verdiği yasal haklarımızı sonuna dek kullanılacağı belirtilen açıklamada "Çarşamba Ovası Çarşamba halkınındır. Bu haklı mücadelede bizimle birlikte yürüyen tüm dostlarımızın yanında olacağımızı, haklı olduğumuzu ve kazanacağımızı bir kez daha ilan ederiz" ifadeleri kullanıldı. 

ÇARÇED üyesi de olan Belma Nur Kartal'ın yarınki duruşmasına çağrı yapıldı.