İzmir Tabip Odası: Deprem sonrası salgın kontrolden çıktı

İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Lütfi Çamlı, 'Deprem sonrası vaka sayıları iki katına çıktı. İzmir'de koronavirüs salgını kontrolden çıktı' dedi.

Haber Merkezi

İzmir Tabip Odası, deprem sonrası kentteki salgın vakalarının kontrolden çıktığını duyurdu.

'Yoğun bakımlar dolmak üzere'

Tabip Odası Başkanı Dr. Lütfi Çamlı, İzmir'deki pandemi hastaneleri dahil üniversite ve devlet hastanelerinin yoğun bakım ünitelerinin tamamen dolmak üzere olduğunu söylerken, vaka sayılarının söylenenden çok daha fazla olduğunu dile getirdi.

Çamlı, “Yoğun bakımlar dolmak üzere. Hastaneler tamamen pandemi hastanesine dönüştürülüyor. İki gün önce açılan yoğun bakım şu an tamamen dolu. Vaka artışları filyasyonun ve erken izolasyonun yapılmasıyla önlenebilir. İzmir’de günlük test pozitiflik oranları duyumlarımıza göre yüzde 30’lar düzeyine ulaşmıştır. 3 bin, 3 bin 500 kişide test pozitif saptanabilmektedir. Ambulanslar olguları taşımakta zorlanmaktadır” diye konuştu.

'Sağlık sistemimizin yanıt verme kapasitesini zorlayan bir noktadayız'

“Sağlık sistemimizin yanıt verme kapasitesini çok zorlayan bir noktadayız. Salgının böyle devam etmesi, hasta sayılarının böyle artması durumunda hiçbir sağlık sisteminin yeterli olamayacağı, çökeceği göz önüne alınmalıdır” diyen Çamlı, şu talepleri sıraladı:

"Genelde Türkiye, özel olarak İzmir’e ait tüm veriler kamuoyu ile şeffaf ve ayrıntılı biçimde paylaşılmalıdır. İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulları etkinleştirilmeli ve Tabip Odaları bu kurula dahil edilmelidirler. Bu verilerin ışığında olgu artışını engellemeye yönelik epidemiyolojik çalışmalarla gerekli tedbirler bir an önce alınmalı ve ilk adım olarak 'toplumsal hareketlilik' derhal en etkin biçimde kısıtlanmalıdır. Sahadan alınan verilerin ışığında yapılacak kısıtlama temel, zorunlu ve acil hizmet üreten sektörler dışında çalışma hayatının durdurulması da olmak üzere virüsün yayılmasını azaltacak gerekli bütün önlemler hızla hayata geçirilmelidir. Alınacak önlemler en fazla zarar gören ve görecek dezavantajlı kesimlerin (çalışanlar/dar gelirli, işsiz, yoksullar, kadınlar, çocuklar, engelliler, 65 yaş üstü, sığınmacılar… vd) ekonomik ve sosyal olarak olumsuz etkilenmelerden korunmasını sağlayacak ekonomik ve sosyal destek mekanizmalarının oluşturulmasıyla birlikte/eş zamanlı yürürlüğe konmalı ve denetlenmelidir."