İşte salgında EYT'lilerin yaşadıkları: 'Pandemiden önce zaten açlıktan öleceğiz...'

Salgın günlerinde artan işsizlik, emeklilikte yaşa takılan yurttaşları daha büyük zorluklarla karşı karşıya bırakıyor. Salgında işsiz kalan EYT'liler, hem sağlık hizmetlerinden faydalanmakta güçlük çekiyor hem de geçim sıkıntısı ile boğuşuyor. EYT'lilere herhangi bir sosyal yardım da yapılmıyor.

Haber Merkezi

Türkiye'de artan işsizlik ve yoksulluğun en çok etkilediği kesimlerden biri de emeklilikte yaşa takılan yurttaşlar. 

Yaşadıkları hak gasplarına karşı ülkenin birçok noktasında örgütlenen ve mücadele eden EYT'liler, salgın günlerinde büyük zorluklarla karşı karşıya. 

Salgınla birlikte işsiz kalan yurttaşların sayısı artarken, EYT'lilerin işsizlik sayıları da katlandı. İşsiz kalan EYT'liler, sağlık hizmetlerinden faydalanamadığı gibi geçim sıkıntısı ile de boğuşuyor. 

EYT'lilerin salgın günlerindeki mağduriyetlerini, Emeklilikte Yaşa Takılanlar Derneği Başkanı Gönül Boran Özüpak, soL'a anlattı.

İşsiz kalan EYT'lilerin sayısı katlandı

Salgın günlerinden işsiz kalan EYT'lilerin sayısında ciddi bir artış olduğunu dile getiren Özüpak, ''Biz zaten emeklilikte yaşa takılanlar olarak bir hak gaspıyla karşı karşıyayız. Anayasal haklarından mahrum bırakılan bir kesimiz. Türkiye'nin en fazla emek veren, üreten topluluğuyuz. Bizlerin geldiği yaş aralığında pandemi öncesinde dahi var olan iş bulma sıkıntısı, pandemi döneminde, çalışan arkadaşlarımızın iş yerlerinin kapanması, işten çıkarılması ile iyice arttı. Binlerce EYT'li Hiçbir geliri olmaksızın yalnız bırakılmış durumda. Bugün ikisi de EYT'li olan bir karı-kocanın işsiz kalan, hiçbir geliri olmadan yaşamını devam ettirmeye çalışan arkadaşlarımızın sayısı fazlalaştı. Elimizde henüz sayısal bir veri yok. Ancak işsizliğin arttığını biliyoruz'' diye konuştu.

Her seçim döneminde siyasi partilerin vaatleri arasında yer aldıklarını aktaran Özüpak, ''Bizler her seçim dönemlerinde siyasi partililerin bildirgelerinde vaat olarak yer alıyoruz. Vaatten ziyade bunların artık çözüm odaklı olması gerektiğini düşünüyoruz. Mücadelemizi bu anlamda büyütmeye çalışıyoruz'' dedi. 

'Pandemiden önce açlıktan öleceğiz'

Salgında EYT'lilerin sağlıktan önce geçim sıkıntısı ile boğuştuğunu ifade eden Özüpak, ''Mücadele etmezsek, her şeyimiz elimizden alınıyor. Özellikle sosyal güvenlik kurumunun yasaları ile ilgili aleyhte gelişen kanunların mağduriyetleri katlanarak büyüyor. İyileştirilmesi gerekirken bu mağduriyetler daha da artıyor. 2008 yılında çıkan aylık bağlanma oranlarının üç kademeye ayrılarak ortalama yüzde 70 oranının yüzde 28'lere kadar düşmesiyle bugün sağlanacak olan emekli maaşlarının 1000-1500 lira arası olduğunu görüyoruz. Cumhurbaşkanı en düşük maaşı geçen yıl 1000 lira yapmıştı. Pandemi döneminde 1500 lira yaptı. Bugün asgari ücret 2324 lira. Bir kişinin dahi ay sonunu bu para ile geçirmesi ki kaldı ki aileyi geçindirmesi kesinlikle imkansız. 4 kişilik aile, eş çalışıyor ya da emekli olmuş nasıl geçinecek? Tencere nasıl kaynayacak?'' ifadesini kullandı.

''Diyorlar ki sen sağlığın el verdiği sürece çalışmak zorundasın. Zaten bugün işe giren gençlerimiz 65 yaşında emekli olacak. Ama işsiz kalan EYT'li arkadaşlarımız 45-50 yaş aralığında. Devlet kurumunun ya da şirketin iş ilanı 35'ten gün almamış olmak şartını içeriyor.
Bizim derdimiz geçim oldu bu pandemi sürecinde. Geçim, sağlığın da önüne geçti. Senin markete gidip yiyecek alacak gelirin yok, ne yiyeceksin?'' diyen Özüpak, ''Pandemiden önce zaten açlıktan öleceğiz'' diyerek EYT'lilerin salgın koşullarında yaşadıklarını özetledi.

İşsiz kalan EYT'liler sağlık hizmetlerinden yararlanamıyor

İşsiz kalan EYT'lilerin genel sağlık sigortasına olan borçları nedeniyle sağlık hizmetlerinden yararlanamadığını dile getiren Özüpak, sözlerini şöyle sürdürdü:

''EYT'liler genel sağlık sigortasına dahil. Düşündüğünüz zaman mantık dışı bir olay bu. Senin zaten gelirin yok. Ki sağlık sisteminin bir defa eğitim sistemi gibi ücretsiz olması gerek. Ama genel sağlık sigortasının çalışırken işsiz kalana, otomotik olarak genel sağlık sigortası bağlanıyor. Sen bir hastaneye gidip borcun yüzünden sağlık hizmetinden faydalanamıyorsun. Geçici olarak genel sağlık sigortası borcu 31 Aralık 2020'ye kadar ertelendi deniyor. Ertelendiği sürede zaten geçmişteki borcun birikmiş oluyor. Böyle bir yasanın çıkarılma mantığını hiçbir zaman anlayamadık. "Zaten bir gelirin yok, öl" mü denilecek? Yine kendi haline bırakılıp ne halin varsa gör mü denilecek? Bunca zaman vergi vermişiz, primimizi ödemişiz, hizmetimizi ikinci turla sağlamışız. Örneğin ben 20 yılla emekli olabilecekken, 5 bin pirim günüyle olmam gerekirken, şimdi prim günüm 10 bin oldu. Ben bugün işsiz kalmış olsam, yatırdığım SSK priminin içerisinde hastalık ve sağlık pirimi var. Ben bunca zaman bu primi boşuna mı yatırdım? Aylık bağlanma oranlarında da aynı durum söz konusu. 10 bin prim günüyle, asgari ücretin brütü ile çalışan bir arkadaşımızın her fazla günü maaşını düşürüyor. Normalde bunun ona bir mükafat olarak gitmesi lazım."

Hiçbir EYT'liye sosyal yardım yapılmamış

Pandemi sürecinde EYT'lilerin sosyal yardım da alamadıklarını dile getiren Özüpak, ''Bizim sosyal medyada çok sayıda grubumuz var. En büyük grubumuz 1 milyon kişi. Orada her şeyi konuşuyoruz, her şeyi paylaşıyoruz. Orada ben aldım diyen arkadaşımız yok. O yardımlar nasıl, ne şekilde dağıtılıyor. Kimlere veriliyor. Bir EYT'linin bile derdine derman olacak bir süreci yaşamadık biz'' dedi.

Çalışma Bakanlığı'na ve Cumhurbaşkanlığı'na ulaşmanın çok zor olduğunu da belirten Emeklilikte Yaşa Takılanlar Derneği Başkanı, ''Bizi bilmeyen kalmadı. Algı oluşturmaya çalışıyorlar ama haksızsınız diyen kimse yok. Pandemi süreci sonrasında verilerimizi güncelleyerek, dosyalarımızı hazırlayabilirsek tekrar meclise, Cumhurbaşkanlığı'na gideceğiz, tabi ulaşabilirsek'' dedi.

'Mücadelemiz büyüyerek devam edecek'

Özüpak, "Tüm Türkiye'ye yayılma çabasındayız. 23. derneğimiz kurulma aşamasında. Birçok ilde de temsilciliğimiz var. Amacımız 81 ile ulaşmak. Herkesin bu davada ben de varım diyebilmesini sağlamak. Teşkilatlanmış, örgütlenmiş bir gücüz. Daha da sağlamlaşarak geliyoruz. Çünkü hakkım diyen insanlar artık çoğaldı. Haklarından habersiz olanlar haberdar oldu. Pandemi süreci nedeniyle federasyonlaşma faaliyetlerimiz ertelendi. Asla mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Çünkü kazanılmış bir hakkımız var, elimizden alındı. Ne kadar sürerse sürsün en son arkadaşımız emekli olacağı tarihe kadar mücadelemizi gerçekleştireceğiz" diye konuştu.