İşte Fenerbahçe, TFF ve Saray kavgasının arka planı: Kayyumu kabul etmeyene oyunda yer yok

Futbol kulüplerinin borçlarını üstlenecek olan Ziraat Bankası fiilen Saray’ın yönetiminde. Geçen yıl 31 Ocak itibariyle borçlarının yapılandırılması için bu bankaya başvuran futbol kulüplerine fiilen kayyum atanmış oldu. Böylece futbol AKP eliyle açık açık dizayn edilmekte, futbol ekonomisine de el konmak istenmekte. Fenerbahçe bu oyunda ayak sürüyor...

Yavuz Karamahmutoğlu

Çok eskiye gitmeye gerek yok, şöyle kısa bir özet yapabiliriz. 

Geçtiğimiz yıl TFF’ye yakın kaynaklar, Türk futbol takımlarının bankalara ve diğer alacaklılara toplam 14,5 milyar borçlu olduğunu ifade ediyordu. Bu borcun 11 milyarlık bölümü ise 4 büyükler olarak adlandırılan Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor’a ait. Uzun yıllardır futbol takımlarının yapılanmasındaki plansızlıklar, futbolun Türkiye’deki yapısının da buna izin vermeyişi borçlanmayı şişirdikçe şişirdi. En sonunda da yönetilemez hale geldi.

AKP de tam bu noktada hamle yaptı. Batan kulüpleri kurtarma planını devreye soktu. TFF yönetiminin geliştirdiği projeyi AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak da destekledi. AKP, inşaatçıları, sanayicileri, iletişim şirketlerini neden kurtarıyorsa, Ülker'in, Doğuş Grubu'nun ve benzerlerinin borçlarını neden yeniden yapılandırıyorsa, Sabancı'nın, Koç'un ve diğerlerinin vergi borçlarını neden affediyorsa, Türkiye'deki patronlara teşvikle, uygun krediyle neden destek sağlıyorsa, futbola da aslında benzer nedenle el uzattı. Türkiye'nin tartışılmaz şekilde en popüler spor dalı futbolda yürütülecek bir operasyonun AKP'ye yardımcı olacağı ortada. Bir diğer nedeni de kredi anlaşmalarının maddelerinde, AKP kurmaylarının açıklamalarında görülüyor.

O detaylara geçmeden bu durum neden bir krize dönüştü kısaca bakalım.

Fenerbahçe, Süper Lig kulüplerinin yüksek borç yüküne çare olarak gösterilen Türkiye Bankalar Birliği (TBB) anlaşmasını; Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor'un aksine imzalamadı. Galatasaray, geriye dönük borçlarının yeniden yapılandırılması bağlamında Aktifbank, Denizbank ve Ziraat Bankası’ndan oluşan konsorsiyum ile 2 yılı ana para ödemesiz 5 yıl vadeli yapılandırma sözleşmesi imzalamış, yine Beşiktaş KAP bildirimi yapmasa da Bankalar Birliği ile Fikret Orman döneminde mutabakata varmıştı.

Bu duruma ‘Camiaya Sesleniş' programında değinen Başkan Ali Koç, kendi durumlarına uyan bir anlaşma istediklerini belirtti. Başka bankalarla daha uygun şekilde borç yapılanması için anlaşma yapmak istedikleri, TFF’nin buna yanaşmadığı kamuoyuna yansıyanlar arasında. 

TBB ile Fenerbahçe’nin anlaşamaması şu şekilde kamuoyuna yansımıştı. 

Fenerbahçe, TBB’nin verdiği 250 milyon TL’lik krediyi düşük buluyor. Kulübün borcu 3,5 milyar TL’yi aşmış durumda. Yönetim, gelirlerin yüzde 80’inin borçlara aktarılmasının manevra alanını daraltığını belirtiyor. Belirlenen 5 yıllık vade borcun ödenmesine yetmediği için Fenerbahçe en az 10 yıl istiyor. Fenerbahçe yönetimi, temerrüte düşmesi halinde başkan ve yöneticilere haciz başlatılması, bir daha aday olamamalarını uygun bulmuyor.

Sunulan teklif şu şekilde

Ziraat Bankası, VakıfBank, Halkbank, DenizBank ve Aktifbank'tan oluşan konsorsiyum, beş yıla yayılan ve ilk iki yılı ödemesiz bir teklif sundu.

Bu anlaşmanın dikkat çeken maddeleri şöyle:

Kulüp; tüm şirketlere, iştiraklere ve müteşebbislere kefil oluyor. Ayrıca yönetim kurulu başkanı münferiden ve müteselsiz kefil olmak zorunda.

Başkan, yönetim kurulu adına sorumluluğu üzerine alıyor.

Kredi sözleşmesine göre kulüpler tüm gelirlerinin yüzde 17-20 arasını kullanabilecek, kalan geliri borç için harcamak zorunda kalacak.

Taahhüdün yerine getirilmemesi durumunda kulüp ve kefilleri hakkında temerrüde düştüğü tarihten itibaren haciz kararı alınabiliyor. Ayrıca başkan ve yöneticiler bir sonraki dönemde aday olamıyor.

Yöneticiler ‘kasa kolaylığı' sağlamak için kulübe para veremiyor. Borç verilen rakam ancak borç bittiğinde geri alınabiliyor. Sadece bağışa izin veriliyor.

Kulüplere ‘el konulabileceği’ endişesi

AKP Sözcüsü Ömer Çelik’in, Şehir Üniversite’ne kredi verilip verilmemesi konusunda yaptığı açıklama sırasında Bankalar Birliği’nin spor kulüpleriyle gerçekleştirdiği yapılandırmayı kast ederek, “Kulüplere yapıldı, başka yerlere niye yapılmıyor deniyor. Kulüpler dediğiniz mesele, şirketler dediğiniz mesele onlara dönük olarak bankaların ortaya koyduğu uygulamadır, isterlerse bir şirketin tüm mallarına el koyar” açıklamasında bulunmuştu. AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da AKP İstanbul İl Danışma Meclisi’nde yaptığı “Kulüplerinin bütün tribünlerdeki gelirlerine her şeyine banka ne yapıyor, el koyuyor.” şeklindeki açıklaması kafaları karıştırmış, endişeyi arttırmıştı. 

Futbola fiili kayyum geliyor

AKP Sözcüsü Ömer Çelik ve AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ifade ettiği gibi, kulüpler maddi durumlarını düzeltemezler ve Bankalar Birliği ile yaptıkları anlaşmanın gereğini yerine getirmezlerse ilk etapta TFF gelirlerini kaybedecekler. Borç miktarının artması ve Finansal Fair Play ihlalleri halinde ise Futbol Federasyonu, puan silme, küme düşürme gibi yaptırımlar uygulayabilecek. Ancak kulüpleri bekleyen asıl tehlike, “menkul ve gayrı menkullerine el konması...” konusu. Yıllardır borç içinde yüzen kulüplerin şu anki taşınmazları zaten ipotekli olduğu için bankalar satış hakkını kullanabilecek.

Devlet bankasından spor kulüplerine yapılan bu jestin gerçekte ne anlama geldiği Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın’ın bir “şaka”sıyla ortaya çıkmıştı. Aydın, "İnşallah Fenerbahçe'yi küme düşüreceğiz" demiş, sözleri tepki çekince de, bankadan yapılan açıklamada Aydın’ın ifadelerinin “dost ortamında yapılan bir şaka” olduğu ifade edilmişti.

Ancak bu kararla ilgili iddialar şakanın arkasında başka bir gerçek olduğunu ima ediyor. Bu iddialara göre Ziraat Bankası kulüplerin borçlarını kapatmakla kalmayacak, bu yolla kulüpleri küçültecek, yönetimlerine müdahale edecek ve borçlarını böyle tahsil edecek. Yani amaç kulüpleri değil, batık kredileri kurtarmak. 

Bu konudaki anlaşma eski TFF Başkanı Yıldırım Demirören ile Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın arasında yapıldı. Ancak anlaşma uyarınca kulüplerin yayın, sponsorluk ve Passolig gelirleri kulüplere verilmeyecek. Önce bankalara ve kamuya olan borçlar ödenecek, ardından kalan para kulüplere aktarılacak. 

Ayrıca kulüplerin transfer harcamaları kulübün gelirinin ancak 1,5 katı olabilecek. Mali kural dışına çıkan kulüpler çeşitli cezai yaptırımlarla karışılacak. Bu şekilde Avrupa'da uygulanan Finansal Fair Play'in bir iç düzen olarak Türkiye'de de uygulanması sağlanacak.

Fiilen Saray'ın yönetiminde

Borçları üstlenecek olan Ziraat Bankası 2017’de Varlık Fonu’na devredilmişti. Yani fiilen Saray’ın yönetiminde. Futbol endüstrisinin borç yükü 15 milyar liraya yakın. Bunun yüzde 80’ini 4 büyük kulübe ait. Kulüplerden 15’e yakın finans kurumu alacaklı durumda. Geçen yıl 31 Ocak itibariyle başvuran futbol kulüplerine fiilen kayyum atanmış oldu.

Kulüplerin ‘el değiştirmesi’ meselesi ise dernek statüsündeki yönetim kurullarının yetkisinde bulunan, kulüp şirketine ait ‘altın hisse’ ile bağlantılı. Yatırımcılardaki hisselerin yüzde 51’i anlamını taşıyan altın hisse, eğer söz konusu bankalara ipotek olarak verilmişse, işlerin kötü gitmesi halinde kulübün tüm yükünü çeken şirket, satış yoluyla el değiştirebilecek. Böylelikle de, Türk futboluna yatırım yapmak isteyen Arap ve Körfez sermayesi devreye girebilecek.

Anlaşmalar niçin açıklanmıyor?

Borsaya kote kulüplerin, Bankalar Birliği ile yaptığı uzun vadeli yapılandırma anlaşmasının açıklanmaması ise küçük yatırımcıları rahatsız etmiş durumda. Çoğunluğu kulüp üyesi olan yatırımcımlar, Borsa’nın kuralları diğer şirketlere uyguladığı biçimde işletmesi halinde hukuki bir krizin yaşanacağını ifade ettiler.

FB cephesinde neden yeniden kıyamet koptu?

Geçen sene Türkiye Futbol Federasyonu, Kulüp Lisans ve Finansal Fair Play Talimatı'nda kritik değişiklikler yaptı. TFF, önemli değişiklikler yaptığı Kulüp Lisans ve Finansal Fair Play (FFP) Talimatı'nı yürürlüğe koydu.

Yeni maddelerin eklendiği ve bazı maddelerin düzenlendiği talimata göre, TFF, sezonluk denetlemeden sonra her takıma harcama limiti getirdi.  

Fenerbahçe’nin kendi imkanları ile yaptığı anlaşmaları TFF kabul etmeyince Fenerbahçe harcama limitleri konusunda TFF’nin tırpanına uğradı. Bu da fiili bir transfer yasağına dönüştü. Dün yaşananlar da ilk değil.

FB’nin dün yayınladığı açıklama ses getirdi

TFF’nin dün yaptığı harcama limitleri açıklamasından sonra Fenerbahçe’den açıklama geldi. Kulüpten yapılan yazılı açıklamada “Asla kabul edilemez” dendi. Açıklamada “Atılacak adımlar ve alınacak aksiyonlar doğrultusunda önümüzdeki günlerde camiamızı bilgilendireceğiz,” denilerek tartışmanın daha da büyüyeceğinin işareti de verildi. 

Fenerbahçe cephesinde bu gelişmeler yaşanırken bir harcama limitleri konusunda bir açıklamda Kasımpaşa Spor Kulübü’nden geldi. Açıklamada “gerekirse ligden çekiliriz” dendi.  

TFF'den sopa:‘Anlaşma yaparsa yükseltiriz’

Türk futbolunda deprem etkisi yaratan bu karar üzerine TFF Başkanı Nihat Özdemir, Bloomberg’e kısa bir demeç verirken “Eğer Fenerbahçe yapılandırma anlaşmasına imza atarsa harcama limitleri de yükselecektir. Alternatif olarak gelirlerini sponsorluk anlaşmaları ve oyuncu satışlarıyla da yükseltebilirler” dedi. Özdemir’in bu tavsiyesinin yanında ise bir kural kulüpleri karşılıyor. Kulüpler sponsorluk anlaşmaları ve oyuncu satışlarının sadece 3’te 1’ini harcama limitine ekleyebiliyor.

Takım Harcama Limiti nedir?

Süper Lig ekiplerinin futbol operasyonlarına harcayabilecekleri toplam miktara “takım harcama limiti” diyoruz. Futbolcu ve teknik kadro gideri, menajer ücreti ile transferler bu limite giriyor. Hatta kredi anapara ödemesi varsa bu da limitten düşülüyor. THL; sermaye artışı, UEFA gelirleri ve net transfer gelirleri gibi unsurlarla arttırılabiliyor. Bu yöntemlerin sonucunda revize edilen limitler ikinci transfer döneminden önce TFF tarafından tekrar ilan ediliyor.

2019 başından beri konuşulan THL, Eylül 2019’da hayata geçti. THL ile ilgili tüm detaylar, limit belirlenirken kullanılan formüller ve limit aşımı halinde gelebilecek cezalar da dahil olmak üzere tüm hükümler TFF Kulüp Lisans ve Finansal Fair Play Talimatı‘nın Ek XII adlı bölümünde yer alıyor.

Belirlenen harcama limitinin aşılması durumunda, kulüplere şu cezalar verilecek:

Yüzde 5'e kadar aşılırsa: İhtar

Yüzde 6-10 aşılırsa: Kadro sınırlaması

Yüzde 11-15 aşılırsa: Transfer yasağı

Yüzde 16-20 aşılırsa: 1 puan silme cezası ve transfer yasağı, kadro sınırlaması ve para cezası yaptırımlarından biri veya birkaçının uygulanması

Yüzde 21-25 aşılırsa: 2 puan silme cezası, buna ek olarak transfer yasağı, kadro sınırlaması ve para cezası yaptırımlarından biri veya birkaçının uygulanması

Yüzde 26 ve üstü aşılırsa: 3 puan silme cezası, buna ek olarak transfer yasağı, kadro sınırlaması ve para cezası yaptırımlarından biri veya birkaçının uygulanması.