İşsizlik göstergeleri üzerine notlar

TÜİK Nisan ayında hem işsizlik sayısı hem de işsizlik oranının düştüğünü açıkladı. İşgücü ve istihdam göstergelerinin açıklayıcılığı salgın döneminde tümüyle ortadan kalktı. Verileri daha detaylı incelemeye dahi gerek yok. Tanık olduğumuz gerçekler, istatistikleri yalanlıyor.

Aşkın Süzük

TÜİK tarafından Nisan ayı işsizlik oranı %12,8 olarak açıklandı. Bir önceki yılın Nisan ayında bu oran %13 idi. İşsizlerin sayısı ise 3 milyon 775 bin oldu. Son bir yılda işsizlerin sayısı 427 bin kişi azaldı.

Salgının etkilerinin en yoğun yaşandığı Nisan ayında TÜİK, işsizliği düşürmeyi yine başardı.

İşgücü ve istihdam birlikte düşüyor

Son bir yılda çalışma çağındaki nüfus 1,1 milyon kişi artarken işgücü yaklaşık 3 milyon kişi azaldı.

İstihdam ise 2,6 milyon kişi azaldı.

Buna karşılık, işsizlik 427 bin kişi azaldı. Yani önceki aylardaki hikaye devam ediyor. İstihdam azalmasına rağmen işsizlik düşmeye devam ediyor.

TÜİK görevini yapıyor. Ancak mesele sadece TÜİK ile ilgili değil, kapitalizmin salgın sırasında yaşadığı olağanüstü koşullar göstergelerin açıklayıcılığını tümüyle ortadan kaldırdı. 

Dünyada çeşitli ülkelerde hükümetlerin aldığı bazı önlemler amaç bu olmasa da, salgının işsizlik verilerine yansımasını engelliyor.

Ümitsizlerin de içinde yer aldığı iş aramayanlar 4,5 milyona çıktı

Türkiye’de çalışmaya hazır olup iş aramadığını söyleyenlerin sayısı 4,5 milyona çıktı. Yani içinde ümidini yitirenlerin de olduğu 4,5 milyon kişi işsiz olduğu halde Nisan ayında iş arayamadığından işsiz sayılmadı.

Bu nüfus kesimi, son bir yılda 2,2 milyon kişi artmış.

Aralık ayından bu yana ise aynı nüfus kesimi, yani işsiz olduğu halde iş ara(ya)mayanlar, 2 milyon kişi artmış. Yani milyonlarca kişi işgücünden çekilmiş. İşgücü azalmış, işgücüne katılım oranı %52,9’dan %47,2’ye gerilemiş. İşgücüne katılım oranı yıllık olarak en son 2008 yılında bu düzeyin altında idi, yani 10 yıl öncesine seviyelerine geriledi.

Böylece kağıt üzerinde işsizlik yine düşürülebildi. 

Geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 28,7'ye ulaştı

TÜİK’in işsizden saymadığı bu kesimleri, işsiz nüfusa ekleyerek yapılan geniş tanımlı işsizlik hesaplamasına göre, Nisan ayında işsizlik oranı %28,7’ye ulaştı. Geniş tanımlı işsizlerin sayısı ise 9 milyon 759 bine yükseldi.

Son bir yılda, geniş tanımlı işsizlik oranı 8,7 puan artış gösterdi. Geniş tanımlı işsizlerin sayısı ise 2 milyon 793 bin kişi arttı.

Kadınlarda geniş tanımlı işsizlik %34,1’e çıktı.

Covid-19 etkisi: İşgücüne dahil edilmeyenler

TÜİK’in işsizden saymayıp işgücüne dahil etmediği ve böylece işsizlik hesaplamasının dışında bıraktığı kesimlerde salgın döneminde çok ciddi bir artış yaşandı. Son bir yılda işgücüne dahil edilmeyen nüfus, 4 milyon 72 bin kişi artarak 32 milyon 932 bine yükseldi.

Bu kesimlerin 4,5 milyonunun çalışmaya hazır ama iş aramayanlardan oluştuğunu belirtmiştik. İş bulma ümidini yitirenler de bu sayıya dahil.

Öte yandan, işgücüne dahil edilmeyenlerin içerisinde ev hanımları, emekliler, öğrenciler ve çalışamaz halde olanlar var. Bu kesimlerde salgın döneminde ciddi bir artış ya da oynama olmadığı görülüyor.

Ancak, işgücüne niye dahil edilmediği bilinmeyen ve TÜİK’in “Diğer” olarak sınıflandırdığı bir kesim var. “Diğer” nedenlerle işgücüne dahil olmayan bu nüfusun, son bir yılda 1 milyon 158 bin kişi arttığı görülüyor. Yine bu nüfusta 2019 yılı sonuna göre 1 milyon 116 bin artış yaşanmış. Buradaki artışın 612 bini, yani yarısından fazlası Şubat ayından Nisan’a kadarki sürede gerçekleşmiş. 

Covid-19 etkisi: İşbaşında olmayanlarda büyük artış

Salgının bir diğer etkisi ise istihdamın içerisinde sayılan ancak ilgili dönemde işbaşında olmayanların sayısındaki artışta ortaya çıkıyor. Nisan ayında istihdamda yer alan ama işbaşında olmayanların sayısı, 5 milyon 158 bine yükseldi. 

Salgının etkisini daha net anlayabilmek için işbaşında olmayanların Nisan 2019’da yani bir yıl öncesinde 634 bin kişi olduğunu belirtmek yeterli.

İşbaşında olmayanların önemli bir kısmını salgın döneminde, ücretli izinde olanlar, kısa çalışma ödeneğinden yararlananlar ve ücretsiz izne çıkarılanlar oluşturuyor. Dolayısıyla salgın sırasında milyonlarca işçinin iş ile bağlantısı değişmiş, bir kısmı gelir kaybına uğramış bir kısmı ise fiilen işsiz duruma düşmüş bulunuyor.

Salgın döneminde ortaya çıkan bu etkilerin bir kısmının geçici olduğunu ve “normalleşme” ile birlikte ortadan kalkmaya başlayacağını biliyoruz. Ancak salgın sonrasına, daha yüksek işsizlik, emekçilerin gelir kaybı ve kayıtdışılığın artması gibi ciddi toplumsal sonuçları olacak etkiler kalacak.