İsrail'in ABD'yle ilişkilerinde sıkı durduğu bir konu bu ülkenin "nitel askeri üstünlüğü" ile tarif ediliyor.

İsrail, ABD'nin sahip olduğu ileri teknoloji silahların Ortadoğu ülkelerine satılmaması gerektiğini savunuyor ve ABD'de bu yaklaşım kabul görmüş durumda.

Hatta ABD'de bu "Askeri Nitel Üstünlük" ilkesi olarak tanımlanıyor. (Israel's qualitative military edge - QME)
İsrail'in teknolojik ve taktik araçlarla nicel olarak kendisinden daha büyük olan güçler karşısında askeri üstünlük sağlamasının ABD tarafından gözetilmesi olarak özetleyebileceğimiz bu ilke Lyndon Johnson'ın (1963-1969 arasında) başkanlık döneminden bu yana ABD siyasetinde korunuyor.

Öte yandan 2000'li yıllarda bölgede yaşanan değişiklikler ve özel olarak İran'ın artan ağırlığına karşı sünni ekseni oluşturma çabaları ABD'de bu ilkenin de sorgulanmasına, en azından esnetilebileceği görüşlerinin ortaya çıkmasına neden oldu.

Netanyahu'nun Birleşik Arap Emirlikleri ile imzaladığı barış anlaşmasının ardından İsrail'de gündem olan bir konu da bununla ilgiliydi.

Netanyahu, bu anlaşmayla birlikte ABD'nin Emirliklere F-35 satmasının gündeme gelebileceği tartışmalarına net bir olumsuz yanıtla katıldı.

Öte yandan İsrail'de kaygıların sürdüğü anlaşılıyor.

İsrail'in köklü merkez (ve liberal görünümlü) yayını Haaretz'in askeri konularda yetkin ve yetkili yazarı Amos Harel yazdığı yazıda Netanyahu'nun iddialarına rağmen, BAE'ye F-35 satışının ABD'nin gündeminde olduğunu iddia etti.

Meselenin Harel'in paranoyası ya da İsrailli şahinlerin aşırılığı olmadığına işaret eden bir bilgi yazıda yerini şöyle alıyor: Netanyahu'ya yakınlığıyla bilinen Enerji Bakanı Yuval Steinitz, bir radyo programında İsrail'in Emirliklerden kalkacak F-35'lerin uçuş menzilinin dışında olduğunu ve dolayısıyla Emirliklere F-35 satılmasının zaten İsrail için bir tehdit olmayacağını söylemiş.

Emirlikler'le yapılan anlaşmanın ötesine geçen bir mesele bu.

İsrail, bölgedeki Amerikancı Arap rejimleriyle uygun yakınlaşmalar kurma yoluna hem kendisinin hem de emperyalist batının çıkarları gereği olarak gidiyor. Öte yandan İsrail uzun süredir aynı zamanda ABD'nin bölgede başka ülkelerle güçlendirdiği bağları kendisi için bir tehdit olarak da görüyor.