İrlanda'nın unutulan deneyimi: Limerick Sovyeti

Liam Cahill “Karanlık hiçbir şey yapmamak için bir sebep veya mazeret olamaz. Planlama ve Eylem Karanlığı dağıtır” diyor. Cahill'le gölgede kalmış bir olayı konuştuk.

Çağdaş Gökbel

Her ulusun tarihinde derinlerde saklı kalan ya da öyle kalması istenen özel dönemler vardır. İnsanlığa ışık tutan bu dönemleri topluma yeniden hatırlatacak olan o toplumun aydınlarıdır. Liam Cahill, onlardan biri. Bu kutlu yolda ilerleyebilmenin şartı ise aydınların bitmek tükenmek bilmeyen merakı ve çocuksu heyecanı. Okuyacağınız röportaj bu heyecanın tipik bir örneği. Türkiye’den binlerce kilometre uzakta İrlanda tarihi hakkındaki araştırmalarımı sürdürürken Limerick Sovyeti ve Liam Cahill ile karşılaştım. Liam ile iletişim kurduğum an kitabını imzaladı ve kaldığım adrese gönderdi. Böylece unutulan bir devrimin hikayesi uzun bir yolculuğa çıkarken aynı zamanda 90 milyonluk bir ülkenin dilinde yeniden hayat buluyordu. Bazen ulusların tarihinde öyle olaylar vardır ki bu olaylar yerel olmaktan çıkar ve tüm dünyaya ışık tutan bir eyleme dönüşür. Unutulan devrim Limerick Sovyeti, bu güçlü eylemlerden yalnızca biri. Pandemi koşullarının ağırlığında insanlığın bu ortak mirasını yeniden hatırlatmayı tam da bu zamanda değerli ve anlamlı buluyoruz. Yan yana fotoğraf çektiremediğimiz içinse okurdan özür diliyoruz. Salgın sonrasında bunu telafi edeceğimize inanıyoruz. Kelimelerin büyüsüne daha fazla kendimi kaptırmadan unutulan devrimin hikayesini sizinle paylaşmak istiyorum. Bu röportajın İrlanda’da yapacağım araştırmaların ilk işaret fişeği olacağına inanıyorum. İrlanda ve Türkiye halkları arasında güçlü bağlar kurmaya dönük atılmış ilk işaret fişeği… Işığıyla yolumuzu aydınlatacak kitapların ve röportajların emekçi halklarımızı sıkı sıkıya sarması dileğiyle… 

Limerick Sovyeti, birçok insan için unutulmuş bir deneyim. Unutulmuş bir şeyin peşinden gitmek ve o izleri takip etmek zordur. Bize bu deneyimin Sovyet sosyalizmi ile benzerliğinden ve farklarından bahseder misiniz?

Nisan 1919'da Limerick şehrinde meydana gelen heyecan verici olayları tanımlamak için 'Sovyet' teriminin kullanımı, Birleşik Devletler, İngiltere, Fransa ve diğer ülkelerdeki gazetelere haber veren uluslararası gazeteciler sayesinde oldu. Bu deneyim 1917 Bolşevik Devrimi’nden sonra tam anlamıyla Rus komünizmiyle ilişkilendirebileceğimiz bir 'Sovyet' değildi. Esasen Avrupa'da Birinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden sonra giderek daha tanıdık hale gelen bir tür genel grevdi. O dönemlerde Macaristan, Almanya ve İngiltere gibi ülkelerde buna benzer genel grevler oldu.

"14 bin işçi devrimcilerin önderliğinde askeri kanunlara karşı genel grev başlattı" 


Limerick'te, İrlanda Taşımacılığı ve Genel İşçi Sendikası ile bağlantılı ve Marksist devrimciler tarafından yönetilen 14 bin işçi, İngilizlerin kente askeri kanunu dayatmasına karşı genel bir greve başladı. İngilizler, bağımsızlık arayan militan İrlanda ayrılıkçılığı dalgasını bastırmaya çalışıyorlardı. Askeri barikatlar ve nefret edilen Askeri Geçiş sistemi, işçilerin iş yerlerine serbestçe girip çıkmalarını engelledi. 

İşçiler- Limerick Birleşik Ticaret ve İşçi Konseyi'ndeki seçilmiş temsilcileri aracılığıyla neredeyse üç haftalık bir süre boyunca şehirdeki yaşamın her yönünün kontrolünü ele geçirdiler. Şehrin 40 bin sakini sorun yaşamasın diye yiyeceklerin (fırınlar dahil olmak üzere) tedarikini ve fiyatları organize bir şekilde denetim altına aldılar. Şehirdeki malların taşınmasını kontrol ettiler, kendi gazeteleri "İşçi Bülteni"ni yayınladılar, İrlanda ve Britanya'daki grev destekçileri tarafından yapılan bağışlar ve destek sayesinde kendi para birimlerini bastılar. Grevi yöneten devrimciler raporlarında veya manşetlerinde kullanmak için hızlı, anlaşılması kolay bir kelime arayan gazetecilere, bu yönetim biçiminin ‘Sovyet’ olduğunu söylediler. Organize olma biçimleri ve mülkiyet üzerinde kurdukları sınırlı denetim onlara bu deneyimi hatırlatıyordu. Rusya’daki durum yine de Limerick’deki bu durumdan farklıydı. Rusya’daki işçiler Bolşevik doktrinini izleyerek, fabrikaların, işletmelerin ve kırsal mülklerin sadece kontrolünü değil, mülkiyetini de ele geçirdiler. Bu Limerick'te olmadı. Orada, işletme sahipleri isteksizce İşçi Konseyi'nin emirleriyle iş birliği yaptılar, ancak mülkiyet biçimi üzerinde yapılacak bir değişikliği kabul etmediler ve işçiler bu duruma meydan okumadılar. Bununla birlikte, Amerikalı bir gazeteci bunun gerçekten bir "Sovyet" olup olmadığını sorduğunda, liderler bu terimi (propaganda için daha işlevsel buldukları için) kucakladılar ve "Evet!" Diye yanıt verdiler.

Tarihçi Roy Foster, 'Modern İrlanda' adlı kitabında İrlanda'nın Avrupa'da beklenen devrimi ateşleyeceğini ve o zamanlar böyle bir beklentinin yüksek olduğunu söylüyor. Limerick Sovyeti böyle bir devrimin ilk işareti olabilir mi?

Limerick Sovyeti, İrlanda'da yaklaşan devrimin bir dizi işaretinden biriydi, ancak bu ilk değildi ve tek önemli örneği teşkil etmiyordu. Örneğin, Aralık 1918'deki İngiliz İmparatorluk Genel Seçimlerinde ayrılıkçı parti Sinn Féin’in ezici zaferi vardı. Sinn Féin temsilcileri Westminster’de koltuklarını almayı reddettiler ve bunun yerine Dublin, Dáil’de kendi parlamentolarını kurdular. Éireann Dáil1, 21 Ocak 1919'da ilk kez halka açık bir şekilde buluştu. Aynı gün, yeniden canlandırılan İrlandalı Gönüllüler (daha sonra İrlanda Cumhuriyet Ordusu olarak anılacak) Tipperary ilçesindeki bir olayda iki polisi öldürdü. Bu olay Limerick şehrinden uzakta gerçekleşti.

“Limerick genel grevi bağımsızlık yolunda önemli adımlardan biriydi"  

Buna karşılık, Limerick Sovyeti'ne yol açan olaylar, İrlandalı Gönüllülerin bir mahkûmu kurtarma girişimi sırasında bir polisin vurulduğu ve diğerinin yaralandığı bir olayla başladı. İngiliz yetkililer, 1919'un ilk aylarında polislere ve askeri kışlalara yönelik giderek artan saldırılardan endişe duyuyorlardı ve esasında tüm bu yaşananlar Limerick Şehri'ne askeri kanunun dayatılmasını net bir biçimde açıklıyor. Dolayısıyla, İngiliz militarizmine karşı yapılan Limerick Genel Grevi, İrlanda'yı Britanya'dan ayırma mücadelesinde 1919'un başlarında atılan birkaç önemli adımdan sadece biriydi.

Kitabınızı incelediğimde İrlanda hakkında aynı duyguları paylaştığımızı fark ettim. Dublin'de, Cork'ta veya Tullamore'da sokaklarda Connolly'nin ruhunu hep hissettim. Ancak bu durum, topluma geldiğinde derin bir farklılık gösterdi. İç savaşın yıkıcı etkisini bir kenara bırakırsak, güçlü dayanışma ağları kuran bu insanlar şimdi nerede?

1919'dan 1923'e kadar, onun öğretisini ve örneğini izleyen militan işçiler ve liderleri, James Connolly’nin İşçi Cumhuriyeti vizyonunu oluşturmak için çok uğraştılar. Bunu bir dizi genel grev, işletme işgalleri ve büyük arazilere el koyma yoluyla yaptılar. Buna karşın her adımda gerçekten büyük zorluklarla karşılaştılar. Önce İngilizlerle ve ardından İrlandalı burjuva ayrılıkçılar tarafından durdurulmaya çalışıldılar. Bu yüzden İrlanda İç Savaşı’nda muhalefetin ana odağı oldular. 

“İrlanda Özgür Devleti burjuvaların hakim olduğu muhafazakar bir devletti"

Aralık 1921'de İngiltere ile imzalanan bir Antlaşma ile kurulan İrlanda Özgür Devleti, Katolik işverenlerin ve burjuvaların hâkim olduğu muhafazakâr bir devletti. Küçük bir ağır sanayiye sahip, çoğunlukla gıda üreten (tarıma dayalı) bir ekonomiydi. 1920'lerde İrlanda'da yaşanan ekonomik durgunluk nedeniyle sendikal hareketin boyutu ve etkisi büyük ölçüde küçüldü ve liderliği devrimci, sendikalist faaliyetlerden uzaklaştı; bu yüzden siyaset o dönemden itibaren parlamento ve seçim mücadelesine sıkıştırıldı. Böylece, 1919-1923 yıllarının devrimci itkisi söndü ve Batı dünyasındaki diğer birçok ülkede olduğu gibi, 1960'ların ortalarına kadar tekrar kıvılcım çıkmadı.

Birinci dünya savaşından sonra İspanyol gribi salgını yaşandı. Limerick Sovyeti tam olarak bu döneme denk geliyor. Şimdi, insanlık tekrar küresel bir salgınla mücadele ediyor. Geçmişte yaşananlara bakarsak, yine bir devrim çağının eşiğindeyiz diyebilir miyiz?

Korkarım öyle düşünmüyorum. Bir devrimler çağı yaşayacaksak, bir asır önce gördüğümüzden daha incelikli olacaktır. Geleneksel komünizm, 1989'da Sovyetler Birliği'nin çöküşünden sonra ortadan kalktı ve önde gelen bir devrimci parti aracılığıyla işçiler ve köylüler tarafından sahip olunan ve kontrol edilen modern bir devlet yaratma ideali de beraberinde gitti. Çin ise sadece ismen 'komünist' bir ülkedir. Gerçekte, diğer bazı ülkelerde tutunduğunu gördüğümüz türden, otoriter bir kapitalist toplumdur. Tüm dünyada işçilere örnek olabilecek güçlü bir sosyalist devlet maalesef kalmadı.

Öte yandan kapitalizm gelişmeye ve uyum sağlamaya devam ediyor. Günümüzde insanlar bilgi ve iletişim Teknolojisindeki ilerlemelerle öylesine atomize edildi ve bireyselleştirildi ki, geleneksel, Marksist anlamda bir "sınıf" duygusu yaratabilmek zorlaştı.2 Pandemi bu olumsuz eğilimleri hızlandırdı. Artık çok daha fazla sayıda işçi, aynı işverene sahip işçilerden oluşan bir "topluluğun" parçası olma yönündeki sınırlı hisleri bile daha da azalacak şekilde uzaktan çalışmaya başladı.

Mevcut durum, Facebook, Google, Twitter vb. gibi ABD'nin sahip olduğu güçlü sosyal medya oligarşileri sayesinde daha da içinden çıkılmaz bir hal aldı. Ulus devletlerin bireyleri kontrol etme kapasitesinin bu derece artması işleri daha da zorlaştırdı. İftira ve sahte haber furyası adeta tüm toplumu kuşattı. Geleneksel ve alternatif medya (facebook, twittter vb) özellikle kırk yaşın altındaki insanlar arasında çok etkili. Her türlü aşırı sağ ideolojisinin gelişmesi için bu medya yapıları güvenli bir sığınak oluşturuyor. Gerçekten de Trump, aşırı sağın ve anti-demokratik propagandanın sosyal medyaya yayılmasını coşkuyla teşvik etti ve pek çok insan aşırı sağa teslim oldu.

Cahill için bir istek

Liam Cahill, 'The Limerick Sovyet 1919'da 1919-1923 yılları arasında İrlanda'daki işçi sınıfı devriminin tüm öyküsünü anlatıyor. Bir kopyasını satın almak isterseniz, [email protected] adresine lütfen e-posta gönderebilirsiniz. Kitap ücreti, posta masrafları dahil olmak üzere €20.

Twitter: https://twitter.com/LiamCahill2013 

"Sınıf çatışması her zamankinden güçlü"

Marksistler ve Solcular için cevap, bu "yeni" kapitalizme karşı nerede ve ne zaman mücadele ederlerse etsinler, eleştirel analizlerini geliştirmeye ve ilerici ve demokratik güçleri savunmaya devam etmek olmalıdır. Bu sabır gerektirir; öte taraftan büyükannelerimizin ve büyükbabalarımızın geçmişte yaptıklarından esinlenerek devrim niteliğinde değişimler gerçekleştirebiliriz. Kapitalizmin yüzeysel biçimleri ve üstyapısı değişirken, altta yatan sınıf çatışmasının her zamankinden daha güçlü olduğunu belirtmeye devam etmeliyiz. 

Krizlerin, savaşların ve katliamların arttığı karanlık bir dönemden geçiyoruz. Bahsettiğimiz tüm bu tarih aslında bize umut veriyor; İnsanlığa direnişi ve dayanışmayı hatırlatıyor. Gelecekle ilgili derin endişeleri olan Türk ve İrlandalı okuyuculara hangi mesajı vermek istersiniz?

Bugün bizim için karanlık bir dönem gibi görünüyor ve gerçekten de öyle. Ancak, büyükbabalarımız devrimci yollarına çıktıklarında, şimdiki zamanın ve geleceğin onlar için de karanlık göründüğünü unutmayın. ‘Karanlık’ hiçbir şey yapmamak için bir sebep veya mazeret değildir. Planlama ve Eylem Karanlığı dağıtır. İlkelerinize göre planlamaya ve hareket etmeye devam edin, bu karanlıkta bir yol bulacaksınız.

  • 1. Éireann Dáil: İrlanda meclisinin ‘İrlandaca’ ifade ediliş biçimi (Ç.N)
  • 2. Burada özellikle Türkiye’deki okurlar için açıklayıcı bir not eklemeyi uygun görüyorum. Yazar Liam Cahill genel anlamda Avrupalı toplumların sorunlarına işaret etmekte. Kapitalist bireycilik eşi benzeri görülmemiş bir düzeyde yaşanıyor ve yaşadığı toplumları çürütmeye devam ediyor. Sadece İrlanda’da değil tüm Avrupa coğrafyasında insanların toplum olduklarını yeniden hatırlamaya ihtiyaçları var. Bu röportajda önemli bir hatırlatma olarak değerlendirilebilir (Ç.N).