Irkçılığın mucidi: Kont Joseph Arthur De Gobineau

Beyaz adam tam da renkli ırkları boyunduruk altına almak için dünyanın en yoksul bölgelerine sefere çıkmışken, onların cephaneliğine yeni mermiler yüklüyordu düşünürümüz. Irk, dünyanın odağıydı. Üstün ırklar üstünlüklerinin bilincine varmak için öteki ırkları ezmeliydi. Zaten doğa da aşağı ırkları yukarıdakilere hizmet etsin diye var etmişti.

Haber Merkezi

Bir 19. Yüzyıl düşünürü olan Kont Joseph Arthur de Gobineau bir Fransız soylusuydu. Fransız Devrimi’nin ateşi harlıydı, soyluların onurunu kırmıştı devrim; yoksullaşmışlar, alt sınıflara yaklaşmışlardı. Kırılan onurunu, soyluluğu yücelterek onarmaya girişti. “İnsan Irklarının Eşitsizliği Üstüne Bir Deneme” adlı kitabını işte bu ruh hali içinde yazdı. Cermenler ve Frankların soyluluğunu övdü. Sonra giderek beyaz ırkın renkli ırklara üstün olduğu kanısına vardı.

Kont Joseph Arthur de Gobineau

Beyaz adam tam da renkli ırkları boyunduruk altına almak için dünyanın en yoksul bölgelerine sefere çıkmışken, onların cephaneliğine yeni mermiler yüklüyordu düşünürümüz. Irk, dünyanın odağıydı. Üstün ırklar üstünlüklerinin bilincine varmak için öteki ırkları ezmeliydi. Zaten doğa da aşağı ırkları yukarıdakilere hizmet etsin diye var etmişti.

O halde? Zenci, sarı ve beyaz ırklar aynı kökenden gelmiş olamazlardı. Bazı bakımlardan hayvanlardan da çok aşağılarda olan zenciler ise büsbütün dışarıda tutulmalıydı. “Zenciler yırtıcı hayvanlardır”; böyle yazıyordu. Onların fizik ve moral nitelikleri ancak maymununkilerle karşılaştırılabilirdi.

Zenciler kötü kokar çünkü üzerine beyaz adamın kokusu sinmiştir

Gobineau bunları yazarken kapitalizmin kapısını araladığı utanç verici bir ticaret 300 yıldır kesintisiz sürmekteydi. Afrika kıyılarından hareket eden içi tıka basa renkli insan dolu gemiler Yeni Dünya’ya 16. Yüzyılın ortalarından beri zenci köle taşımaktaydı. Beyaz ırktan Amerikalılar zencilerin gelmekte olduğunu gemiler limana yanaşmadan önce duydukları kokudan anlıyorlardı. O gemilere ellerinden ve ayaklarından birbirlerine zincirlenerek balık istifi dizilen zenciler, haftalarca süren yolculuk boyunca, ağızlarına akıtılan çorba ile besleniyor ve yediklerini içtiklerini bağlandıkları yere çıkarıyorlardı. Kokuyorlardı. Beyaz adam, zencilerin kötü koktuğu önyargısını işte böyle yaratmıştı. Bu zavallılar gemiden inerken artık tıpkı Gobineau’nun yırtıcı hayvanlarına benziyordu.

İşte o kölelerin çocukları köle emeğine ihtiyaç kalmayınca birer özgür proletere dönüştürüldüler. Beyaz adam bunu kendi kendine kabul ettirebilmek için büyük bir iç savaş çıkarmayı dahi göze aldı. Amerika’nın Güneyindeki köleciler yenildiler, Kuzeyindeki özgürlükçü kapitalistler kazandı. Zenciler hangi patrona kölelik yapacağına artık kendileri karar vereceklerdi.