‘İncitmeme’nin ötesinde: Bahçeli’nin Erdoğan 'çarkı' ve onun için yaptıkları…

'İki yanlıştan bir doğru çıkmaz, tekeden süt sağılmaz, balda tuz bulunmaz, suda ateş yanmaz, Erdoğan’dan da Cumhurbaşkanı olmaz', 'Alçaksın, şerefsizsin. Erdoğan, sen nasıl bir Müslümansın? Hadi Cumhurbaşkanı olmanı geçtik de, nasıl bir insansın?' sözlerinden, ‘Biz Erdoğan’ı incitmemeye çalışıyoruz daha doğrusu güçlü kılmaya çalışıyoruz'a Bahçeli.

Haber Merkezi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, siyasi misyonunu ‘Biz Recep Tayyip Erdoğan’ı incitmemeye çalışıyoruz daha doğrusu güçlü kılmaya çalışıyoruz’ sözleriyle açık bir şekilde ifade ederken, Bahçeli’nin Erdoğan için yaptığı dikkat çekici "çarkı" ve sonrasında attığı adımları listeledik…

Alçak, şerefsiz, tek adam, kaçak saray...

Tarihler 8 Nisan 2014’ü gösterdiğinde, “Türklüğü reddeden, TC'yi silen, milliyetçiliği ayaklar altına alan bir inkarcıdan Türkiye Cumhurbaşkanı olmaz, olamaz, olamayacaktır. Kısacası iki yanlıştan bir doğru çıkmaz, tekeden süt sağılmaz, balda tuz bulunmaz, suda ateş yanmaz, Recep Tayyip Erdoğan’dan da Cumhurbaşkanı olmaz” diyordu Bahçeli.

Bu sözlerden bir yıl sonra, 2 Haziran 2015’te ise, “Bak sayın Erdoğan, MHP Genel Başkanı olarak, bölücü HDP’nin Meclis’e girmediği takdirde kaos olur türünden bir beyanatım varsa ve sen bunu somut şekilde, yer ve zamanını göstererek açıklayamıyorsan, tekrar ifade ediyorum, alçaksın, şerefsizsin. Erdoğan, sen nasıl bir Müslümansın? Hadi Cumhurbaşkanı olmanı geçtik de, nasıl bir insansın?” ifadesini kullanıyordu.

Yine Haziran 2015’te, daha sonra sık sık ziyaret edeceği Erdoğan’ın Sarayı için “kaçak saray” diyecek, Erdoğan’ın AKP için oy istemesini “Hiçbir Cumhurbaşkanı böyle bir seviyeye inmemiştir. Kariyer ve tek adam olma hevesi o makamı ucuzlatmıştır. Başbakanlığa demokrasi sayesinde gelmiş ama en büyük darbeyi de o indirmiştir. Artık Recep Tayyip Erdoğan kendisini Türkiye'nin üstünde görmeye başlamıştır” sözleriyle değerlendirecekti Bahçeli…

Bahçeli hep onların yanındaydı...

Erdoğan’a yönelik bugün en ufak eleştiride dahi bulunmayan, “Erdoğan’ı incitmekten” kaçınan ve onu güçlendirmek için çalıştığını açıkça ilan eden Bahçeli, ne oldu da bir anda böylesi büyük bir “çarka” imza attı?

Ya da bu “sert” açıklamalara rağmen ortada gerçekten bir çark var mıydı?

AKP’nin iktidara geldiği 2002 seçimlerinin kapısını açan Bahçeli, ilk desteğini bu şekilde ortaya koyacaktı.

AKP, 2003’te halkın büyük tepki gösterdiği tezkereyi Meclis’ten geçiremediğinde üzülen isimlerden biri olacaktı yine Bahçeli.

367 krizi ve Gül’ün Çankaya’ya çıkma sürecine destek açıklaması yapan Bahçeli, Erdoğan’ın üniversitelerde türban adımına “yetmez ama evet” diye destek veren ilk isim olacaktı.

Yine AKP’ye yönelik kapatma davasına karşı çıkan, AKP’nin ülkenin tüm kaynaklarını teker teker patronların hizmetine sunan, işçi haklarını birer birer tırpanlayan adımlarında da hep Erdoğan’ın yanındaydı.

Akşener, patronlar, 15 Temmuz ve Başkanlık sistemi…

AKP’ye yönelik “sert” sözler kullandığı sıralarda dahi AKP tarafından Meclis’e getirilen neredeyse hiçbir düzenlemeye hayır demeyen, AKP’ye ihtiyaç duyduğu desteği veren MHP, patron düzenin bekası için ısrarla AKP çizgisinin yanında yer aldı.

AKP'nin zor anlarındaki "imdat çekici" olan Bahçeli, yıllar içinde partisi içinde giderek güç kaybedince, ortaya yeni lider adayları çıkmaya başladı.

Bu adayların birçoğu Meral Akşener’in etrafında birleşirken, partinin kongreye gitmesi için yeterli imzayı da toplayacaktı.

Tam da bu sırada yıllardır AKP'ye türlü destekler veren Bahçeli, yanında Erdoğan'ı bulacaktı.

MHP’deki liderlik değişimi AKP’nin de hukuki desteğiyle önlenince, Bahçeli, artık o eski "sert" ifadelerinden de ebediyen vazgeçti.

15 Temmuz darbe girişimi sonrası bu kararı perçinlenen Bahçeli, iki yıl önce söylediği “Türklüğü reddeden, TC'yi silen, milliyetçiliği ayaklar altına alan bir inkarcıdan Türkiye Cumhurbaşkanı olmaz, olamaz, olamayacaktır. Kısacası iki yanlıştan bir doğru çıkmaz, tekeden süt sağılmaz, balda tuz bulunmaz, suda ateş yanmaz, Recep Tayyip Erdoğan’dan da Cumhurbaşkanı olmaz!” sözlerinden çark ederek, bir kez daha patron düzeninin selameti için devreye girecek, 2002’nin ardından ülkeyi bu kez başkanlık sistemine götüren seçimin önünü açacaktı.

18 Ekim 2016’da yaptığı açıklamayla başkanlık sisteminin önünü açan 16 Nisan referandumuna yolu açan Bahçeli, partisinden referandumda “hayır” diyecek tüm isimleri de teker teker temizledi.

Artık AKP ile çok daha uyumlu bir parti görünümü veren MHP, AKP’den daha önce Erdoğan’ı cumhurbaşkanı adayı olarak ilan ederken, Cumhur İttifakı ile birlikte Erdoğan’ın liderliğinde olan iki partiden biri haline geldi.

Erdoğan'ın istediği tüm düzenlemelere tıpkı AKP'li vekiller gibi Meclis'te el kaldırıp indiren MHP, yeni süreçte bu misyonla hareket ederken, Bahçeli de bu misyonla partisini yeniden kuruyor.