İlhan Cihaner soL'un sorularını yanıtladı: Daha da tehlikeli olan Gelecek ve Deva ile yapılacak olası ittifak

'Cumhuriyetin kazanımlarının sahiplenen, çağdaş ve sol bir siyasetle başarıyla ulaşabileceğimize inanıyoruz' diyerek CHP Genel Başkanlığına adaylığını açıklayan Cihaner, soL'un sorularını yanıtladı. Parti yönetiminin bu tarifin karşısında yer aldığını belirten Cihaner, AKP’den koparak kurulan Gelecek ve DEVA Partileri ile yapılacak olası ittifakların büyük tehlike olduğunu söyledi.

Haber Merkezi

Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi üyesi İlhan Cihaner, partisinin 37. Olağan Kurultayı'nda Genel Başkanlığa aday olduğunu açıkladı.

Cihaner, adaylık açıklamasında parti yönetimine yaptığı eleştiriler ve CHP'nin önümüzdeki dönemde izleyeceği olası yola ilişkin soL'un sorularını yanıtladı.

'Çok kesin ve net bir ifadeyle evet'

Dün yaptığınız açıklamada CHP Genel Başkanlığı'na aday olduğunuzu açıkladınız. Açıklamada akılda kalan ifadelerden biri "Cumhuriyetin kazanımlarının sahiplenen, çağdaş ve sol bir siyasetle başarıyla ulaşabileceğimize inanıyoruz" cümlesi oldu. Bugünkü parti yönetiminin bu tarifin karşısında yer aldığını mı düşünüyorsunuz?

Çok kesin ve net bir ifadeyle “evet”. Partinin politikalarındaki merkeze, sağa yönelen bakış açısının derinleşeceğine dair güçlü bir işaret olarak görüyorum. Bu tartışmaların yapılabilmesi için zemin hazırlanması gerekirdi, kurultayda öyle bir başlık yok. Kurultay öncesinde de bu tartışmaların yapılmasına izin verilmiyor. Doğrusu iktidar kurultayı ile uyumlu bir süreç yaşamıyoruz. Tabanımızdan gelecek belli eleştirileri de göze alarak şunu söylemek durumundayız. Toplumda, tabanımızda eleştirilen kararların neredeyse tamamı PM’ye rağmen alınmış kararlar. Dokunulmazlıklar, Ekmeleddin İhsanoğlu kararı, istikşafi görüşmelerdeki sürecin heba edilmesi, referandumdaki usulsüzlüklere sessiz kalınması, belediye seçimlerinde parti içi demokrasinin tamamen ortadan kaldırılmış olması, bunlar PM tarafından onumlanan şeyler değildi. Karar mekanizmalarının dışında alınan kararlar plebisit yoluyla PM’nin önüne getirildi. Bir sabah uyanıyoruz ki 15 milletvekilimiz falanca partiye gitmiş. Kuşkusuz çok önemli PM’den çıkacak sonuçlar ama belli bir politik hat üzerinde uzlaşan bir yapı oluşmazsa ki hep dağınık olmuştur, onun üzerinden bu eleştirdiğimiz sorunların çözülmesi çok mümkün görünmüyor.

'Daha kamucu, devletçi ekonomik yapı tarif ediliyor ama...'

‘Sol'dan kastınız tam olarak nedir bu başlığı biraz açmanız mümkün mü?

Genel Başkan dahil son zamanlarda birtakım makaleler yayımlanıyor. Daha kamucu, devletçi ekonomik hat tarif ediliyor. Ama bir Kemal Derviş özeleştirisine ihtiyaç var. Kemal Derviş neoliberal yıkımın şampiyonudur. Eğer bir eleştiri varsa bununla tutarlı bir hattın tarif edilmesi lazım. 15 günde 15 yasa yapıldı, bence tarımın, üretken ekonominin çöküşüne neden olan yasalardı bunlar. O miras ile hesaplaşmadan yeniymiş gibi bir şeyler söylediğinizde inandırıcılık sorunu oluyor. Dünyada ekonomik gidişat sosyal demokrasiyi de aşan bir sol bakış açısına ihtiyaç olduğunu gösteriyor. İşte 21. Yüzyıl sosyalizmi tartışılıyor, evrensel temel gelir tartışılıyor. Bu tartışmaların yapılması lazım.  Madem ki biz bir partiyiz, bu tartışmaların kurultayda yapılması lazım. Aksi halde bugün ekonomiden sorumlu başkan yardımcısı özelleştirmeden yana olur, yarın gelen daha kamucu olur.

'Süper olağanüstü kurultay'

Kongrenin sağlıklı yapılabileceğine, doyurucu bir tartışmanın yaşanabileceğine inanıyor musunuz?

Biz bir kurultay yapacağız ama bu kurultay mı, çok emin değilim. Ben buna ‘süper olağanüstü kurultay’ diyorum. Kurultay dediğimiz şey coşkulu olur, tüzüğümüzde tanımlandığı tarifi ve geleneğimizde de olan şekliyle memleketin temel meselelerinin tartışılıp doğrultu belirlendiği bir kurultay olur. Dünya alt üst olmuş, kapitalizm, onun özgün görümümü olan neoliberalizm çökmüş ve biz bunları tartışamayacağız. Pandemide artık iyice derinleşen iklim krizi, nasıl nereye evrileceği beli olmayan finansal, ekonomik kriz, Türkiye’ye yansıması daha yakıcı, bunların tartışılmadığı bir kurultay bildiğimiz anlamda bir kurultay olmayacaktır. Sosyal mesafeye uyarak, yüksek sesle konuşmadığımız, broşür dağıtamayacağı, aday olmak isteyenlerin salona giremeyeceği, onur üyelerinin katılamayacağı bir toplantı yapacağız. Bu da iktidar kurultayı söylemiyle çok uyuşmuyor. Mücbir sebeplerle kurultay ertelenmişti, bu sebepler hâlâ devam ediyor.

'Daha da tehlikeli olan Gelecek ve Deva ile yapılacak olası ittifak'

Mevcut parti yönetimi tarafından yeni Parti Meclisi'nin Gül-Davutoğlu ekibiyle daha uyumlu, en azından olası bir ittifaka itiraz etmeyecek şekilde oluşturulması için planlama yapıldığı söyleniyor. Sizin böyle bir gözleminiz oldu mu?

Zaten Parti Meclisinin işlevini tam anlamıyla yerine getiremediğini az önceki sorunuzda ifade etmiştim. Elbette böyle kaygılarımız var. Bizim tabanımız yavaş yavaş sağ politikalara endoktrine oluyor ve çıkışın orada olduğunu düşünmeye başlıyor. Daha da tehlikeli olan, AKP’den koparak kurulan Gelecek ve DEVA Partileri ile yapılacak olası bir ittifaktır. Ben bunun oportünizmi de aşan etik bir sorun olduğunu düşünüyorum. AKP’ye karşı pozisyon aldı diye Türkiye’nin doğasını, insanlarını sömüren kişileri, sermayesini AKP emrine değil de bizim emrimize verdi diye birtakım figürleri kabul edebilir miyiz! O kadar da değil.

'Başka bir parti kurma düşüncemiz yok'

Eğer seçimleri kaybederseniz başka bir planınız var mı? Bahsettiğiniz türden bir "sol" siyaset için başka seçenekler (yeni parti vs..) masada duruyor mu?

Başka bir parti kurma gibi bir düşüncemiz yok. Biz her halükarda mücadelemize CHP içinde devam edeceğiz. CHP’nin tarihsel misyonu ve gelecek vizyonu bizim iddiamızın da temelini oluşturuyor.