İlhan Başgöz DTCF'den uğurlandı

İlhan Başgöz öğrencisi olduğu ve asistanlık yaptığı Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nde düzenlenen törenle son yolculuğuna uğurlandı.

Yusuf Şaylan

Dünyaca ünlü Türk halk bilimci Mehmet İlhan Başgöz, öğrencisi olduğu ve asistanlık yaptığı Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nde düzenlenen törenle son yolculuğuna uğurlandı. 

Türkiye'nin önde gelen halk bilimcilerinden olan Başgöz, Cumhuriyetin ilk yıllarında Sivas’ın Gemerek ilçesinde doğdu. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinde Pertev Naili Boratav, Fuat Köprülü ve Abdülbaki Gölpınarlı’nın öğrencisi oldu. DTCF’de burslu okuyan Başgöz, okul yıllarında okulun ilerici hocalarından barış savunucuları Pertev Naili Boratav, Behice Boran ve Niyazi Berkes’ten düşünsel olarak etkilendi. Bu hocalar Barış Davası'ndan yargılanıp fakülteden uzaklaştırılınca Pertev Naili Boratav’ın asistanı olan İlhan Başgöz de fakülteden ayrılmak zorunda kaldı. Burslu okuduğu için mecburi hizmet olarak Tokat lisesine edebiyat öğretmeni olarak atandı.

Okul yıllarında (1940-44) TKP ile de yolları kesişen ve ünlü şairimiz Enver Gökçe’nin yakın arkadaşı olan Başgöz’ün yolu 1952 yılında meşhur Sansaryan Hanı’na da düştü ve bir süre tabutluklarda diğer tutsaklarla kaldı. Sonrasında iki yıl hapis cezasına çarptırılan Başgöz, 8,5 ay cezaevinde yattı. Cezaevinden çıktıktan sonra yine bir bursla ABD’ye giden Başgöz, uzun yıllar bu ülkede halk bilim alanında bilimsel çalışmalarını sürdürdü. Fakat hiçbir zaman yurdundan kopmadığı gibi, gittiği tüm ülkelerde katıldığı kültür sempozyumlarında ülkesinin gönüllü kültür elçiliğini yaptı.

ABD’deki akademik kariyerinin ardından Türkiye’ye döndüğünde bir süre Van Yüzüncü Yıl Üniversitesinde Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde öğretim üyeliği yapan Başgöz’ün halk kültürümüz üzerine çok sayıda çalışması yayımlandı. Türkü derlemeleri, Karac’oğlan, Nasrettin Hoca ve halk masalları üzerine de çalışmaları bulunan Başgöz, okumuş tüm insanlar gibi halkına ve yurduna kendini hep borçlu hissetti, güzel işler ve güzel eserler bıraktı. Güzel insanlar ve güzel işler yaratan herkes gibi kısa da olsa TKP’ye partilendiğini “Gemerek Nire Bloomington Nire Hayat Hikayem” isimli anı kitabında da görebileceğimiz Başgöz’ün cenazesinde, şair Ali Ekber Ataş tarafından kaleme alınan ‘‘Kendisini Sürgün Etmiş El Memleketine’’ isimli şiir de okundu.

Mezun olduğu Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinde bugün yapılan bir törenle fakültenin hocaları, öğrencileri ve sevenleriyle Ankara Cebeci Asr-i Mezarlığı’nda sonsuzluğa uğurladık İlhan hocamızı. Yıldızlar yoldaşı olsun.

KENDİNİ SÜRGÜN ETMİŞ EL MEMLEKETİNE  

[İlhan Başgöz Hocamıza]  

kış düğümlerinden azad yaz kokuları içinde doğa

hız kesmeyen dalına asıyor kendini zamanın

zaman ki ölüm sağanağıdır yağıp durur ömrümüze  

körmüdür ki görmez külümsediğini be zalım

omzuna bir kuş konuyor adamın bir türkü kuşu

dil tarih zamanlarından ta uzun nefes isteyen

953 senesinin sansaryan hanı üç numaralı odasında

duvarda yazılar şiirler şiirlerde hep enver

el yazısını tanır burada kaldığını ilhan

nereden bulmuşsa kalemi punduna getirip

döşemiş duvara eğin’in ela gözlü son türküsünü …

failâtün’le vurur üç numaralı kapısına hücresinin

aynı ölçüler aynı ses kalıplarında yankılanır

on iki numaralı hücrenin kapısından

taş duvarlar arasında sansarya’nın

yeniden buluşur iki eski dost tabutluklarda

ilhan ki ikinci bir muzaffer şerif olmadan

sürgün etmiş kendini el memleketine

neyse ki yurdunda şimdi

tutup göğün maviliğine sığdırdım adlarını

yer yüzünü armağan ettim onlara

ödünsüz bağlılıklarına tutundum dil vatanımın

öyle uğurladım aynı anda halep’in on iki kapısından

çıkıp giden nesimi’nin mansur darında gül yanaklı

yardan gayrı her şey ortak diyenlerin yanına

4 Şubat/14 Mart 2021 Ali Ekber ATAŞ