İkinci dalga değil tsunami! Kamulaştırma şimdi değilse ne zaman?

Genel Sağlık-İş İzmir Şubesi sağlıkta acil kamulaştırma çağrısı yaptı: 'Şimdi değilse ne zaman özel hastane patronlarının kârlarından vazgeçmesi istenecek?'

Haber Merkezi

Türkiye’de Covid-19 pandemisine karşı mücadelenin ağırlıklı olarak kamu hastanelerinde yürütülmeye çalışıldığına dikkat çeken Genel Sağlık-İş Sendikası İzmir Şubesi, özellikle acil servislerde yoğun bakım ve servis yatağı bekleyen hastaların yarattığı çok ciddi bir yoğunluk olduğunu açıkladı.

Yaşananı "Pandemide ikinci dalga değil tsunami" diye niteleyen sendikadan yapılan açıklamada, sağlık hizmetlerinin acil kamulaştırılması gerektiği belirtilerek "Şimdi değilse ne zaman özel hastane patronlarının kârlarından vazgeçmesi istenecek?" diye soruldu.

Sağlık hizmeti tıkanmış durumda

Genel Sağlık-İş Sendikası İzmir Şube Başkanı Tarık Doğan tarafından yapılan yazılı açıklamada Sağlıkta Dönüşüm Programının bir sonucu olarak pandemi sürecinde sağlık hizmetinin fiilen tıkanmış durumda olduğu belirtildi.

Bakanlığın açıkladığı yüzde 60 yoğun bakım doluluk oranlarının hangi ülkede olduğunu sağlık çalışanlarının merak ettiği belirtilen açıklamada durum şöyle ifade edildi:

"Tüm hastaneler pandemi hastanesi haline getirilmiş ama sağlık çalışanları arasında Covid-19 vakaların giderek artması ve sair nedenlerle, çalışabilir durumda olan işgücü giderek azalmaya başlamış, çalışabilir durumda olan sağlık çalışanlarının iş yükü katlanarak artmıştır.

Hasta sayıları katlanarak artarken, olanaklar kısıtlı kalmış ve mevcut sınırlı olanaklar nedeniyle, bir taraftan iş yükü, diğer taraftan aynı ventilatöre ihtiyaç duyan genç ve yaşlı hasta arasında seçim yapmak zorunda kalmanın yarattığı çaresizlik duygusu altında ezilen sağlık çalışanları, artık vicdanlarından da yaralanmıştır.

Aynı nöbette mesai arkadaşı Covid-19’a yakalanıp evine gönderilirken, görevine devam eden sağlık çalışanları, durum bu kadar vahimken, açıklanan %60 yoğun bakım doluluk oranının hangi ülkede olduğunu merak etmektedir.

Özel hastanelerdeki yoğun bakım doluluk oranı açıklansın

Kastedilen ülke, vaka sayılarının hızla arttığı bilinmesine rağmen, semptomu olmayanların vaka sayılmadığı, sağlık çalışanının Covid-19 nedeniyle yoğun bakımda yatması halinde bile 20. günde işe dönmesi gerektiği söylenen, hayatını kaybeden sağlık çalışanlarına bol keseden şehitlik dağıtılan, bizim ülkemizse; cevaplanması gereken sorularımız olacak:

- Kamu ve özel hastanelerde toplam kaç adet servis ve yoğun bakım yatağı mevcuttur?

- Servis ve yoğun bakım yataklarının kamu ve özel hastanelere göre dağılımı nasıldır?

- Kamu ve özel hastanelerde kaç adet ventilatör bulunmaktadır?

- Ventilatör sayısının kamu ve özel hastanelere göre dağılımı nasıldır?

- Kamu hastanelerinde servis ve yoğun bakım yatağı ve ventilatör doluluk oranları nelerdir?

- Özel hastanelerde servis ve yoğun bakım yatağı ve ventilatör doluluk oranları nelerdir?

- Covid poliklinikleri açısından, kamu hastaneleri ve özel hastaneler kaç adet hasta kabul etmiştir?

- Neden bazı hastaneler temiz hastane ilan edilmemiş ve covid dışı hastaların düzgün sağlık hizmetine
erişimleri sağlanmamıştır?

- Pandemi hastanesi ilan ettiğiniz hastanelere hala covid olmayan hastalar kabul edilerek neden toplum
riske atılmaktadır?

Şimdi değilse ne zaman?

- Şu ana kadar çözüm olarak sunulan, fakat temel ihtiyaçlarını karşılayamama noktasına gelen, ‘’Açlıktan öleceğime covidden ölürüm’’ diyecek kadar yoksulluk içinde olan, toplu taşıma ile ulaşımını sağlamak dışında başka seçeneği olmayan bu topluma, 'Evde kal Türkiye’m', 'Maskeni tak', 'Sosyal mesafeni koru' gibi sloganlar ve bulmaca gibi sokağa çıkma yasakları dışında, alınması düşünülen başka önlemler var mıdır?

- İlk planda düşünülmesi gereken 'kamulaştırmanın' çözüm olarak aklınıza gelmemesinin sebebi ticarileştirilmiş sağlık sisteminden özel hastane patronlarına sağlanan rant mıdır? Pandemi ile etkin bir savaş için, şimdi değilse ne zaman özel hastane patronlarının kârlarından vazgeçmesi istenecektir?"

"Bizim tüm bunlara çözümümüz var!" diyen sendika birinci olarak tüm sağlık hizmetinin acilen kamulaştırılması gerektiğine işaret etti.

Genel Sağlık-İş İzmir Şubesi yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: 

Kamulaştırma ve ülke çapında tam karantina

"1- Tüm sağlık hizmeti acilen kamulaştırılmalıdır.

2- Pandemiyle mücadelede kamu ve özel sektör ayrımı ortadan kaldırılmalı, topyekün savaşa girilmelidir.

3- Tüm özel hastane çalışanları kamu çalışanı olarak kabul edilmeli ve sisteme dahil edilerek işgücü artırılmalıdır. Daha önceden yaşanmış olan sorunlar ve şikayetler göz önünde bulundurularak, özel hastanelerin gerek yatak gerek sağlık personeli ile bütün halinde ve tam anlamıyla kamu emrine girmesi sağlanmalıdır.

4- İl genelinde acil servislerde yatış için günlerce bekleyen hastaların, yatış ve sevk işlemleri tek merkezden yönetilmelidir.

5- Atama bekleyen sağlık çalışanlarının atamaları ivedilikle yapılmalıdır.

6- 1. Basamak Sağlık Hizmetleri gerçek anlamıyla filyasyonda görevlendirilmelidir.

7- 112 Acil Sağlık Hizmeti Ambulanslarında doktorlar tekrar istihdam edilmeli ve yerinde müdahale edilebilecek vakaların hastanelere gereksiz naklinin önüne geçilmelidir.

8- Sağlık ve Gıda sektörü dışında tüm sektörler acilen durdurulmalı, 2-3 hafta fiili olarak ülke çapında tam karantina uygulanmalıdır.