Haber-SEN: RTÜK Başkanını kanunlara uygun davranmaya davet ediyoruz

Sevda Noyan'ın liste açıklamaları arkasından başlayan tartışmalara ilişkin açıklama yapan Haber-SEN, 'RTÜK’ün kendi kararlarını ve ulusal mevzuatı ihlal eden, gerekse uluslararası taahhütlere aykırılık teşkil eden söylem ve eylemlere derhal son vermesi gerektiği' söylendi.

Haber Merkezi

Haber-SEN, Ülke TV’de komşularına yönelik tehdit savuran ve ölüm listesi hazırladığını söyleyen Sevda Noyan hakkındaki Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin'in tutumunu eleştirdi.

Merkez Yönetim Kurulu imzalı açıklamada, söz konusu yayınla ilgili hazırlanan raporun yayının üzerinden iki haftadan fazla zaman geçmesine rağmen hâlâ Üst Kurul gündemine alınmamasının, RTÜK Başkanı açıklamalarıyla birlikte değerlendirildiğinde kuşku uyandırdığı belirtildi.

Açıklamanın bir bölümü şöyle:

"RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin 'Salgınla Mücadele Sürecinde RTÜK' başlıklı bir video konferansa katılmış ve kamuoyunda ciddi tepkilere neden olan açıklamalarda bulunmuştur. RTÜK Başkanı, toplumun her kesiminden eleştirilerin yükselmesine neden olan yayınla ilgili olarak 'Ülke TV ile ilgili raporlar üst kurula gelecek. Ancak verilecek bir müeyyide varsa, bu müeyyidenin bir darbe sevicilerini, darbeyi övenleri sevindiren ve onları gülümseten bir ceza olmaması gerektiğini düşünüyorum. Darbeyi övenlerin karşısında söylenenleri biz cezalandırmak gibi bir pozisyonda değiliz. Çok büyütülecek bir konu değil' açıklamasını yapmıştır. 

İdarenin tüm eylem ve işlemlerinin kanuna dayanması zorunluluğunu ifade eden 'idarenin kanuniliği ilkesi'ne uygunluk, tüm idari tasarrufların hukuki geçerlilik koşuludur ve hukuk devleti ilkesinin en önemli gereklerinden biridir. Özellikle idarenin temel hak ve özgürlükler alanına etki eden eylemleri bakımından bu ilke ayrıca önem taşımaktadır. Bu bağlamda RTÜK de karar alırken birilerinin sevinmesine ya da üzülmesine göre değil, kanunların emredici hükümlerine göre hareket etmelidir! Kanunların emredici hükümleri ortadayken, hiç kimse inisiyatif kullanarak ya da keyfi davranarak hukukun öngördüğünün aksine uygulamalar yapamaz!

Söz konusu yayın, idari açıdan, 6112 sayılı Kanun’un ilgili maddelerini ihlal yönünden ivedilikle değerlendirilmelidir.  Adli açıdan ise, zaten Türk Ceza Kanunu’nun 'halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama' başlıklı 216. maddesi kapsamında yargı mercilerince değerlendirilmelidir."

'RTÜK tarafından bizzat hazırlanan rehberde haber sunucularının yorum yapabilecekleri belirtilmiş'

"RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, video konferansın devamında televizyon kuruluşlarının haber bültenlerini sunan medya mensuplarına şu uyarıda bulunmuştur: 'Buradan uyarıyorum, normalde kanuna göre yorum yapması mümkün değildi. Gerçekten bu işi iyi yapan arkadaşlarımızın yorumlarını engellemeyelim diye biz de diğerlerininkini engelleme adına karar almıyoruz. Eğer böyle devam ederse, kanunda yeri var, bu konuda yeni bir karar alırız. Haber bültenleri yorum yapmadan, haber bülteni şeklinde sunabilirler.'

6112 sayılı Kanun’da haber başlığı altında yer alan haber bülteni, haber programı, ekonomi bülteni, hava ve yol durumu ile spor bülteni hazırlayanlar ve sunanların bunu nasıl yapacaklarına ilişkin hükümler bulunmaktadır:
Kanunda haber sunucularına yorum yasağı getiren bir hiçbir ifade yer almamaktadır. Tam tersine, kanunda atıf yapılan ve RTÜK tarafından hazırlanan meslek ilkelerinin (Televizyon Habercileri için Rehber) 'Haberde Çarpıtma ve Spekülasyon' başlıklı 35. sayfasında 'Haber tümüyle yoruma dayalı olmamalı; eğer yorum varsa bu yorumu destekleyecek olgular ve bilgiler haberde mutlaka yer almalı'dır denilerek yorumun haber aktarımındaki yeri ve usulü tespit edilmektedir.

6112 sayılı kanunda bir engel yokken RTÜK tarafından bizzat hazırlanan rehberde haber sunucularının yorum yapabilecekleri belirtilmişken hangi yetkiye dayanarak haber sunucularının yorum yapamayacaklarını söylüyorsunuz? 
Bazı haber sunucularının yorumlarını beğenmiyor olmak bir gerekçe sayılabilir mi?

Yine aynı video konferansta RTÜK Başkanı, şimdiye kadar talimatla karar almadığını söyleyerek, 'RTÜK’ün aldığı kararlarla ilgili adresler gösteriliyorsa inanmayın. Ben geldiğim günden beri bana kimse talimat vermedi. Kendi aldığım eğitim, dünya görüşüm ve sorumluluğum çerçevesinde ne yapmam gerektiğini bilen bir insanım. Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından talimat ve telkin olmadı ama olursa devletimizin başıdır, onun talimatları ve telkinleri devletin bütün organlarını ilgilendirir. Talimat ve telkinlerini emir telakki eder, başımızın üstüne deriz' açıklamasını yapmıştır. 

Ne Cumhurbaşkanı’nın ne ilgili Bakan’ın RTÜK Başkanı’na ya da RTÜK Üyeleri’ne talimat verme yetkisi bulunmadığının altını kalın bir şekilde çizmek isteriz. 'Kraldan çok kralcı' bir söylemle Cumhurbaşkanlığının talimatlarının ve telkinlerinin emir telakki edilmesi, açıkça kanuna aykırılık oluşturmaktadır!

Gerek RTÜK’ün kendi kararlarını ve ulusal mevzuatı ihlal eden, gerekse uluslararası taahhütlere aykırılık teşkil eden bu söylem ve eylemlere derhal son verilmelidir! 

'Konunun Üst Kurul gündemine alınmaması kuşku uyandırmaktadır'

"RTÜK Başkan’na, uygulamakla yükümlü olduğu mevzuatın bazı kısımlarını anımsatmak isteriz:

6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un yayın ilkeleriyle ilgili 8. maddesi’ne göre yayınlar;

  • Irk, dil, din, cinsiyet, sınıf, bölge ve mezhep farkı gözeterek toplumu kin ve düşmanlığa tahrik edemez veya toplumda nefret duyguları oluşturamaz. 
  • Hukukun üstünlüğü, adalet ve tarafsızlık esasına aykırı olamaz.
  • Suç işlemeyi, suçluyu ve suç örgütlerini övücü, suç tekniklerini öğretici nitelikte olamaz.
  • Suçlu olduğu yargı kararı ile kesinleşmedikçe hiç kimse suçlu ilân edilemez veya suçluymuş gibi gösterilemez; yargıya intikal eden konularda yargılama süresince, haber niteliği dışında yargılama sürecini ve tarafsızlığını etkiler nitelikte olamaz.
  • Şiddeti özendirici veya kanıksatıcı olamaz.

Kanun’un emredici hükmüne göre RTÜK Başkanı’nın bu noktadaki görevi (madde 36/3-d), ilgili denetim biriminin (İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı) verimli, disiplinli ve düzenli bir biçimde çalışmasının en üst düzeyde organizasyonu ve koordinasyonunu sağlayarak, söz konusu yayınla ilgili hazırlanan raporun bir an önce Üst Kurul gündemine getirilmesini sağlamaktır. Söz konusu yayının üzerinden iki haftadan fazla zaman geçmesine rağmen hâlâ Üst Kurul gündemine alınmaması, RTÜK Başkanı’nın yukarıdaki açıklamalarıyla birlikte değerlendirildiğinde, kuşku uyandırmaktadır. Zira iktidarı eleştiren medya kuruluşları için raporların hazırlanması ve Üst Kurul gündemine getirilerek yaptırım uygulanması birkaç gün içinde tamamlanmaktadır. İktidarı destekleyen yayın kuruluşlarının çok ağır ihlallerinin ise 'çok büyütülecek bir konu olarak değerlendirilmemesi', kamuoyu vicdanını yaralamaktadır.

Bu durum tekil bir örnek teşkil etmemektedir: RTÜK Üyesi İlhan Taşçı, 1 Ocak 2019 ile 15 Mayıs 2020 arasında yapılan RTÜK toplantılarında hangi yayıncılara ne kadar ceza verildiğine ilişkin istatistikleri kamuoyu ile paylaşmıştır. Bu istatistiklere karşı RTÜK Başkanlığı'ndan bir yalanlama gelmemiştir. Burada paylaşılan istatistiklere göre iktidarı destekleyen medya kuruluşlarına neredeyse hiç yaptırım uygulanmadığı fakat iktidarı eleştiren medya kuruluşlarına ise ağır yaptırımlar uygulandığı açıkça ortaya konmuştur."