GÖRÜŞ | Soruşturma izni: Kimin memurusun?

Soruşturma izni konusundaki kanun iktidarın “memuru”na ayrı, örgütlü “memur”a ayrı uygulanıyor.

Av. Ahmet Aksüt

4 Şubat 1329 (1913) tarihinde Osmanlı Hükümetinin geçici olarak çıkardığı ve Meclis’te onaylanmayan Memurin Muhakemat’ı Hakkında Kanunu Muvakkat, Osmanlı Devletinin yıkılması ve Cumhuriyetin kurulmasına rağmen tam 86 yıl uygulamada kaldı. Osmanlı’nın kanunu Cumhuriyet idaresinde de 76 yıl uygulamada kaldıktan sonra 1999 yılında çıkarılan 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun ile  yürürlükten kaldırıldı.

4483 sayılı kanun, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı yargılanabilmeleri için izlenecek usulü ve izin vermeye yetkili mercileri belirliyor. Ağır cezayı gerektiren suçüstü halleri kanun kapsamı dışında ise de 2004 yılında çıkarılan 5237 sayılı Türk ceza Kanunu’nda “ağır ceza” diye bir ceza türü yer almadığından bunu artık ağır ceza mahkemelerinin görevine giren suçlar olarak yorumlamak gerekiyor. Yine eski Türk Ceza Kanunu’nda 243-245. maddelerinde yer alan (yeni Türk Ceza Kanunu’nda 94-95 ve 96.maddeler) işkence ve eziyet suçlarında da bu kanun  hükümleri uygulanmıyor. Cumhuriyet Savcılarının verdiği görev ve işlerin yapılmasında kötüniyet veya ihmalleri olan kamu görevlileri de bu kanun hükümlerine göre değil doğrudan soruşturmaya ve yargılamaya muhatap oluyorlar.

Kim, neye izin veriyor?

Kanun soruşturma izni vermeye yetkili makamları da belirliyor. Kanunun 3. maddesinde belirlenen sıralamaya göre  ilçede görevli memurlar ve diğer  kamu görevlileri hakkında kaymakam, illerde görev yapan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında vali soruşturma izni vermeye yetkili kılınıyor. Büyükşehir  belediye başkanları, il ve ilçe belediye başkanları ve büyükşehir, il, ilçe belediye meclis üyeleri ile il genel meclisi üyeleri hakkında ise soruşturma izni verme yetkisi İçişleri Bakanına verilmiş.

Peki uygulama nasıl işliyor? Kendilerine bir devlet memuru hakkında şikayet dilekçesi verilen cumhuriyet savcılarının ilk işi iddia olunan suçlamanın kanundaki istisnalar kapsamında olup olmadığına hiç bakmadan yetkili  kaymakamlık veya valilikten soruşturma izni istemek oluyor. Eğer dilekçenizde yer alan ihbar ve şikayetler soyut ve genel nitelikte  ise, ihbar veya şikayetlerde kişi veya olay belirtilmemişse, iddialar hakkında ciddi bulgu ve belgelere dayanılmıyorsa, ihbar veya şikayet dilekçesinde dilekçe sahibinin doğru ad, soyad ve imzası ile iş veya ikametgah adresi yoksa dilekçe işleme konulmuyor.

Çırağan örneği

Örneklerle devam edelim. 13 Nisan 2019 tarihinde İstanbul’da Çırağan Sarayında yapılmakta olan bir düğün sebebiyle trafiğin kesilmesi üzerine orada bulunan Avukat S.S. trafiği durduran görevlilere bunun sebebini sorduğu için polis aracına alınıyor ve Çırağan Sarayı’nda bir yere götürülerek iki saate yakın darp ediliyor ve ters kelepçe takılıyor, işkence ve eziyete maruz bırakılıyor. Görevliler Av. S.S.’nin cumhurbaşkanına sövdüğü ve görevli memurlara direndiği şeklinde gerçekdışı bir tutanak düzenliyor ve bunu tehditle Av. S.S.’na imzalatıyorlar. Avukat S.S. şikayette bulunuyor, savcılığın soruşturma izni istemesi üzerine İstanbul Valiliği 28.06.2019 tarih ve 198 sayılı kararı ile “soruşturma izni verilmemesi”ne karar veriyor! Bu karara karşı yapılan itiraz üzerine İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesi 10 Ekim 2019 tarihinde verdiği kararda işkence ve eziyet iddiası hakkında hazırlık soruşturması yapılmasının soruşturma iznine tabi olmadığı gerekçesiyle İstanbul Valiliğinin soruşturma izni verilmemesi kararının kaldırılmasına karar vererek dosyanın hazırlık soruşturması yapılmak üzere  İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine karar veriyor. 

Çorum örneği

Bir başka örnek Çorum Alaca ilçesinden. 2015 yılında Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın ilçeyi ziyareti nedeniyle düzenlenen tören için İlçe Milli Eğitim Müdürü H.D talimat vererek ilçedeki tüm ilköğretim ve ortaöğretim okullarını tatil ederek öğrencilerin, öğretmen ve okul müdürlerinin mitinge katılmasını zorunlu kılıyor. Yapılan şikayet üzerine Alaca Kaymakamlığı’nın 13 Ekim 2015 tarihinde verdiği 7 sayılı karar  “soruşturma izni verilmemesi” oluyor…! Karara itiraz üzerine Kırıkkale Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesinin 19 Kasım 2015 tarihli kararıyla “iddiaların görev suçu oluşturmadığının tayini konusunda hazırlık soruşturması yapılmasını gerektirecek makul şüphe içermesi nedeniyle” Kaymakamlığın soruşturma izni verilmemesi kararının kaldırılmasına karar veriliyor.

BES Diyarbakır örneği

Son örnek 2013 yılından, bu kez “soruşturma izni verilmesi”  kararı söz konusu.27 Şubat 2013 tarihinde Büro Emekçileri Sendikası(BES)’nın işkolu bütünlüğünde 1 günlük iş bırakma eylemine katıldıkları için Diyarbakır Cahit Sıtkı Tarancı Vergi Dairesi Müdürlüğündeki bir kısım personel hakkında görevi ihmal suçlaması ile Diyarbakır Valiliği’nin 24 Temmuz 2013 tarih ve 65 sayılı kararı ile soruşturma izni veriliyor. Karara karşı ilgili personelin itirazı üzerine Diyarbakır Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi 3 Ekim 2013 tarihinde verdiği karar ile “gerek iç hukuk, gerekse de uluslararası hukuk normları ile korunan sendikal faaliyet kapsamında kaldığı anlaşılan iş bırakma eyleminin görevi ihmal kapsamında değerlendirilemeyeceği, görevli personelin cezai sorumluluğuna gidilmesini gerekli kılacak ciddi bulgu ve belgelere dayalı ve haklarında Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma yapılmasını gerektirecek nitelik ve yeterlikte olmadığı” gerekçesiyle Valilik kararını iptal ederek soruşturma izni verilmemesi  kararı veriyor.

Belediye başkanları ve belediye meclis üyeleri ile İl Genel Meclisi üyeleri hakkında soruşturmaya izin verme yetkisi İçişleri Bakanı’nda olduğu için bu soruşturmaya izin kararlarına karşı itiraz mercii yasada Danıştay  olarak belirlenmiş durumda. Danıştay’ın 4483 sayılı yasa ile ilgili kararlarını incelediğimizde ise karşımıza daha çok soruşturmaya izin verilmesi kararlarına itirazlar çıkmakta ve HDP’li belediyelerle ilgili verilen soruşturmaya izin verilmesi kararlarına itirazların büyük çoğunluğunun itirazın reddedilmesi ile sonuçlandığını görmek mümkün.

Kimin memurusun?

Verilen idari yargı kararlarından anlaşılan o ki, bu yasa iktidarın “memuru”na ayrı, örgütlü “memur”a ayrı uygulanıyor. İşini bilen “benim memurum” isen yargı yolu kapalı, soruşturmaya izin yok. Hak arayan memur isen, muhalif partiden belediye başkanı isen, ya da belediye meclis üyesi isen doğru yargıya.. 10 gün içinde itiraz edersen sonuç belki değişir, süreyi kaçırırsan Kaymakam’ın, Vali’nin, İçişleri Bakanı’nın dediği olur.