GÖRÜŞ | 'Satılan astronot hayalleri sahtekarlıktır'

2023 yılında kendi fırlatma roketi ve kendi uzay modülüyle uzaya çıkacak ve hatta resimlerdeki gibi uzay yürüyüşü yapacak bir Türk astronotu hayalleri kurmak sahtekârlıktır. 

Ogün Eratalay

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank tarafından yapılan “uzay yolculuğu” açıklamalarının arkasında yatan önemli mantığa bir önceki yazıda dikkat çekmiş, esas hedefin Türkiye sermayesinin bölgesel hedefleri doğrultusunda askeri kabiliyetini artırmak olduğunu söylemiştik. Ancak basın bu astronot hikayesini çok sevdi anlaşılan, nasıl ve ne zaman soruları sorulmaksızın bir astronotta bulunması gereken özellikleri aramaya başladılar bile. “Doğmamış bebeğe don biçmek” deyimi bu anlamda yetersiz kalıyor. Bir yöntem bu türlü haberlere gülüp geçmek olabilir! Ancak elinde halka anlatabileceği, halkın yararına olabilecek hedef ve hikayesi kalmayan iktidarın bir süre de bu tür söylemlerle vakit geçirmeye çalışacağı anlaşıldığından görmezden gelmek yerine, konuyla ilgili belli hatırlatmaları yapmak daha uygun görünüyor.

Uzaya nasıl gidilecek?

Uzayda insanlığın görevlerinin ne olması gerektiği ve uzaya çıkacak insanda olması gereken özelliklere geçmeden önce daha temel bir soruna işaret ederek başlayalım; ilk Türk astronotu uzaya nasıl gidecek? 

Çok temel, çok basit ama bir o kadar da can alıcı bir soru bu aslında. Daha mikro uydularını alt yörünge seviyelerine taşıyacak kapasitede fırlatma roketine ve fırlatma tesislerine sahip değiliz. Bu teknolojiye sahip olunsa bile insanlı uzay programları sayısız denemeler sonrasında geliştirilen modüllere ve iletişim teknolojilerine sahip bir altyapı meselesi. Dolayısıyla 2023 yılında kendi fırlatma roketi ve kendi uzay modülüyle uzaya çıkacak ve hatta resimdeki gibi uzay yürüyüşü yapacak bir Türk astronotu hayalleri kurmak sahtekârlıktır. 

Eğer mesele ISS Uluslararası Uzay İstasyonuna bir Türk bilim insanını çıkartmak veya başka bir ülkenin aracıyla yörüngeye ilk Türk astronotunu çıkartmaksa bu da açık açık söylenmelidir. İlk yolun olmayacağından hareketle ikinci seçenek üzerinden devam edebiliriz. Bu elbette mümkündür.

Uzaya giden Kübalı

Dünyadaki ilk işçi sınıfı iktidarının yaşandığı Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği bu alanda da hala insanlığın yolunu aydınlatıyor. Uzaya ilk insanı çıkartan, uzaya ilk kadını yollayan, uzayda ilk uzay yürüyüşünü gerçekleştiren, uzayda ilk uzay istasyonunu kuran SSCB, dost ve kardeş ülke halklarının da bu alana ilgi duyması için girişimlerde bulunmuştur. İnterkozmos adı verilen uzay programlarıyla çok sayıda ülkeden uzay insanı yetiştirilmiş ve ortak görev uçuşlarıyla uzaya gidilmiş, insanlık yararına uzayda bilimsel faaliyetlerde bulunulmuştur. 

Latin Amerikadan uzaya ilk giden kişi ve aynı zamanda uzaya çıkan ilk siyahi insan olan Kübalı Arnaldo Tamayo Mendez, görev arkadaşı Yuri Romanenko ile beraber Küba’da Fidel ve Raul Castro’nun yanında.

Bu görev uçuşlarından belki de en anlamlısı Küba Hava Kuvvetlerinde pilot Yarbay Arnaldo Tamayo Mendez tarafından Sovyet kozmonot Yuri Romanenko ile beraber yapılandır. 18 Eylül 1980 günü Baykonur Uzay Üssünden fırlatılan Soyuz 38 modülü yörüngedeki Salyut 6 uzay istasyonu ile kenetlenmiş, sonrasında yaklaşık 7 gün boyunca bilimsel deneyler yapmışlardır.

Tamayo Mendez’in hikayesi bu ülkenin emekçi çocukları için çok çarpıcı örneklerle doludur. Arnaldo ne bir holding patronunun oğlu ne de bir varlıklı asilzadedir. Küçük yaşta öksüz kalmış, ailesine yardım etmek için çok genç yaşta çalışmak zorunda olduğu için okuyamamış bir gençtir. Ülkesindeki Batista rejimine karşı boyun eğmemiş ve Fidel’in 26 Temmuz Hareketine katılmıştır. 1959 Küba Devrimi’nin ardından iktidara gelen işçi sınıfı iktidarı, diğer milyonlarca Kübalının örneğinde olduğu gibi ona da sahip çıkmış, okumasının ve eğitim almasının önündeki engelleri kaldırmıştır. Hava Kuvvetlerine girerek pilot olan Arnaldo, SSCB ile ortak yürütülen uzay programına seçilmiş ve yaklaşık iki yıl boyunca Moskova yakınlarındaki Yıldız Şehri içindeki Yuri Gagarin Kozmonot Eğitim Merkezinde eğitim görmüştür.

Uzaya kim adına gidiliyor?

Bir astronotun elbette sahip olması gereken özellikler vardır. Uzay yolculuğuna çıkacak kişinin havacılık tecrübesinin olması, fiziksel olarak uygun özelliklere sahip olması, mühendislik alanında eğitim almış olması, zor koşullar altında liderlik vasıflarına sahip olması elbette tercih edilmelidir.

Ancak bu özelliklerden en kritik olanı belki de ülkesindeki tüm değerleri üreten emekçilerin ve işçilerin adına uzaya gidiyor olması ve onların yani insanlığın iyiliği için faaliyetler gerçekleştirmek adına uzaya çıkıyor olmasıdır. Yoksa çuvalla para döküp uzaya giden maceracı multi milyonerler veya kendi ülkesindeki para babalarının iktidarını sağlaştırmak için uzayda yağmalayacak meta arayanlar kesinlikle insanoğlunu temsil etmemektedir. 

Insanlık tarihi Yuri Gagarinler, Valentina Tereşkovalar, Aleksey Leonovlar gördüğü gibi Richard Bransonlar Jared Isaacmanlar da görmüştür. Türkiyeli emekçilerin ve işçilerin çocuklarının da hak ettikleri eşitlikçi ve özgür bir ülkede yaşayıp, tüm toplumun desteğini alarak uzaya çıkacağı, burada toplumları yararına faaliyetler içinde bulunacağı bir uzay seyahatini kim istemez ki? Ancak 2021 yılında yani insanoğlunun uzaya çıkışının üzerinden yaklaşık 60 yıl geçmişken sanki bunu ilk kez yapılacak bir işmiş gibi gösteren ve dünyada yarattıkları cehennemin unutulmasını bekleyenler yanılmaya mahkumdur.