GÖRÜŞ | Cezaevlerinde e-görüşme: Müjde mi, yeni sorunlar mı?

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'ün 'müjde' olarak duyurduğu 'e-görüşme' uygulamasını ve olası risklerini Avukat Özge Demir ile konuştuk.

Haber Merkezi

Adalet Bakanlığı ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın dün düzenlediği ortak toplantıda, cezaevlerindeki mahkumların aileleriyle ve bazı durumlarda doktorlarıyla “e-görüşme” yapabileceği açıklanmıştı.

Toplantıda konuşan Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, "Bu proje ile artık hükümlüler eş, çocuk, aile ve yakınlarıyla irtibatlarını sağlayabilecek, bağlarını güçlü tutacaklardır. Bu imkanın, aynı zamanda hükümlülerin rehabilitasyonuna da katkı sağlayacağına inanıyoruz. Görüntülü görüşme imkanının, hükümlü yakınları açısından da çok faydalı olacağına inanıyoruz. Yakınları hükümlülerle görüntülü görüşecekler, böylece seyahat etmek, masraf yapmak zorunda kalmayacaklar. Salgın süreci de projenin ne kadar anlamlı olduğunu ortaya koymuştur" demişti.

'Pek çok soruna yol açacağını düşünüyorum'

Söz konusu uygulamaya ilişkin soL'a değerlendirmede bulunan Avukat Özge Demir, "Bu uygulamanın, gerçekten pek çok soruna yol açacağını düşünüyorum. Zira, söz konusu görüşme mutlaka kayıt altına alınacaktır. Kayıt altına alınma korkusu ile aileler zaten birbirleri ile samimi bir diyalog kuramayacaktır" dedi.

'Doktor görüşmesinde kayıt altına alınma kuşkusuyla sorunlarından bahsedemeyecek'

Esas olanının yüz yüze görüşme olduğunu belirten Demir, "Birbirine dokunabilme, sesini duyabilme, yüz yüze görüşebilme hakkı bütünüyle elinden alınıyor. Açık görüşün önemini her tutuklu-hükümlü bilir. Bunun belki de tamamıyla ortadan kalkacak olması tutuklu ve hükümlünün psikolojik olarak yıpranmasına sebep olacaktır. Özellikle doktor ile görüşmede ise, belki de içeride memurlardan şiddet gören veya diğer tutuklu-hükümlülerden şiddet gören veya özel bir sorununu doktora aktaracak olan kişiler, ilgili görüşmenin kayıt altına alınacağından kuşku duyduğu için hiç sorunlarından bahsedemeyecek" diye konuştu.

'Durumun daha da kötüleşmesine sebep oluyor'

Pandemi nedeniyle adeta tecrit altında olan tutuklu ve hükümlülerin üzerindeki baskıyı artıracak bir adım olduğunu söyleyen Demir, "Üstelik her şeyin online yapılacak olması tutuklu ve hükümlülülerin kişisel verilerin nasıl korunacağı konusunda ciddi kuşku yaratıyor. Türkiye'deki infaz sisteminin baştan sonra değişmesi, tutuklu ve hükümlülerin nasıl 'ıslah edileceğine' dair bir politikanın belirlenmesi ise acil bir ihtiyaç. Bozuk bir sisteme yapılan her kötü yama, durumun daha da kötüleşmesine sebep oluyor sadece" ifadesini kullandı.