Gezegen yanıyorken uzaya gitmek mi: Musk'ın roketi neden şimdi uçtu?

İçinden geçtiğimiz günlerde Amerika'daki eşitsizliklerin getirdiği önlenebilir ölümlere hükümetin bu derece kayıtsız kalmasının biriktirdiği öfkeye, bir de en son bir siyahın boğularak öldürülmesi eklenince eski Amerikan efsanelerini anlatmak kaçınılmaz oldu.

Zelal Durmuş

Önceki gün ABD'nin Kennedy Uzay Üssünden, Türkiye saati ile 22.00'de, Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) ve Elon Musk'ın şirketi SpaceX ortaklığında insan taşıyan bir roket uzaya fırlatıldı. Crew Dragon isimli roket Dünya yörüngesindeki Uluslararası Uzay İstasyonu'na (ISS) iki astronotu götürmek için kalkış yaptı. Kalkış sırasında Elon Musk ve NASA yönetim kademesinin yanında  ABD Devlet Başkanı Trump'nda hazır bulunduğu görüldü. Bu “büyük” buluşmanın bu tarihsel kesitte gerçekleşmesinin nedeni ise kapitalizmin sembol devletinin hem korona virüs hem de eşitsizliğe isyanla yanıyor olması.

Mars'a gitmek insanlığın oldukça eski bir hayali. İnsanlığın yüz yıllar boyu kolektif olarak biriktirdiği bilimsel bilginin üzerine gerekli teknolojik donanımı üretebilmesi yaklaşık altmış yıl önce başarıldı. İkinci Dünya Savaşı'nda Nazileri tek başına püskürtmüş bir ülkenin, Sovyetler Birliği'nin on beş yıl içinde bunu gerçekleştirebilmesinin nedeni ise toplumsal gelişimin içinde planlanan ve kamusal kaynaklarla beslenen bilimsel üretim yapabilmesiydi. Sovyetler Birliği insanlığın hayallerini paylaşıyor; ancak bunları ülkenin toplumsal ihtiyaçlarıyla paralel ilerleyecek şekilde hayata geçiriyordu.

Dün gerçekleşen fırlatmada ise bilimsel veya teknolojik hiçbir yenilik başarılmış değil. O vakit gezegenimiz yanıyorken sahte kahraman Elon Musk nasıl bir hayal pazarlıyor? Şirketinin hisselerini borsada yükseltecek basit hayallerini insanlığa satmaya çalışıyor denebilir. Güçlü motor teknoloji üretimini NASA'dan devşirdiği eski mühendislere yaptıran, fırlatma platformunu ve süreç yönetimini yine NASA'nın kaynaklarıyla yürüten bir şirket sahibinin zenginleşme hayalleri. Üstelik tüm bunların yüksek maliyetini karışlamak için yine NASA'nın fonları kullanılıyor.

Bilimsel çalışmalar için materyal üretiminin tamamen şirketlere bırakılması neredeyse tüm dünyada temel uygulama haline gelmişken NASA da 2000'li yıllarda yavaş bir biçimde araştırma ve üretim süreçlerindeki kimi alanlardan çekiliyordu. Kamusal kaynaklarla finanse edilen NASA, bütçesi kısılınca 2011 yılından beri uzaya gönderdiği astronotları için kendi mekiklerini üretmeyi bırakıp bunu bir hizmet olarak dışarıdan almaya başlamıştı. Bu başlıktaki birincil tedarikçi Rusya, Sovyetler Birliği zamanında geliştirdiği Soyuz uzay mekiklerini hala uzay araştırmaları için değerlendirirken bir yandan da mekiklerin kullanımın hakkını diğer ülkelere hizmet olarak satıyor. Yani dünkü uzaya insanlı çıkışın ticari açıdan ya da bilimsel açıdan hiçbir ilk olma durumu yoktu.

Ancak SpaceX mekik fırlatışılının bir uzay “şenliği” olarak  canlı yayında verilmesinin NASA'nın iç dinamiklerinin dışında bir yönü daha var. Trump tarafından geniş düşünen ve risk alan girişimci olarak tanıtılan Elon Musk, yine Trump'ın konuşmasında söylediği gibi Amerikan ruhunun vücuda gelmiş kahraman ihtiyacını karşılıyor. Elon Musk geniş bir kollektifin çalışmasıyla yapılabilir olan şeylerin sadece bir kişinin lider girişkenliğiyle mümkün olabilirmiş görüntüsünü yaratmak için öne çıkıyor. Çünkü salgın günlerinde birkaç aylığına Amerikan rüyası illüzyonu bozuldu. Çünkü korona günlerinin gerçek kahramanı doktorlar oldu, örneğin Küba'dan birçok salgın coğrafyasına giden sağlık tugayları oldu. Şirket patentlerine karşı çıkan ve laboratuvarda samimiyetle aşı araştırması yapan bilim insanları gerçekliği değiştiren kahramanlar olarak öne çıktı.

İçinden geçtiğimiz günlerde Amerika'daki eşitsizliklerin getirdiği önlenebilir ölümlere hükümetin bu derece kayıtsız kalmasının biriktirdiği öfkeye, bir de en son bir siyahın boğularak öldürülmesi eklenince eski Amerikan efsanelerini anlatmak kaçınılmaz oldu. Sadece siyah ve hakkını arayamayacak bir yoksul olduğu için öldürülen George Floyd “fırsatlar ülkesi Amerika”nın sahteliğini bir kere daha bilince çıkarmış durumda. İnsanların hayatının boş bir çuval gibi fırlatılıp atılabileceği fikrine karşı milyonların kendisini özdeşleştirdiği bir figüre dönüşüp sokaklarda geziyor. Bu atmosferde gerçekleşen uzay şenliğini bir şuursuzluk örneği olarak düşünmek saflık olur. Toplumsal sorunlara yabacılaşmanın zirve noktası olarak düşünülemez. Yaşam mücadelesinde karşılıklı cephelerin mevzi alması olarak görülebilir ancak.

Şu günlerde tek bir şölen olabilir. O da George Floyd için, kendi hayatları için ayağa kalkanların yakacağı şenlik ateşi etrafında olabilir.

https://www.npr.org/2020/05/30/863212676/trump-takes-credit-for-space-launch-that-got-its-start-a-decade-ago