Gamze Yücesan'la Dayanışma Meclisi üzerine: Halkın gerçek problemlerine çözüm olabilmek için

Gamze Yücesan: Düzen muhalefeti halkla ilişki kuramadığı ölçüde, halkın sesi kendine bir yol bulur. Biz o yol olduğumuzu düşünüyoruz.

Haber Merkezi

Dayanışma Meclisi geçtiğimiz günlerde, “düzen siyasetine karşı birlikte çözümler üretmek ve toplumla paylaşmak üzere” yola çıktı, kuruluşu birçok kesimde heyecan uyandırdı. Boyun Eğme dergisinin 231. sayısında bu oluşumun Sekreterya üyesi Prof. Dr. Gamze Yücesan Özdemir ile yapılan bir söyleşi yayınlandı. Söyleşiyi okurlarımıza sunuyoruz.

Meclis ilk çıkışını belli sayıda aydın, siyasetçi, yazar, hukukçu, gazeteci, bilim insanı ile gerçekleştirdi. Elbette bu çıkışın devamı gelecek, hatta hemen ardından "Hocaların Hocası" Korkut Boratav da Meclis'e katıldığını ilan etti. Fakat sosyalist mücadele doğası gereği sınıf merkezli olmak zorunda. İlk sorumuz tam da bununla ilgili. Meclis emekçi sınıflarla bağını nasıl kuracak?

Dayanışma Meclisi sol aydınlar ile cumhuriyetçi ve emekçi halk kesimleri arasındaki bağı esas alıyor. Herhangi bir temsili yapı ilgili olduğu toplumsal sınıfla üç şekilde bağ kurabilir: İktisadi, siyasi ve ideolojik. Dayanışma Meclisi’nin emekçi sınıflarla ilk aşamada kuracağı bağ ideolojiktir. Emekçi sınıfların dert ve özlemlerini dile getirme iddiası ve bu iddianın gördüğü kabul meclisin başarısının kriteri olacaktır. İlerleyen zamanlarda emekçi sınıflarla iktisadi, siyasi ve ideolojik bağları güçlendirecek zamanları, mekanları ve araçları yaratmayı amaçlıyoruz.

Geçtiğimiz günlerde CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu bir açıklama yaparak Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un Doğu Akdeniz ile ilgili açıklamalarına bir tepki gösterdi.  Fakat bu tepki, Macron'a karşı çıkma amacına mı daha çok yaradı, iktidarın Doğu Akdeniz politikasını desteklemeye mi, tartışılır. Hatta Kuşoğlu açıklamasında somut olarak "Türk halkıyla Erdoğan iktidarını biz ayırmıyoruz" dedi. Dış politikada "milli menfaatler" öne sürülerek iktidara sahip çıkılması ile ilk kez karşılaşmıyoruz. Bu tutumun halk adına bedeli ne oluyor? Dayanışma Meclisi bu ayrımı, yani "Halk ve Erdoğan iktidarı" çelişkisini topluma nasıl anlatacak? 

Dayanışma Meclisi’nin kuruluşu halkın menfaatini dillendirmek ve güçlendirmek üzerinedir. Halk sınıfları, eğitimden mesleğe, gündelik hayattan toplumsal yaşama kadar her alanda yoksulluğun ve gericiliğin kuşatması ve tehdidi altındalar. Bugün memleket genelinde gelir ve gelecek eşitsizliğinden muzdarip, gericiliğe karşı duran, Anadolu aydınlanmacılığının kazanımlarının yitirilmesine tepki duyan, çocukların eğitimi, gençlerin yarınları ve kadınların hakları konularında kaygıları her geçen gün artan ve ahlaki öfkesi gittikçe biriken geniş bir kitle var. Dayanışma Meclisi, bu halkı ve bu halktaki varlığı ve bu varlıktaki imkanı görüyor. Dolayısıyla, halkın gerçek problemlerine çözüm ya da dayanışma odağı olabilmek için, muhakkak anti-emperyalist, mutlaka anti-kapitalist, her daim cumhuriyetçi ve laik bir siyaseti sahipleniyor. 

“Dayanışma Meclisi, halkın gerçek problemlerine çözüm ya da dayanışma odağı olabilmek için, muhakkak anti-emperyalist, mutlaka anti-kapitalist, her daim cumhuriyetçi ve laik bir siyaseti sahipleniyor.” 

Peki ya "halk ve düzen muhalefeti" çelişkisi? Zira Dayanışma Meclisi, esasen buraya dönük olarak yaptığı eleştiriler üzerine yola çıkıyor. Meclis içi muhalefetin gerçek bir seçenek üretmekten uzak olduğunu söylüyorsunuz...

Düzen muhalefetinde yer alan farklı yapıların ortak özelliği halkın nesnel ihtiyaçlarını değil, kendilerine güç veren çevrelerin ihtiyaçlarını öne çıkarmaktır. Bu koşullar altında halk dediğimiz, çalışan yurttaşlar topluluğunun güncel nesnel ihtiyaçlarının demokratik yollarla ifade edilmesi açık bir gerekliliktir. Dayanışma Meclisi, bu talepleri ifade edecektir. Düzen muhalefeti halkla ilişki kuramadığı ölçüde, halkın sesi kendine bir yol bulur. Biz o yol olduğumuzu düşünüyoruz. 

Meclisin kuruluşu bir yandan da oldukça zor, hatta olağanüstü bir döneme denk geliyor. Koronavirüs pandemisi tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de toplumsal yaşamı derinden etkiledi. Öte yandan, biliriz ki solcuların, devrimcilerin zorluklarla baş etme iradesi güçlüdür. Dayanışma Meclisi ne gibi yollarla bu zorlukları aşacak?

Zor koşullar ve temsil edilemeyen talepler hem  Dayanışma Meclisi’nin varlığını meşrulaştıracak hem de sesinin duyulmasını mümkün kılacaktır. Her şeyin çok kolay olduğu bir döneme göre zor koşullar Dayanışma Meclisi’ni daha da değerli kılıyor. 

"Türkiye’nin ve toplumun karşı karşıya kaldığı sorunlar çok çeşitlidir. Dayanışma Meclisi farklı  sorun alanları üzerine düşünen, öneriler geliştiren çok değerli bir üye bileşimine sahip."

Dayanışma Meclisi sanırız hızlıca bazı sorun başlıkları için çalışmak üzere kolları sıvamıştır. Önümüzdeki günler için en öncelikli gördüğü somut başlıklar neler? Şu günlerde yürüttüğünüz çalışmalardan bahsedebilir misiniz?

Dayanışma Meclisi, ilk rapor ve görüşünü “Pandemi Koşullarında Eğitimde Eşitsizlik” üzerine hazırladı. Toplumun gündemini takip edeceğiz, bu konularda ortak tavır alışlarımızı ve önerilerimizi karar metinleri, basın bildirileri ve raporlarla kamuoyu ile paylaşacağız.  Türkiye’nin ve toplumun karşı karşıya kaldığı sorunlar çok çeşitlidir. Dayanışma Meclisi farklı  sorun alanları üzerine düşünen, öneriler geliştiren çok değerli bir üye bileşimine sahip. Dolayısıyla, emekçi sınıfların karşı karşıya kaldığı tüm sorun alanlarında seçeneksiz olmadığımızı ve halkçı-kamucu çözümün mümkün olduğunu yüksek sesle ifade etmeyi amaçlıyoruz. 

Gamze Yücesan kimdir?

Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesinde öğretim üyesi olan Gamze Yücesan Özdemir, ODTÜ, Reading ve Sussex Üniversitelerinde öğrenim görmüştür. Emek-teknoloji ilişkisi üzerine araştırmalar yapan Özdemir’in çalışmaları arasında çağrı merkezi çalışanlarıyla ilgili “İnatçı Köstebek” (2014), “Çağrı Merkezinde Çalışmak” (2019) isimli iki kitabı ve sanayide çalışan mühendis üzerine “Fırtınadaki Arı: Mühendisin Hayatı” (2020) başlıklı bir kitabı bulunmaktadır. DİSK Genel-İş’in Emek Araştırma Dergisi’nin editörü olan Özdemir, soL Meclis (2001-2006) ve Sosyalistlerin Meclisi (2011-2014) üyesi olarak sosyalist aydınların kolektif çalışmalarına katılmıştır. soL haber portalının köşe yazarları arasındadır.

*İlk olarak haftalık siyasi dergi 'Boyun Eğme'de yayınlanmıştır. Boyun Eğme dergisini, NHKM'lerden ve Semt Evlerinden edinebilirsiniz.