Fotoğraftakiler ayrı olay, çeken ayrı olay, mekan ayrı olay

Çakıcı, Ağar, Korkut Eken, Engin Alan, Üzeyir Çakmaktaş... Ve Yalıkavak Marina! Dört nala gelip Susurluk'tan Akdeniz'e bir sondaj gemisi gibi uzanan bu çete bizim!

Mehmet Kuzulugil

Alaattin Çakıcı’nın yakın çevresinden Üzeyir Çakmaktaş tarafından birden çok kanal zorlanarak duyurulan buluşma birkaç gündür gündemi meşgul ediyor.

Çakıcı, Mehmet Ağar, Korkut Eken ve Engin Alan’ın bu fotoğrafta buluşmaları konusunda henüz kesin yorumlar yapılmış değil. İlk akla gelen elbette JİTEM, Susurluk, Kontrgerilla, Ülkücü Mafya gibi isimlerle birlikte hatırlanan bu isimlerin yine görev başında oldukları ya da görev başında olduklarını duyurmak ihtiyacı duydukları. 

Bir başka olası yorumsa mahkemelerle başı dertte olan Çakıcı’nın içinde yer aldığı ilişkiler ağını hatırlatmak istemiş olması. 

Çakıcı dışındaki isimlerden henüz bu buluşmayla ilgili bir sinyal gelmediği için sonuç çıkarmak için erken. 

Öte yandan fotoğrafın geleceğe ilişkin değilse, geçmişe ilişkin çok şey anlattığı da inkar edilemez.

Fotoğrafı çeken ve duyuran Üzeyir Çakmaktaş’ın kişisel tarihi ve sicilini hatırlatan bir yazıyı bugün gazeteci Aykut Küçükkaya Cumhuriyet’te kaleme aldı.

Çakıcı, Ağar, Eken ve Alan üzerine kitaplar yazılmış kişiler oldukları için ayrıca konu etme ihtiyacı duymadı kimse.
Fotoğrafın bir başka özelliğiyse çekildiği yer.

Yalıkavak Marina.

Burası Milli Emlak Genel Müdürlüğü’nden 49 yıllığına Cefi Kamhi tarafından 1993 yılında kiralanmış olan yer. Baba Jak Kamhi’nin 1993 yılında bir suikastten kurtulduğunu, suikastin Susurluk çetesiyle ilişkilendirildiğini, çetenin ilişkilendirildiği isimlerden birisininse Abdullah Çetin olduğunu söyleyelim. Çetin kimdir derseniz, anılan suikastten 8 yıl kadar sonra Marina’yı Kamhilerden alan azeri işadamı Gurbanoğlu’nun şirketinde yöneticilik yapmış, “karanlık” yıllarda Azerbaycan’da kontrgerilla adına varlık da göstermiş birisi!

“Yalıkavak Marina’nın işletmesi Kamhilerin elindeyken, oraya çökmek isteyen bir çete tarafından önce zorbalıkla alınmak istenmiş, aradan uzunca süre geçtikten sonra da ‘Kamhiler paraya sıkışınca’ parasıyla alınmış” demek okurun aklına gelebilir.

Marina 2003 yılında Kamhiler tarafından açılmış, 2011 yılında yaşadıkları “mali sıkıntı nedeniyle” Azeri işadamı, şimdilerde “FETÖ” tutuklusu Gurbanoğlu’nun şirketi Palmari’ye satılmış. Bu arada konuyla ilgili tüm haberlerde “satış” kelimesi kullanılsa da esasen mülkiyet Milli Emlak’a ait. Satış denilen 49 yıllık kira sözleşmesinin devri.

Ağarlar'ın 'çöküşü'

Gurbanoğlu 2011 yılında Marina’yı 42 milyon dolara devraldığında şirketinin başında Abdullah Çetin var. Belki de daha o aşamada işin içinde olduğu anlaşılan Ağarlar’ın temsilcisi olarak.

2014 yılında Mehmet Ağar’ın oğlu Zülfü Tolga Ağar marina işinin başına geçiyor.

2017 yılında Abdullah Çetin’in yaptığı bir operasyonla Gurbanoğlu devre dışı bırakılırken, Ağarlar iddialara göre ve iddia edenlerin deyişiyle “marinaya çöküyor.”

'Devletin bilgisi dahilinde'

Detayları bir yana bırakıp köşe taşlarını koyarsak:

Gurbanoğlu, “devletin bilgisi dahilinde” olduğunu söylediği bir şekilde Fethullah Gülen’le görüşmüş bir isim. Ama Erdoğan ailesine çok yakın. Gemici evlat Bilal’le pek çok ortak işleri de olmuş. Ağarlar marinaya çökerken Gurbanoğlu’na da “FETÖ” operasyonuyla çökülüyor.

İşte o fotoğrafta “büyük resmin” parçası olarak yer alan marinanın kısa tarihi.

Bu tarihte Susurluk çetesi var, Kamhiler var, bir ayağı Azerbaycan’da olan bir kontrgerilla organizasyonu var, Fethullah Gülen var, Erdoğan ailesi var, yatlar, gemiler, gemicikler var...

Tanrı dağı kadar Türk, Hira dağı kadar müslüman Devlet Bahçeli, kendisi gelememiş ama biraz da onun adına Alaattin Çakıcı var.

Aslında bu fotoğrafta Türkiye kapitalizmi var.